A
a.kara
Misafir
100 yıl sonra OBEZİTE
%100 ZAYIFLAMAYI VAAD ETMEK ve MUCİZE ÇÖZÜM! üzerine SOHBET
Siz, hiç geçmişe değil de; geçmişi yaşamışlığın resimlerini tekrar görür gibi net şekilde, Geleceğe daldınız mı?
Gerçek anlamda obezite, bugün ki bakış açısı ile yansıtıldığı gibi: vücutta aşırı yağ birikmesi sonucu değildir! Asıl gerçeği öğrenmek isterseniz 100 yıl sonrası bakış açısı ile, obezite’yi tam olarak şöyle anlatabiliriz..
İnsanlar, Kilo psikolojisi dolayısı ile iç dünyalarında yaşadıkları fırtına sonrası; üzerlerinden bir UFO geçmiş gibi, derin bir uykudan uyandıktan ve çok ama çok yüksek ‘insani ve varlık değerleri’ kayıpları verdikten sonra, yeniden uyanma süreçlerinde şu vahim tablo ile karşılaşacaklardır. Dünya vatandaşlarının %98’nin obez ve morbid obez olduğunda; başlarını, arta kalan okyanus’un artık eskisi kadar soğuk olmayan sularına sokup çıkardıklarında, biraz mahcup ama artık tüm gerçekleri zoraki görebilen bilim kurulları oluşturacak ve 2000’li yılların faciası olduğuna kani bir şekilde, Obezite’yi 100 yıl sonra şöyle tanımlayacaklar:
OBEZİTE ’’ideolojilerin, çökmeye yüz tuttuğu, globalleşme tuzağı içerisinde sinsice yerleştirilmiş ve bunun uzantısında kontrolsüz hırslarla, “Gıda ve Farma’’ sektörünün sistem içerisinde Umut tacirliği ve ekonomik vaatler ile süreç içerisinde bilinçli, planlı, ‘insan’ı fizyolojisi ile, psikolojisi ile, sosyal varlığı ile tüm değerlerini ele geçirme, el koyma planıdır. Zihinsel Kölelik düzeninin ilk başlangıç noktası Obezite’dir..
Buna eğitim sistemi de, sağlık sistemi de, ekonomik sistem de kendi kuralları içinde yaptırım ve kişilik bilincine aykırı dayatmalarla, kişilere yön verilmiş ve yetkilendirilmiş (Dr.- Prof.) kişiler tarafından farkında olmadan bu amaca yönelik hizmet etmeleri üzere de sistem kuralları şekillendirilmiştir. Yerel ve global belli ‘birbirlerini seçmişler’in; ekonomileri ve doyumsuzluklarına paralel, daha güçlü olma hırsları ve özellikle egoları şişerken, zamanla insanlarının bedenleri şişirilmiştir. Dünyaları küçültülmüştür.
3-5 başarısız denemeden sonra “bende başarabilirim” inançları ellerinden alınmış, her şeyi denedim ama başaramadım düşüncesi sonrası ‘zihinsel kölelik’ içinde, kandırılma bağımlılığı yaşayarak, kendi insani değerlerini yaşamak yerine, sürekli bir kurtarıcı peşinde maddi manevi büyük yıkımlara uğratılmış, ‘İLK ZAMANLAR BİLİNÇLİ OLMASA DA’, SONRASINDA gerek katkı maddeleri, gerek bağımlılık yaratan ürün ve içeriklerle ve gerekse yoğun bilgi kirliliği ile büyük bir organizasyonun yansımasıdır OBEZİTE.
Bu, modern köleliğin ve şekil değiştirse de, maalesef uygar-ilkellik olarak tanımlanabilecek kavramın, hükmünü sürdüğü ve bunu içlerinde barındırma meraklısı insanların hizmetleriyle desteklediği akıntıyla beslenmiştir.
Oldurulan (bilimsel diye dayatılan) her şeyin, bir doğal akış içerisinde görüntü kazanabilmesi için de bir takım kendi hizmet insanlarına, payeler, titri ve akademik kariyerler lütfedilmiştir.
