Adı, Doğumu ve Yetişmesi
İmam Ahmed ibnu Hanbel'in tam adı, Ebu Abdillah Ahmed ibnu Muhammed ibni Hanbel ibni Hilal eş-Şeybani'dir. H. 164 yılının Rebi'u'l-evvel ayında Bağdat'ta dünyaya gelmiştir. Küçük yaştayken babasını kaybettiğinden, yetişmesiyle annesi Safiyye bintu Meymune ilgilendi. Dedesi Hanbel ibnu Hilal, Emeviler döneminde Serahs valiliği yapmıştır.
İbnu Hanbel, en önce ve daha küçük yaşlardayken Kur'an-ı Kerim'i ezberleyerek hafız oldu. Sonra bir süre Bağdatlı ilim adamlarından dil ilimlerini öğrendi. Ardından hadis ilmiyle meşgul olmaya başladı. Bu arada değişik ilim dallarında muhtelif ilim adamlarından dersler aldı. Kendilerinden ders aldığı ilim adamlarının başta gelenleri şunlardır: İmamı Azam Ebu Hanife'nin talebelerinden olan İmam Ebu Yusuf, Huşeym ibnu Beşir, Sufyan ibnu Uyeyne, Yahya ibnu Said el-Kattan, Abdurrahman ibnu Mehdi, İmam Şafii, Abdürrezzak ibnu Hemmam.
Hadise Özel İlgisi ve İlim Seyahatleri
İbnu Hanbel, sünnete bağlılığıyla ün kazanmış, her konuda Resulullah (s.a.s.)'ı kendine örnek edinmiş biriydi. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bütün fiillerini, sözlerini, hareketlerini öğrenmeye özel özen gösteriyordu. Bunun için de ondan rivayet edilen hadisleri öğrenmeye ihtiyacı vardı. Dolayısıyla ondan nakledilen hadislerin kaynaklarına ulaşabilmek, rivayetleri en sağlam kaynaklardan alarak yazabilmek için çeşitli seyahatler gerçekleştirdi. Basra, Kufe, Mekke, Medine, Dımeşk (Şam), Halep, Cezire ve Yemen bu amaçla gerçekleştirdiği seyahatlerde ziyaret ettiği ilim merkezlerinin başında gelir. Yemen yolculuğunu, parasının olmaması sebebiyle kervancıların develerine bakmak suretiyle gerçekleştirdi. Bu yolculuğa çıkmasının amacı ise ünlü muhaddislerden Abdürrezzak ibnu Hemmam'ın naklettiği hadisleri bizzat kendisinden dinlemekti. Onun böyle bir amaç için bu derece yorucu ve uzun bir yolculuğa çıkması hadise ve hadis kaynaklarına ulaşmaya verdiği önemi göstermektedir.
İbnu Hanbel'den Ders Alan Alimler
Ahmed ibnu Hanbel'in yetiştirdiği talebelerin başında kendi oğlu Abdullah gelir. Abdullah aynı zamanda aşağıda ayrıntılı olarak üzerinde duracağımız Müsned'in ravisidir. Bir diğer oğlu Salih de İmam İbnu Hanbel'in yetiştirdiği talebelerinin başında gelir. Bu iki oğlunun yanı sıra birçok öğrenci yetiştirmiştir. Ondan ilim öğrenen veya hadis nakleden ilim erbabının başta gelenleri ise şunlardır: Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, Yahya ibnu Muin, Ali ibnu Medini, Ebu Zur'a er-Razi, Ebu Hatim er-Razi.
Onun verdiği hadis derslerine bazen çok kalabalık kitleler toplanırdı. Bunlardan bazıları hadis almaya gelirken büyük bir çoğunluğu, onun ilim öğretmedeki, oturup kalkmadaki tavırlarını, edep ve ahlakını öğrenip örnek edinmek için derslerine geliyorlardı.
