KraLiçe
Daimi Üye
Merkez Seyhan ilçesine bağlı Demetevler Mahallesi’nde 6 Ekim 2010’da meydana gelen olayda yalnız yaşayan Ayşe Ulu’nun evine iddiaya göre pencere demirlerini keserek giren Mehmet Fatih Ataş, çalacak eşya aradı.
Kulağı zor işiten yaşlı kadının evinde çalacak bir şey bulamayan Atay, yatağında tespih çekerek ibadet yapan Ulu’ya yaklaşıp para istedi. Olumsuz yanıt alan Ataş, kulağındaki altın küpeleri istedi. Ayşe Ulu’nun karşı koyması üzerine mutfağa gidip, aldığı bıçakla tehdit eden Mehmet Fatih Ataş, küpeleri çıkartıp aldı. Daha sonra da yaşlı kadının üzerindeki elbiseleri yırtıp, ağzını kapatarak tecavüz etti.
BAŞKA BİR HIRSIZLIKTAN YAKALANDI
Evden çıkıp giden Mehmet Fatih Ataş, 4 ay sonra Pozantı İlçesi’nde karıştığı hırsızlık olayıyla ilgili soruşturma sırasında yakalandı. Parmak izi karşılaştırmasında Ayşe Ulu’nun evindeki parmak izleri ile uyuşması üzerine tutuklandı. Ayrıca, Ayşe Ulu’nun üzerinde bulunan meni lekesi ile DNA’sının da uyuştuğu belirlendi.
SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ
Çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Ataş hakkında ’Nitelikli yağma, nitelikli cinsel saldırı, nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etme, mala zarar verme’ suçlarından 39 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Sanık Ataş, görülen davada suçlamayı kabul etmeyip en yakın arkadaşının kendisine iftira attığını öne sürerek, "Şimdi cezaevinde bulunan en yakın arkadaşım, kendisine ait uyuşturucuyu satmadığım için bana iftira attı. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
YÜZÜNE TÜKÜRDÜ
Geçen duruşmaya yürüme güçlüğü çektiği için tekerlekli sandalyede, torunlarının yardımıyla getirilen Ayşe Ulu, hakimin "Bu kişi miydi?" diye sorması üzerine "Buydu. Bu yaştan sonra namusumu kirletti" diyerek sanığın yüzüne doğru tükürdü.
Kulakları ağır işiten Ayşe Ulu, ifadesinde "Saat 02.00 sıralarıydı. Ben tespih çekiyordum. Baktığımda başucumda gördüm. ’Ben hırsızım. Para ver para’ dedi. Ben, param olmadığını söyleyince bıçağı boğazıma dayadı. ’Seni öldürürüm’ dedi. Kulağımdaki küpeleri çıkarıp aldı. Üzerimdeki elbiseleri parçaladı. Sonra da tecavüz etti" diye konuştu.
Uğradığı cinsel saldırıdan dolayı Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nden ruh sağlının bozulduğuna dair rapor verilen Ayşe Ulu’yu, mahkeme heyeti ruh ve beden sağlının bozulup bozulmadığı konusunda bir kez daha araştırma yapılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti.
Ancak Ayşe Ulu 3 ay önce, hem rapor aldırılamadan, hem de sanığın ceza aldığını göremeden kalp yetmezliğinden öldü.
YARGILAMADA SONA GELİNDİ
Yargılamada sona gelinince mahkeme savcısı mütalaasını verdi. Mütalaada, sanık Ataş hakkında yağma suçundan 15 yıl, cinsel saldırı suçundan 18 yıl ve mala zarar verme suçundan da 3 yıl olmak üzere toplam 36 yıl hapis cezası istendi.
Sanık Ataş ise savcının mütalaasını kabul etmediğini belirterek, "Benim suçlamalarla bir ilgim yok. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
Ayşe Ulu’nun avukatı Abidin Kaleağası ise, "Merhum müvekkilim cinsel saldırıya uğradığı için tüm dünya ile irtibatını kesmiş, akrabaları ile dahi olaydan sonra görüşmeyerek adeta kahrından ölmüştür. Bu nedenle sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
Sanık avukatı Mehmet Savrun, mütalaaya karşı yazılı beyanda bulunmak üzere süre talep etti. Mahkeme heyeti, sanık avukatına savunma yapması için süre vererek duruşmayı erteledi.