Avrupa'da yaşayan Türk ailelerinin çocukları, herhangi bir yargı kararı olmadan, Hristiyan ailelere veriliyor.
SAKARYA - TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'nın değişik ülkelerinden Türk çocukların ailelerinden koparılıp Hristiyan ailelere verildiğine ilişkin dilekçeler aldıklarını anlattı.
''Bu olay tam bir asimilasyon'' diyen Üstün, ''Bu olayın hiçbir insani yönü yok. Çünkü uluslararası hukuk açısından da sakat bir süreç. Velayet hakkı kutsaldır ve ailelerin en temel hakkıdır. Maalesef Avrupa'daki gençlik daireleri, hiçbir yargı kararı olmadan basit bahanelerle Türk çocukları ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere veriyor'' ifadelerini kullandı.
Üstün, Türk çocukların ailelerinden koparıldıktan sonra anne ve babasıyla görüşmesinin dahi yasaklandığını söyledi.
-''Bu, tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor''-
Şu anda 5 binden fazla çocuğun bu şekilde Hristiyan ailelere verildiğine dikkati çeken Üstün, şöyle devam etti:
''Türk çocuklarını ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere vermek, tamamen bir asimilasyondur. Geçen gün bir örneğini de gördük, Sakarya'ya gelen kız çocuğu Türkçe konuşmayı unutmuş. İnsanın temel kişiliğini ortaya koyan unsurlardan biri dili, diğeri de dinidir. Dilini kaybetmiş, dini konusunda sorgulama yapamıyoruz. Tehlike bu kadar büyük yani. Dolayısıyla bu acı bir durum. Daha önce Dersim'de 3 bin civarında çocuk ailelerinden koparılıp subaylara verilmişti ve bu bir dram olarak anlatılmıştı. Şimdi gözümüzün önünde 5 binden fazla Türk kökenli ailenin çocukları alınıp, başka ailelere veriliyor. Çocukla aile arasındaki tüm diyalog koparılmış durumda ve görüşmesi yasak. Bu da tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor.''
-''Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı''-
Üstün, çocukların ailelerden alınması için herhangi bir yargı kararının alınmadığını ve bu nedenle hukuka aykırı bir sürecin olduğunu vurguladı.
Uygulamanın insan haklarına da aykırı olduğunu savunan Üstün, ''Bu uygulama tamamen bir asimilasyon. Bunun başka bir tarifi olamaz. Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı. Buna benzer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Hristiyan aileden alınıp Yehova Şahidi bir aileye verilen bir çocuğa ilişkin kararı var ve bu kararda uygulama yanlış olarak değerlendiriliyor. Bu tamamen insan haklarına aykırı. İslam kültürüyle büyüyen bir çocuğu adli karar olmadan alıp Hristiyan aileye vermek asimilasyondur'' diye konuştu.
-''Bu konuyla ilgili çok sayıda dilekçe aldık''-
Komisyon olarak konuya ilişkin bir çalışma yapacaklarına dikkati çeken Üstün, şunları söyledi:
''Bu konuyla alakalı çok sayıda dilekçe aldık. Vatandaşlarımız bize başvuruyor. Biz de komisyon olarak bununla alakalı bir çalışma yapacağız. Ahlaki açıdan son derece sakat bir süreç. Tabi her insanımız çocuğuna iyi davranmıyor olabilir, bu durumda da Türk aileden alınan çocuk başka bir Müslüman aileye verilebilirdi. En azından yakın kültür içinde yetişmesi sağlanırdı. Avrupa'da çok başarılı insanlarımız da var. Bu ailelere verilebilir çocuklar.''
-''Müslüman çocukların başka dinden ailelere verilmesi kabul edilemez''
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay, Avrupa'da Türk çocukların Hristiyan ailelere verilmesine ilişkin, ''Müslüman çocukların başka dinden ailelere verilmesi kabul edilemez'' dedi.
Günay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların kendi dini kültürü içinde büyümesi gerektiğini ve başka dinlere mensup ailelere verilmesinin sakıncalı olacağına dikkati çekti.
Müslüman çocukların yine başka bir Müslüman aileye verilmesi gerektiğini belirten Günay, ''Müslüman çocukların başka dinden aileye verilmesi kabul edilemez. Her dine mensup kişi kendi kültürü içinde büyümeli. Dinimize göre, Müslüman bir çocuğun başka dinden bir ailede yetişmesi sakıncalıdır. Kendi kültür ortamında yetişmemiş çocukların ilerleyen yaşlarda büyük sorunlar yaşadığına ilişkin araştırmalar var'' diye konuştu.
''Hristiyan ve Yahudiler kendi mezhepleri içinde dahi evliliği yasaklarken, çocukların teslim edilmesi doğru değil'' diyen Günay, şunları söyledi:
''Çocukları, kendi dini kültürü içinde yetiştirilmeli. Başka bir dinden aileye velayet verilemez. Sadece himaye verilebilir. Ancak velayet kabul edilemez. Dini açıdan son derece sakıncalı bir durum. Siyasi açıdan asimilasyon olarak değerlendirebilir ancak dini açıdan bunun sakıncalı olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklar Müslüman ise kendi dini kültürü içinde büyümeli.''