Abbasi Zulmü
Abbasi döneminde Mutezile mezhebinin etkisinde kalan bazı halifeler, bu mezhebin görüşlerini benimsemeyen ilim adamlarına zulmetmişlerdir. Bu zulme uğrayanlardan biri de Ahmed ibnu Hanbel'dir. Abbasi halifesi Me'mun, bütün alimleri Kur'an'ın yaratılmış (mahluk) olduğu görüşünü kabullenmeye zorladı. Bir takım ilim adamları zulümden kurtulmak için bu görüşü kabullendiklerini söyledilerse de Ahmed ibnu Hanbel bu görüşü benimsemediğini açıkça ifade etti. Bu yüzden hapse atıldı. Bu zulüm, Me'mun'dan sonraki halife Mu'tasım zamanında da devam etti. Bu yüzden İbnu Hanbel toplam iki yıl dört ay hapiste kaldı. Bu hapis süresi içinde ağır işkencelere maruz kaldı. Ama bütün bu işkencelere rağmen yine de inancına ters bir söz sarf etmeyi kabul etmedi. Mu'tasım'ın son dönemlerinde hapisten çıkarıldıysa da zulüm yine sona ermedi. Mu'tasım'dan sonra iş başına gelen halife Vasık döneminde de bir süre evinde göz hapsinde tutuldu. "Halku'l-Kur'an (Kur'an'ın Yaratılmışlığı)" dayatması Vasık'tan sonraki halife Mütevekkil döneminde sona erdi.
Kişiliği
İbnu Hanbel, takvasıyla, ibadete ve her konuda Resulullah (s.a.s.)'ın sünnetlerine uymaya düşkünlüğüyle tanınan biriydi. Takvası sebebiyle, "halku'l-Kur'an" dayatmalarına son veren halife Mütevekkil'in kendisine gönderdiği hediyelere haram karışmış olabileceği endişesiyle hepsini ihtiyaç sahiplerine dağıttı. Çoğu zaman fakirlik ve maddi sıkıntı içinde kalmasına rağmen şüpheli şeylere hiç iltifat etmezdi. İlim tahsili sırasında ihtiyaçlı olmasına rağmen kendisine yapılan yardım tekliflerini kabul etmemiştir.
İlimdeki Yeri
İbnu Hanbel, birinci derecede bir hadis alimidir. Çünkü hayatında ağırlıklı olarak hadis ilmiyle uğraşmış, Resulullah (s.a.s.)'tan nakledilen rivayetleri derlemiş, ilmi sohbetlerinde hadis nakletmiş ve bu sahada el-Müsned gibi önemli bir kaynak eser ortaya koymuştur. Bu yüzden İbnu Kuteybe, İbnu Cerir et-Taberi, Tahavi, İbnu Abdilberr ve Gazali gibi bazı ilim adamları onun sadece hadis alimi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ancak o aynı zamanda bir fıkıh alimidir. İtikadi ve fıkhi meselelerle ilgili fetvalarıyla bir içtihad mezhebi ortaya çıkmıştır. Onun hadis ilmine verdiği ağırlık fetvalarında da kendini gösterir. Fetvalarında nasslara ağırlık verir, kıyas metoduna çok az başvururdu. Herhangi bir meseleye açıklık getirmek istediğinde, o konuda Kitap ve sünnetten açık bir hüküm bulamayınca sahabe ve tabiinin konuyla ilgili görüşlerini nakleder, kıyas ve içtihada başvurmayı en son çare olarak görür, bazen de "bilmiyorum" diyerek susmayı tercih ederdi. Farazi konularla uğraşmaktan, olmamış hayali meseleler üzerinde fikir yürütmekten kaçınırdı. Bilindiği üzere sonraki dönemlerde bu şekilde farazi meseleler üzerinde durulması ilmin iyice çatallanmasına, kitapların bu tarz farazi konularla ilgili hükümlerle doldurulmasına yol açmış, bu da ilmin temel noktalarının anlaşılmasını zorlaştırmıştır.
Eserleri
İbnu Hanbel'in bizzat kendisinin yazdığı veya yazdırdığı tek eser aşağıda üzerinde duracağımız el-Müsned'dir. Bunun dışında ona nispet edilen eserlerin hiçbirini bizzat kendisi yazmamış ve yazdırmamıştır. Hatta kendi söz ve fetvalarının bile yazılmasına izin vermezdi. Ancak vefatından sonra ondan nakledilen bazı bilgiler ve rivayetler kitap haline getirilmiştir. Bu nitelikteki eserlerin de başlıcaları şunlardır:
1) Kitabu's-Sunne veya İ'tikadu Ehli's-Sunne: Bu eser İbnu Hanbel'in itikadi konularla ilgili tespit ve görüşlerini içermektedir ve oğlu Abdullah tarafından derlenmiştir.