Aşağıda, o dönemlere (2000-2010) ait hiç değiştirilmeden, tarihleri ve içerikleri ile birlikte başlıklar aktarılmaktadır.
(En dikkate değer yaklaşımlardan biri olarak, sıra dışı yaklaşımları ile; konumuna ve sistemin yaptırımlarına karşın, bugün (2100 yılı )üzerinde durduğumuz çözüm önerileri ile birebir örtüşen açıklamalar yapan ve obezite ile mücadelesini, sosyal bir oluşum olan ‘dernek’ (OMDER) adı altında, ekibi ve bilinçlendirdiği küçük bir azınlık ile Gelişerek değişimini yaşayarak, kendi farkını yaratan Halil KARGULU da yer almaktadır.)
Konu ile ilgili yalnızca üç – beş yıl içerisinde, obezite’de çözüme yönelik yansıtılan haberler ve yaklaşımlar şöyle:
19.01.2006 -‘Zayıflatan Mucize İlaç geliyor.’
05.07.2009 –‘Fareleri Zayıflatan Mucize İlaç’ –
15.09.2009 –‘Tıpta devrim olarak nitelendirilebilecek 6 mucize’.. ‘Çağımızın hastalıklarından obeziteye ise; kilo almaya neden olan genleri durduracak bir enjeksiyon’ ile çare bulunması hedefleniyor. Bu alandaki çalışmaların 2010’da tamamlanması bekleniyor’.
20.07.2010 -‘Obezite ile Mücadele’de Mucize İlaç, 3 Yıl sonra’
16.12.2010 –‘Şişmanlık Genini bulan Türk Prof.,Ödüle Doymuyor’
20.01.2011 –‘Bir Haftada Zayıflatan Mucize İlaç, Obezitenin 10 Yılı mı Kaldı?”
20.01.2011 –‘ “Şişmanlığın da çaresi bulundu”
22.01.2011. “Obezitenin ilacı Türk bilim insanında”-
vs… Bilgisayar Sisteminde Kayıtlı, benzer haberlerden yüzlerce çoğaltabilirsiniz…
OMDER Kurucu Başkanı Halil KARGULU’ nun yorumu çok açık;
’’ Yukarıdaki başlıklar gibi, SON 10 Yılı aşkın bir süredir, gazete manşetlerini süsleyen ve ihtiyacı olan milyonlarca insana duymak istediklerini dile getirerek, UMUT tacirliği yapan o kadar çok prof. ve farklı titri’ye sahip uzman var ki ANLATAMAM... Şişmanlığın çözümü için mucizeler vaat eden ve insanların umudunu çalarak kendi potansiyellerini açığa çıkarmasını engelleyen sözde Prof. diye geçinenlere selam olsun…
Bu şartlatanlıklarla devletten büyük fonlar almayı başarmış, tüm iyi niyetleri suistimal eden bilim insanlarına yada sözüm ona bilim şartlatanlarına bu yazı hediyem olsun...
Bu denli vizyonsuz, çapsız, ufuksuz ve çözümsüzlükler üretmede tutarlı çalışmalara imza atarak övünen bir profesör olmaktansa, ismimin başında her hangi bir “titri” olmadan, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür sade bir HALİL KARGULU olmayı binlerce kez tercih ederim.’’
Sizler “Fareleri Zayıflatan Mucize İlaç” başlığı gibi farelerden %100 sonuç alabilirsiniz, genleri ile oynar, istediğiniz şekle, kalıba o hayvanları getirebilirsiniz. Evet siz ancak fareleri- kafes hayvanlarını kontrol edebilir ve hatta istediğiniz gibi şişirip istediğiniz gibi indirebilirsiniz. Ama unutmayın ki İnsanı; makine gibi ruhsuz, milyarlarca hücreli bir biyolojik eşya yığını gibi görerek, farelerden aldığınız sonuçları bekleyemez ve bu tür yaklaşımlarla asla zayıflatamazsınız. Bu İMKANSIZDIR!
