Bir parça keder..
Bir tutam göz yaşı..
Kararınca özlem..
Anlayamayana göre vefasızlık iksiri..
Sayısız ayrılık zincirleriyle örülü bir kab da karıştırıyorsunuz...
Üzerine, buram buram tüten hasret...
Ve işte sizlere YÜZSÜZ YÜREK...
Ne acılara doyum oluyor, ne de göz yaşlarının kekremsi tadına..
Her şeye alışılıyor zamanla.. Gelenlere 'hoşgeldin', gidenlere sessiz bir 'elveda'...
'Ben ayrılıkların şairiyim' diyor usta.. Bana da yakışıyor galiba..
Vedalara doymuyor bu yüzsüz yürek, her gelen kanatıyor da 'bana mısın' demiyor.. Her kanama bir iz bırakıyor da, yine de silmesini beceriyor...
Tıpkı senin gibi..
Şimdi bıraktım ağlamayı, belki başka bir son baharda, göz yaşlarımla yine sel basar İzmi'ri.. Ya da kim bilir, belki başka bir vefasız dindirir senin yarattığın kanamaları...
Dedim ya.. Yüzsüzleşti yüreğim...
Ne sevmekten utanıyor, ne de vefasızlıktan... Köşe başında bekleyen, ağlayan bir çocuk gibi gözlerimin içine bakan ayrılığı, her defasında bağrına basıyor... Ne 'gitme' diyebiliyor gidenin ardından, ne de sözü geçiyor kendine...
Yorulmuyorum aşkı kovalamaktan, yüreğimden yeniden akacak olan kanların yeni kanallarını inşaa ediyorum şu günlerde.. Tamirat var yüreğimde... Yeni umutlar buluyorum aldırmadan umutsuzluklarıma... Yeni filizler büyütüyorum vefasızlara, gelip koparıp, savursunlar diye... Mavinin tüm tonlarıyla boyuyorum yüreğimi, biri gelip yine kana bulasın diye...
Güneşle anlaşma yaptım bir kaç gün önce, bir müddet doğmayacak sabahlarıma.. Yıldızlarla senet imzaladım, ben ek tutana kadar kaymayacaklar gök yüzünden... Ve yağmurlar... söz verer, benim göz yaşlarımla birleştiklerinde yeni bir felaket olmasın diye yağmayacaklar...
Görüyorsun değil mi? Bir gidiş nelere mâl oluyor...
Sakın ha...
Sakın heveslenme bitti diye..
Ben gönderene kadar bendesin, gidemezsin hiç bir yere.. Kafana göre takılıp 'elveda' diyorsun ya... Nafile... Hazırlıklarımı tamamlayana kadar yeni bir ev sahipliğine, bendesin...
Hiç bakma öyle gözlerime.. Senin gibiler getirdi beni bu hale... Senin gibiler yüzsüzleştirdi yüreğimi.. Senin gibiler yüzünden kan damlıyor kirpiklerimden... Hiç kimseden yardım almadan, neşterle kazıyorum senin izlerini...
Her gelen adam olup gidiyor yüreğimden.. Adam gibi sevmeyi öğreniyorlar.. Riyasız.. Ölümüne... Bakıyorlar ki çok ağır sevda dedikleri bu meret, kaldıramıyorlar... 'Bana göre değil sevmeler' deyip basit bir elvedaya yüklüyorlar aşkın koca yükünü...
Hep söylerim ya...
'Keşke'leri çıkardım hayatımdan,
Eyvah'lar bana göre değil...'
'Eyvaahh !' demiyorum hiç, tükenen umutlarımı ardı sıra, 'keşke' lerimi sıralamıyorum... Çünkü ben ADAM GİBİ SEVİYORUM...
Savurmuyorum aşkı vara yoğa... Soğuk ayazların koynuna atmıyorum sevdamı... Ve beceremiyorum yalan dolanı... 'Neysem oyum' diyorum... Nakış nakış işliyorum... İlmek ilmek örüyorum yüreğimde.. O yüzden sevdiğime CANIMIN İÇİ, CANIM, ÖMRÜM, GÖZ NURUM.. diyorum...
Çünkü ben senin gibi vefasızların inadına... ADAM GİBİ SEVİYORUM!!!!