2) Kitabu'z-Zuhd: Adından da anlaşılacağı üzere zühdle ilgili konuları, geçmiş peygamberlerin, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in, raşid halifelerin ve sahabilerin zühdlerini, onların zühd konusundaki sözlerini içermektedir. Bu eser de oğlu Abdullah tarafından derlenmiştir.
3) Kitabu'l-Vera: Bu eser de İbnu Hanbel'in öğrencisi Ebu Bekir el-Merruzi tarafından derlenmiştir. Merruzi, bu eserde İbnu Hanbel'e sorduğu bazı sorulara onun verdiği cevapları ve takvayla ilgili yüz mesele hakkındaki görüşlerini bir araya getirmiştir.
4) Kitabu'l-İlel ve Ma'rifeti'r-Rical: İlel yani zayıf hadislerin tanınmasını sağlayan işaretler hadis ilminin önemli bir alanıdır. Rical'in yani ravilerin tanınması da bu alanla ilgilidir. Bu eser de bu konuda yazılmış önemli bir eserdir. Eserde, Ebu Bekir el-Merruzi, İmam İbnu Hanbel'in ilel ve ravilerle ilgili görüş ve tespitlerini bir araya getirmeye çalışmıştır.
5) Kitabu Fedaili's-Sahabe: Bu eseri de İmam Ahmed'in oğlu Abdullah derlemiştir. Abdullah bu eserde, sahabenin faziletleriyle ilgili olarak babasından duyduğu hadisleri nakletmiştir.
6) er-Red ale'z-Zenadıka ve'l-Cehmiyye: Dinsizlerin (zındıkların) ve cehmiyye denilen maddeci anlayış mensuplarının görüşlerine reddiye olarak yazılmış ilk müstakil eser niteliği taşımaktadır.
İmam Ahmed ibnu Hanbel'den alınan fetvalar, tespitler ve rivayetlerden derlenen bunların dışında da birçok eser bulunmaktadır.
Vefatı
İmam Ahmed ibnu Hanbel, H. 12 Rebi'u'l-evvel 241 tarihinde Cuma günü,77 yaşındayken, Bağdat'ta vefat etti. Cenaze merasimine yüz binlerce insan iştirak etmiştir. Bağdat'ta Dicle kıyısında bir yere defnedildi. Ancak yedinci yüzyılda Dicle ırmağının taşması sebebiyle kabri sulara karışarak kaybolmuştur.
el-Müsned
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere müsnedler hadis rivayet eden sahabilerin ya da hadislerin ilk ravisi durumundaki şahısların isimlerine göre (ale'r-rical) düzenlenmiş hadis kaynaklarıdır. Bu nitelikteki hadis kaynaklarının ilki Ebu Davud etTayalisi'nin Müsned'idir. Tayalisi'den sonra da müsned tarzında birçok hadis eseri yazılmıştır. Bunların başında da İmam Ahmed ibnu Hanbel'in yazdığı el-Musned gelmektedir.
İbnu Hanbel'in Müsned'i onun yedi yüz bin hadis arasından seçtiği otuz bin hadisten oluşuyordu. Buna Müsned'in de ravisi olan oğlu Abdullah ile talebesi Ebu Bekir el-Kati'i'nin on bin hadis daha ilave etmeleriyle bu eserdeki hadis sayısı kırk bine çıkmıştır. Ancak bunların içinden mükerrerler çıkarıldığında geriye otuz bin hadis kalmaktadır.
Musned'in başta gelen ravisi kendi oğlu Abdullah'tır. Onun yanı sıra diğer oğlu Salih ve kardeşinin oğlu Hanbel de bu eserin ravileri arasında yer alırlar.
Müsned'in yazılış gayesi sadece sahih hadisleri ortaya çıkarmak değil, dediğimiz gibi ravilerinin isimlerine göre bir hadis tasnifatı yapmak ve onların her birinin naklettiği hadisleri kayda geçirmek suretiyle bir başvuru kaynağı oluşturmaktı. Dolayısıyla bu eser sahih hadislerin yanı sıra hasen ve zayıf rivayetleri de içermektedir. İbnu'l-Cevzi yaptığı araştırma neticesinde Müsned'de sadece 18 mevzu hadis bulduğunu bildirmiştir. Fakat İbnu Hacer el-Askalani, el-Kavlu'l-Musedded fi'z-Zebb an Musnedi Ahmed adlı eserinde bu iddianın doğru olmadığını söylemiştir. İbnu Hanbel, mevzu hadis rivayet eden ravilere yanaşmadığından eserine mevzu rivayet almamaya özen göstermiştir. Ancak, Abbasi döneminde çektiği zulümler ve sıkıntılar dolayısıyla eserine bazı hasen ve zayıf rivayetlerin girmesini de önleyememiştir.