İnsana hiç bir kutsiyet atfetmeyip, özgür iradesini görmezden gelemezsiniz. Modern tıbbın somut verilerinin dışında %95 göz zevki, damak tadı, örf adet ve alışkanlıklar, stres, kalorili düşünceler, ruhsal, duygusal ve manevi açlık gibi, zihinsel, psikolojik ve çevre etkisi ile ortaya çıkan yapay açlık hissinin durdurulamaz baskısı sonucu şişen bedenleri;
-‘Hapı Yut Zayıfla’ tarzı mucize ilaçlarınız ile indiremezsiniz!
Sizler ancak, son alınan gıdaların kimyasal içerikleri etkisi ile; yedikçe acıkan, acıktıkça yiyen bir kısır döngü içinde, bağımlılık yaratan davranışlar yaratarak, her geçen gün şişmemize neden olmaktasınız…
Lütfen, daha fazla kafa karıştıracak açıklamalarınız ile, çözüme gölge etmeyin yeter, sizlerden başka ihsan istemiyoruz!.."
Aşağıda sunacağımız MODERN TIP, İRADE, ERKEK “EŞEKLİĞİ” VE ŞİŞMANLIK makalesi, sizlerin yüzünde patlayacak bir tokat gibi ses getireceğine inanıyor ve zihinleri köleleştirdiğiniz bu düzenden bir an önce kurtularak; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetişmesi için, 1250 kilolu ve obez kişinin bilinçaltında yaşadığı her türlü ayrıntıyı, tüm detayları ile analiz ederek, ortaya çıkan genel sonucu sizlerle paylaşıyorum…’’
-geçmiş, zamanın şimdilere yenilgisidir. ‘şimdi’ yaşanan tek gerçek ise,
gelecek şimdilere gebe! demiş Alim.
Siz hiç geleceğe daldınız mı? Olgunca, yaratılışınıza sadakatle, sorumluluklarınızla ve yüreğinizle.
Omder Başkanı
Halil KARGULU
%100 ZAYIFLAMAYI VAAD ETMEK ve MUCİZE ÇÖZÜM! üzerine SOHBET
Siz, hiç geçmişe değil de; geçmişi yaşamışlığın resimlerini tekrar görür gibi net şekilde, Geleceğe daldınız mı?
Gerçek anlamda obezite, bugün ki bakış açısı ile yansıtıldığı gibi: vücutta aşırı yağ birikmesi sonucu değildir! Asıl gerçeği öğrenmek isterseniz 100 yıl sonrası bakış açısı ile, obezite’yi tam olarak şöyle anlatabiliriz..
İnsanlar, Kilo psikolojisi dolayısı ile iç dünyalarında yaşadıkları fırtına sonrası; üzerlerinden bir UFO geçmiş gibi, derin bir uykudan uyandıktan ve çok ama çok yüksek ‘insani ve varlık değerleri’ kayıpları verdikten sonra, yeniden uyanma süreçlerinde şu vahim tablo ile karşılaşacaklardır. Dünya vatandaşlarının %98’nin obez ve morbid obez olduğunda; başlarını, arta kalan okyanus’un artık eskisi kadar soğuk olmayan sularına sokup çıkardıklarında, biraz mahcup ama artık tüm gerçekleri zoraki görebilen bilim kurulları oluşturacak ve 2000’li yılların faciası olduğuna kani bir şekilde, Obezite’yi 100 yıl sonra şöyle tanımlayacaklar:
OBEZİTE ’’ideolojilerin, çökmeye yüz tuttuğu, globalleşme tuzağı içerisinde sinsice yerleştirilmiş ve bunun uzantısında kontrolsüz hırslarla, “Gıda ve Farma’’ sektörünün sistem içerisinde Umut tacirliği ve ekonomik vaatler ile süreç içerisinde bilinçli, planlı, ‘insan’ı fizyolojisi ile, psikolojisi ile, sosyal varlığı ile tüm değerlerini ele geçirme, el koyma planıdır. Zihinsel Kölelik düzeninin ilk başlangıç noktası Obezite’dir..