Bir tutam göz yaşı..
Kararınca özlem..
Anlayamayana göre vefasızlık iksiri..
Sayısız ayrılık zincirleriyle örülü bir kab da karıştırıyorsunuz...
Üzerine, buram buram tüten hasret...
Ve işte sizlere YÜZSÜZ YÜREK...
Ne acılara doyum oluyor, ne de göz yaşlarının kekremsi tadına..
Her şeye alışılıyor zamanla.. Gelenlere 'hoşgeldin', gidenlere sessiz bir 'elveda'...
'Ben ayrılıkların şairiyim' diyor usta.. Bana da yakışıyor galiba..
Vedalara doymuyor bu yüzsüz yürek, her gelen kanatıyor da 'bana mısın' demiyor.. Her kanama bir iz bırakıyor da, yine de silmesini beceriyor...
Tıpkı senin gibi..
Şimdi bıraktım ağlamayı, belki başka bir son baharda, göz yaşlarımla yine sel basar İzmi'ri.. Ya da kim bilir, belki başka bir vefasız dindirir senin yarattığın kanamaları...
Dedim ya.. Yüzsüzleşti yüreğim...
Ne sevmekten utanıyor, ne de vefasızlıktan... Köşe başında bekleyen, ağlayan bir çocuk gibi gözlerimin içine bakan ayrılığı, her defasında bağrına basıyor... Ne 'gitme' diyebiliyor gidenin ardından, ne de sözü geçiyor kendine...
Yorulmuyorum aşkı kovalamaktan, yüreğimden yeniden akacak olan kanların yeni kanallarını inşaa ediyorum şu günlerde.. Tamirat var yüreğimde... Yeni umutlar buluyorum aldırmadan umutsuzluklarıma... Yeni filizler büyütüyorum vefasızlara, gelip koparıp, savursunlar diye... Mavinin tüm tonlarıyla boyuyorum yüreğimi, biri gelip yine kana bulasın diye...
Güneşle anlaşma yaptım bir kaç gün önce, bir müddet doğmayacak sabahlarıma.. Yıldızlarla senet imzaladım, ben ek tutana kadar kaymayacaklar gök yüzünden... Ve yağmurlar... söz verer, benim göz yaşlarımla birleştiklerinde yeni bir felaket olmasın diye yağmayacaklar...
Görüyorsun değil mi? Bir gidiş nelere mâl oluyor...
Sakın ha...
Sakın heveslenme bitti diye..
Ben gönderene kadar bendesin, gidemezsin hiç bir yere.. Kafana göre takılıp 'elveda' diyorsun ya... Nafile... Hazırlıklarımı tamamlayana kadar yeni bir ev sahipliğine, bendesin...
Hiç bakma öyle gözlerime.. Senin gibiler getirdi beni bu hale... Senin gibiler yüzsüzleştirdi yüreğimi.. Senin gibiler yüzünden kan damlıyor kirpiklerimden... Hiç kimseden yardım almadan, neşterle kazıyorum senin izlerini...
Her gelen adam olup gidiyor yüreğimden.. Adam gibi sevmeyi öğreniyorlar.. Riyasız.. Ölümüne... Bakıyorlar ki çok ağır sevda dedikleri bu meret, kaldıramıyorlar... 'Bana göre değil sevmeler' deyip basit bir elvedaya yüklüyorlar aşkın koca yükünü...
Hep söylerim ya...
'Keşke'leri çıkardım hayatımdan,
Eyvah'lar bana göre değil...'
'Eyvaahh !' demiyorum hiç, tükenen umutlarımı ardı sıra, 'keşke' lerimi sıralamıyorum... Çünkü ben ADAM GİBİ SEVİYORUM...
Savurmuyorum aşkı vara yoğa... Soğuk ayazların koynuna atmıyorum sevdamı... Ve beceremiyorum yalan dolanı... 'Neysem oyum' diyorum... Nakış nakış işliyorum... İlmek ilmek örüyorum yüreğimde.. O yüzden sevdiğime CANIMIN İÇİ, CANIM, ÖMRÜM, GÖZ NURUM.. diyorum...
Çünkü ben senin gibi vefasızların inadına... ADAM GİBİ SEVİYORUM!!!!