Müsned'de naklettiği hadislerin alındığı ravilere bakıldığında İbnu Hanbel'in 280 hadis şeyhiyle görüştüğü anlaşılır. Nasıruddin el-Albani'nin hazırladığı fihriste göre bu eserde 904 sahabiden hadis nakledilmiştir. Müsned'de bunların yanı sıra hadislerin ilk yazılı kaynakları durumundaki "hadis sahifeleri"nde yer almış hadislere de yer verilir.
İbnu Hanbel'in Müsned'i için yazılmış tek şerh Müslüman Kardeşler cemaatinin kurucusu olan İmam Hasan el-Benna'nın babası Şeyh Ahmed Abdurrahman el-Benna'nın yazdığı "Buluğu'l-Emani min Esrari'l-Fethi'r-Rabbani" adlı eserdir. Şeyh Ahmed Abdurrahman el-Benna aynı zamanda Müsned'i konularına göre tasnif ederek, "el-Fethu'r-Rabbani li Tertibi Müsnedi İmam Ahmed ibni Hanbel eş-Şeybani" adlı bir eser de yazmıştır. Müsned'in konularına göre tasnif edilmesi suretiyle oluşturulan bir başka eser de İbnu Zenkan Ali ibnu Hüseyin'in hicri yedinci yüzyılda telif etmiş olduğu "et-Teratibu'd-Derari fi Tertibi Musnedi'l-İmam Ahmed ala Eb-vabi'l-Buhari" adlı eserdir.
Günümüzde, hadis kaynakları verilirken Müsned denilince Ahmed ibnu Hanbel'in Müsned'i kastedilir. Bunun da özellikle bilinmesinde yarar var. Bu da müsnedler arasında en çok İbnu Hanbel'in eserinin tanınmış ve yaygınlık kazanmış olmasından ileri gelmektedir.
İmam Ahmed ibnu Hanbel'in tam adı, Ebu Abdillah Ahmed ibnu Muhammed ibni Hanbel ibni Hilal eş-Şeybani'dir. H. 164 yılının Rebi'u'l-evvel ayında Bağdat'ta dünyaya gelmiştir. Küçük yaştayken babasını kaybettiğinden, yetişmesiyle annesi Safiyye bintu Meymune ilgilendi. Dedesi Hanbel ibnu Hilal, Emeviler döneminde Serahs valiliği yapmıştır.
İbnu Hanbel, en önce ve daha küçük yaşlardayken Kur'an-ı Kerim'i ezberleyerek hafız oldu. Sonra bir süre Bağdatlı ilim adamlarından dil ilimlerini öğrendi. Ardından hadis ilmiyle meşgul olmaya başladı. Bu arada değişik ilim dallarında muhtelif ilim adamlarından dersler aldı. Kendilerinden ders aldığı ilim adamlarının başta gelenleri şunlardır: İmamı Azam Ebu Hanife'nin talebelerinden olan İmam Ebu Yusuf, Huşeym ibnu Beşir, Sufyan ibnu Uyeyne, Yahya ibnu Said el-Kattan, Abdurrahman ibnu Mehdi, İmam Şafii, Abdürrezzak ibnu Hemmam.
Hadise Özel İlgisi ve İlim Seyahatleri
İbnu Hanbel, sünnete bağlılığıyla ün kazanmış, her konuda Resulullah (s.a.s.)'ı kendine örnek edinmiş biriydi. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bütün fiillerini, sözlerini, hareketlerini öğrenmeye özel özen gösteriyordu. Bunun için de ondan rivayet edilen hadisleri öğrenmeye ihtiyacı vardı. Dolayısıyla ondan nakledilen hadislerin kaynaklarına ulaşabilmek, rivayetleri en sağlam kaynaklardan alarak yazabilmek için çeşitli seyahatler gerçekleştirdi. Basra, Kufe, Mekke, Medine, Dımeşk (Şam), Halep, Cezire ve Yemen bu amaçla gerçekleştirdiği seyahatlerde ziyaret ettiği ilim merkezlerinin başında gelir. Yemen yolculuğunu, parasının olmaması sebebiyle kervancıların develerine bakmak suretiyle gerçekleştirdi. Bu yolculuğa çıkmasının amacı ise ünlü muhaddislerden Abdürrezzak ibnu Hemmam'ın naklettiği hadisleri bizzat kendisinden dinlemekti. Onun böyle bir amaç için bu derece yorucu ve uzun bir yolculuğa çıkması hadise ve hadis kaynaklarına ulaşmaya verdiği önemi göstermektedir.