Buna eğitim sistemi de, sağlık sistemi de, ekonomik sistem de kendi kuralları içinde yaptırım ve kişilik bilincine aykırı dayatmalarla, kişilere yön verilmiş ve yetkilendirilmiş (Dr.- Prof.) kişiler tarafından farkında olmadan bu amaca yönelik hizmet etmeleri üzere de sistem kuralları şekillendirilmiştir. Yerel ve global belli ‘birbirlerini seçmişler’in; ekonomileri ve doyumsuzluklarına paralel, daha güçlü olma hırsları ve özellikle egoları şişerken, zamanla insanlarının bedenleri şişirilmiştir. Dünyaları küçültülmüştür.
3-5 başarısız denemeden sonra “bende başarabilirim” inançları ellerinden alınmış, her şeyi denedim ama başaramadım düşüncesi sonrası ‘zihinsel kölelik’ içinde, kandırılma bağımlılığı yaşayarak, kendi insani değerlerini yaşamak yerine, sürekli bir kurtarıcı peşinde maddi manevi büyük yıkımlara uğratılmış, ‘İLK ZAMANLAR BİLİNÇLİ OLMASA DA’, SONRASINDA gerek katkı maddeleri, gerek bağımlılık yaratan ürün ve içeriklerle ve gerekse yoğun bilgi kirliliği ile büyük bir organizasyonun yansımasıdır OBEZİTE.
Bu, modern köleliğin ve şekil değiştirse de, maalesef uygar-ilkellik olarak tanımlanabilecek kavramın, hükmünü sürdüğü ve bunu içlerinde barındırma meraklısı insanların hizmetleriyle desteklediği akıntıyla beslenmiştir.
Oldurulan (bilimsel diye dayatılan) her şeyin, bir doğal akış içerisinde görüntü kazanabilmesi için de bir takım kendi hizmet insanlarına, payeler, titri ve akademik kariyerler lütfedilmiştir.
Aşağıda, o dönemlere (2000-2010) ait hiç değiştirilmeden, tarihleri ve içerikleri ile birlikte başlıklar aktarılmaktadır.
(En dikkate değer yaklaşımlardan biri olarak, sıra dışı yaklaşımları ile; konumuna ve sistemin yaptırımlarına karşın, bugün (2100 yılı )üzerinde durduğumuz çözüm önerileri ile birebir örtüşen açıklamalar yapan ve obezite ile mücadelesini, sosyal bir oluşum olan ‘dernek’ (OMDER) adı altında, ekibi ve bilinçlendirdiği küçük bir azınlık ile Gelişerek değişimini yaşayarak, kendi farkını yaratan Halil KARGULU da yer almaktadır.)
Konu ile ilgili yalnızca üç – beş yıl içerisinde, obezite’de çözüme yönelik yansıtılan haberler ve yaklaşımlar şöyle:
19.01.2006 -‘Zayıflatan Mucize İlaç geliyor.’
05.07.2009 –‘Fareleri Zayıflatan Mucize İlaç’ –
15.09.2009 –‘Tıpta devrim olarak nitelendirilebilecek 6 mucize’.. ‘Çağımızın hastalıklarından obeziteye ise; kilo almaya neden olan genleri durduracak bir enjeksiyon’ ile çare bulunması hedefleniyor. Bu alandaki çalışmaların 2010’da tamamlanması bekleniyor’.
20.07.2010 -‘Obezite ile Mücadele’de Mucize İlaç, 3 Yıl sonra’
16.12.2010 –‘Şişmanlık Genini bulan Türk Prof.,Ödüle Doymuyor’
20.01.2011 –‘Bir Haftada Zayıflatan Mucize İlaç, Obezitenin 10 Yılı mı Kaldı?”