İbnu Hanbel'den Ders Alan Alimler
Ahmed ibnu Hanbel'in yetiştirdiği talebelerin başında kendi oğlu Abdullah gelir. Abdullah aynı zamanda aşağıda ayrıntılı olarak üzerinde duracağımız Müsned'in ravisidir. Bir diğer oğlu Salih de İmam İbnu Hanbel'in yetiştirdiği talebelerinin başında gelir. Bu iki oğlunun yanı sıra birçok öğrenci yetiştirmiştir. Ondan ilim öğrenen veya hadis nakleden ilim erbabının başta gelenleri ise şunlardır: Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, Yahya ibnu Muin, Ali ibnu Medini, Ebu Zur'a er-Razi, Ebu Hatim er-Razi.
Onun verdiği hadis derslerine bazen çok kalabalık kitleler toplanırdı. Bunlardan bazıları hadis almaya gelirken büyük bir çoğunluğu, onun ilim öğretmedeki, oturup kalkmadaki tavırlarını, edep ve ahlakını öğrenip örnek edinmek için derslerine geliyorlardı.
Abbasi Zulmü
Abbasi döneminde Mutezile mezhebinin etkisinde kalan bazı halifeler, bu mezhebin görüşlerini benimsemeyen ilim adamlarına zulmetmişlerdir. Bu zulme uğrayanlardan biri de Ahmed ibnu Hanbel'dir. Abbasi halifesi Me'mun, bütün alimleri Kur'an'ın yaratılmış (mahluk) olduğu görüşünü kabullenmeye zorladı. Bir takım ilim adamları zulümden kurtulmak için bu görüşü kabullendiklerini söyledilerse de Ahmed ibnu Hanbel bu görüşü benimsemediğini açıkça ifade etti. Bu yüzden hapse atıldı. Bu zulüm, Me'mun'dan sonraki halife Mu'tasım zamanında da devam etti. Bu yüzden İbnu Hanbel toplam iki yıl dört ay hapiste kaldı. Bu hapis süresi içinde ağır işkencelere maruz kaldı. Ama bütün bu işkencelere rağmen yine de inancına ters bir söz sarf etmeyi kabul etmedi. Mu'tasım'ın son dönemlerinde hapisten çıkarıldıysa da zulüm yine sona ermedi. Mu'tasım'dan sonra iş başına gelen halife Vasık döneminde de bir süre evinde göz hapsinde tutuldu. "Halku'l-Kur'an (Kur'an'ın Yaratılmışlığı)" dayatması Vasık'tan sonraki halife Mütevekkil döneminde sona erdi.
Kişiliği
İbnu Hanbel, takvasıyla, ibadete ve her konuda Resulullah (s.a.s.)'ın sünnetlerine uymaya düşkünlüğüyle tanınan biriydi. Takvası sebebiyle, "halku'l-Kur'an" dayatmalarına son veren halife Mütevekkil'in kendisine gönderdiği hediyelere haram karışmış olabileceği endişesiyle hepsini ihtiyaç sahiplerine dağıttı. Çoğu zaman fakirlik ve maddi sıkıntı içinde kalmasına rağmen şüpheli şeylere hiç iltifat etmezdi. İlim tahsili sırasında ihtiyaçlı olmasına rağmen kendisine yapılan yardım tekliflerini kabul etmemiştir.
İlimdeki Yeri
İbnu Hanbel, birinci derecede bir hadis alimidir. Çünkü hayatında ağırlıklı olarak hadis ilmiyle uğraşmış, Resulullah (s.a.s.)'tan nakledilen rivayetleri derlemiş, ilmi sohbetlerinde hadis nakletmiş ve bu sahada el-Müsned gibi önemli bir kaynak eser ortaya koymuştur. Bu yüzden İbnu Kuteybe, İbnu Cerir et-Taberi, Tahavi, İbnu Abdilberr ve Gazali gibi bazı ilim adamları onun sadece hadis alimi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ancak o aynı zamanda bir fıkıh alimidir. İtikadi ve fıkhi meselelerle ilgili fetvalarıyla bir içtihad mezhebi ortaya çıkmıştır. Onun hadis ilmine verdiği ağırlık fetvalarında da kendini gösterir. Fetvalarında nasslara ağırlık verir, kıyas metoduna çok az başvururdu. Herhangi bir meseleye açıklık getirmek istediğinde, o konuda Kitap ve sünnetten açık bir hüküm bulamayınca sahabe ve tabiinin konuyla ilgili görüşlerini nakleder, kıyas ve içtihada başvurmayı en son çare olarak görür, bazen de "bilmiyorum" diyerek susmayı tercih ederdi. Farazi konularla uğraşmaktan, olmamış hayali meseleler üzerinde fikir yürütmekten kaçınırdı. Bilindiği üzere sonraki dönemlerde bu şekilde farazi meseleler üzerinde durulması ilmin iyice çatallanmasına, kitapların bu tarz farazi konularla ilgili hükümlerle doldurulmasına yol açmış, bu da ilmin temel noktalarının anlaşılmasını zorlaştırmıştır.
Eserleri
İbnu Hanbel'in bizzat kendisinin yazdığı veya yazdırdığı tek eser aşağıda üzerinde duracağımız el-Müsned'dir. Bunun dışında ona nispet edilen eserlerin hiçbirini bizzat kendisi yazmamış ve yazdırmamıştır. Hatta kendi söz ve fetvalarının bile yazılmasına izin vermezdi. Ancak vefatından sonra ondan nakledilen bazı bilgiler ve rivayetler kitap haline getirilmiştir. Bu nitelikteki eserlerin de başlıcaları şunlardır:
1) Kitabu's-Sunne veya İ'tikadu Ehli's-Sunne: Bu eser İbnu Hanbel'in itikadi konularla ilgili tespit ve görüşlerini içermektedir ve oğlu Abdullah tarafından derlenmiştir.
2) Kitabu'z-Zuhd: Adından da anlaşılacağı üzere zühdle ilgili konuları, geçmiş peygamberlerin, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in, raşid halifelerin ve sahabilerin zühdlerini, onların zühd konusundaki sözlerini içermektedir. Bu eser de oğlu Abdullah tarafından derlenmiştir.
3) Kitabu'l-Vera: Bu eser de İbnu Hanbel'in öğrencisi Ebu Bekir el-Merruzi tarafından derlenmiştir. Merruzi, bu eserde İbnu Hanbel'e sorduğu bazı sorulara onun verdiği cevapları ve takvayla ilgili yüz mesele hakkındaki görüşlerini bir araya getirmiştir.
4) Kitabu'l-İlel ve Ma'rifeti'r-Rical: İlel yani zayıf hadislerin tanınmasını sağlayan işaretler hadis ilminin önemli bir alanıdır. Rical'in yani ravilerin tanınması da bu alanla ilgilidir. Bu eser de bu konuda yazılmış önemli bir eserdir. Eserde, Ebu Bekir el-Merruzi, İmam İbnu Hanbel'in ilel ve ravilerle ilgili görüş ve tespitlerini bir araya getirmeye çalışmıştır.
5) Kitabu Fedaili's-Sahabe: Bu eseri de İmam Ahmed'in oğlu Abdullah derlemiştir. Abdullah bu eserde, sahabenin faziletleriyle ilgili olarak babasından duyduğu hadisleri nakletmiştir.
6) er-Red ale'z-Zenadıka ve'l-Cehmiyye: Dinsizlerin (zındıkların) ve cehmiyye denilen maddeci anlayış mensuplarının görüşlerine reddiye olarak yazılmış ilk müstakil eser niteliği taşımaktadır.
İmam Ahmed ibnu Hanbel'den alınan fetvalar, tespitler ve rivayetlerden derlenen bunların dışında da birçok eser bulunmaktadır.