20.01.2011 –‘ “Şişmanlığın da çaresi bulundu”
22.01.2011. “Obezitenin ilacı Türk bilim insanında”-
vs… Bilgisayar Sisteminde Kayıtlı, benzer haberlerden yüzlerce çoğaltabilirsiniz…
OMDER Kurucu Başkanı Halil KARGULU’ nun yorumu çok açık;
’’ Yukarıdaki başlıklar gibi, SON 10 Yılı aşkın bir süredir, gazete manşetlerini süsleyen ve ihtiyacı olan milyonlarca insana duymak istediklerini dile getirerek, UMUT tacirliği yapan o kadar çok prof. ve farklı titri’ye sahip uzman var ki ANLATAMAM... Şişmanlığın çözümü için mucizeler vaat eden ve insanların umudunu çalarak kendi potansiyellerini açığa çıkarmasını engelleyen sözde Prof. diye geçinenlere selam olsun…
Bu şartlatanlıklarla devletten büyük fonlar almayı başarmış, tüm iyi niyetleri suistimal eden bilim insanlarına yada sözüm ona bilim şartlatanlarına bu yazı hediyem olsun...
Bu denli vizyonsuz, çapsız, ufuksuz ve çözümsüzlükler üretmede tutarlı çalışmalara imza atarak övünen bir profesör olmaktansa, ismimin başında her hangi bir “titri” olmadan, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür sade bir HALİL KARGULU olmayı binlerce kez tercih ederim.’’
Sizler “Fareleri Zayıflatan Mucize İlaç” başlığı gibi farelerden %100 sonuç alabilirsiniz, genleri ile oynar, istediğiniz şekle, kalıba o hayvanları getirebilirsiniz. Evet siz ancak fareleri- kafes hayvanlarını kontrol edebilir ve hatta istediğiniz gibi şişirip istediğiniz gibi indirebilirsiniz. Ama unutmayın ki İnsanı; makine gibi ruhsuz, milyarlarca hücreli bir biyolojik eşya yığını gibi görerek, farelerden aldığınız sonuçları bekleyemez ve bu tür yaklaşımlarla asla zayıflatamazsınız. Bu İMKANSIZDIR!
İnsana hiç bir kutsiyet atfetmeyip, özgür iradesini görmezden gelemezsiniz. Modern tıbbın somut verilerinin dışında %95 göz zevki, damak tadı, örf adet ve alışkanlıklar, stres, kalorili düşünceler, ruhsal, duygusal ve manevi açlık gibi, zihinsel, psikolojik ve çevre etkisi ile ortaya çıkan yapay açlık hissinin durdurulamaz baskısı sonucu şişen bedenleri;
-‘Hapı Yut Zayıfla’ tarzı mucize ilaçlarınız ile indiremezsiniz!
Sizler ancak, son alınan gıdaların kimyasal içerikleri etkisi ile; yedikçe acıkan, acıktıkça yiyen bir kısır döngü içinde, bağımlılık yaratan davranışlar yaratarak, her geçen gün şişmemize neden olmaktasınız…
Lütfen, daha fazla kafa karıştıracak açıklamalarınız ile, çözüme gölge etmeyin yeter, sizlerden başka ihsan istemiyoruz!.."
Aşağıda sunacağımız MODERN TIP, İRADE, ERKEK “EŞEKLİĞİ” VE ŞİŞMANLIK makalesi, sizlerin yüzünde patlayacak bir tokat gibi ses getireceğine inanıyor ve zihinleri köleleştirdiğiniz bu düzenden bir an önce kurtularak; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetişmesi için, 1250 kilolu ve obez kişinin bilinçaltında yaşadığı her türlü ayrıntıyı, tüm detayları ile analiz ederek, ortaya çıkan genel sonucu sizlerle paylaşıyorum…’’
-geçmiş, zamanın şimdilere yenilgisidir. ‘şimdi’ yaşanan tek gerçek ise,
gelecek şimdilere gebe! demiş Alim.
Siz hiç geleceğe daldınız mı? Olgunca, yaratılışınıza sadakatle, sorumluluklarınızla ve yüreğinizle.
Omder Başkanı
Halil KARGULU