Vefatı
İmam Ahmed ibnu Hanbel, H. 12 Rebi'u'l-evvel 241 tarihinde Cuma günü,77 yaşındayken, Bağdat'ta vefat etti. Cenaze merasimine yüz binlerce insan iştirak etmiştir. Bağdat'ta Dicle kıyısında bir yere defnedildi. Ancak yedinci yüzyılda Dicle ırmağının taşması sebebiyle kabri sulara karışarak kaybolmuştur.
el-Müsned
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere müsnedler hadis rivayet eden sahabilerin ya da hadislerin ilk ravisi durumundaki şahısların isimlerine göre (ale'r-rical) düzenlenmiş hadis kaynaklarıdır. Bu nitelikteki hadis kaynaklarının ilki Ebu Davud etTayalisi'nin Müsned'idir. Tayalisi'den sonra da müsned tarzında birçok hadis eseri yazılmıştır. Bunların başında da İmam Ahmed ibnu Hanbel'in yazdığı el-Musned gelmektedir.
İbnu Hanbel'in Müsned'i onun yedi yüz bin hadis arasından seçtiği otuz bin hadisten oluşuyordu. Buna Müsned'in de ravisi olan oğlu Abdullah ile talebesi Ebu Bekir el-Kati'i'nin on bin hadis daha ilave etmeleriyle bu eserdeki hadis sayısı kırk bine çıkmıştır. Ancak bunların içinden mükerrerler çıkarıldığında geriye otuz bin hadis kalmaktadır.
Musned'in başta gelen ravisi kendi oğlu Abdullah'tır. Onun yanı sıra diğer oğlu Salih ve kardeşinin oğlu Hanbel de bu eserin ravileri arasında yer alırlar.
Müsned'in yazılış gayesi sadece sahih hadisleri ortaya çıkarmak değil, dediğimiz gibi ravilerinin isimlerine göre bir hadis tasnifatı yapmak ve onların her birinin naklettiği hadisleri kayda geçirmek suretiyle bir başvuru kaynağı oluşturmaktı. Dolayısıyla bu eser sahih hadislerin yanı sıra hasen ve zayıf rivayetleri de içermektedir. İbnu'l-Cevzi yaptığı araştırma neticesinde Müsned'de sadece 18 mevzu hadis bulduğunu bildirmiştir. Fakat İbnu Hacer el-Askalani, el-Kavlu'l-Musedded fi'z-Zebb an Musnedi Ahmed adlı eserinde bu iddianın doğru olmadığını söylemiştir. İbnu Hanbel, mevzu hadis rivayet eden ravilere yanaşmadığından eserine mevzu rivayet almamaya özen göstermiştir. Ancak, Abbasi döneminde çektiği zulümler ve sıkıntılar dolayısıyla eserine bazı hasen ve zayıf rivayetlerin girmesini de önleyememiştir.
Müsned'de naklettiği hadislerin alındığı ravilere bakıldığında İbnu Hanbel'in 280 hadis şeyhiyle görüştüğü anlaşılır. Nasıruddin el-Albani'nin hazırladığı fihriste göre bu eserde 904 sahabiden hadis nakledilmiştir. Müsned'de bunların yanı sıra hadislerin ilk yazılı kaynakları durumundaki "hadis sahifeleri"nde yer almış hadislere de yer verilir.
İbnu Hanbel'in Müsned'i için yazılmış tek şerh Müslüman Kardeşler cemaatinin kurucusu olan İmam Hasan el-Benna'nın babası Şeyh Ahmed Abdurrahman el-Benna'nın yazdığı "Buluğu'l-Emani min Esrari'l-Fethi'r-Rabbani" adlı eserdir. Şeyh Ahmed Abdurrahman el-Benna aynı zamanda Müsned'i konularına göre tasnif ederek, "el-Fethu'r-Rabbani li Tertibi Müsnedi İmam Ahmed ibni Hanbel eş-Şeybani" adlı bir eser de yazmıştır. Müsned'in konularına göre tasnif edilmesi suretiyle oluşturulan bir başka eser de İbnu Zenkan Ali ibnu Hüseyin'in hicri yedinci yüzyılda telif etmiş olduğu "et-Teratibu'd-Derari fi Tertibi Musnedi'l-İmam Ahmed ala Eb-vabi'l-Buhari" adlı eserdir.
Günümüzde, hadis kaynakları verilirken Müsned denilince Ahmed ibnu Hanbel'in Müsned'i kastedilir. Bunun da özellikle bilinmesinde yarar var. Bu da müsnedler arasında en çok İbnu Hanbel'in eserinin tanınmış ve yaygınlık kazanmış olmasından ileri gelmektedir.