selenataman
Üye
Hapşırık, burun tıkanıklığı, kaşıntı ve su gibi akıntı ile kendini hissettiren alerjik rinit genelde çok rahatsız edici değildir, hafif geçer. Ancak bazı kişilerde çalışmayı ve günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir.
ENT Tıp Merkezi KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi uzmanlarından Op. Dr. Mustafa Üzeyir hakkında bilgi verdi.
Alerji vücudumuzun değişik organ ve dokularında bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık oluşmasıdır. Alerjinin hastalık olarak adlandırılabilmesi için bu duyarlılığın vücuda zarar verir hala gelmiş olması gerekir. Çevreden gelen yabancı alerjik maddeler göz, burun, boğaz gibi yerlerden vücuda girerken, burada onların içeri girmesini engelleyici reaksiyonla karşılaşırlar. Normal şartlarda bu vücudumuzun korunması için gereklidir. Bazı insanlarda bu reaksiyon normalden fazladır. Bu tür insanlara 'alerjik bünyeli' insanlar, bu tür maddelere de 'alerjen' denir. Alerji genetik bir özelliktir, soyaçekim gösterir.
Alerjik hastalık bulguları ve tanısı alerjinin etkilediği doku ve organa göre değişir. Burunda oluşan alerjik hastalığa alerjik rinit denir.
Halk arasında alerjik rinit; saman nezlesi bazen de yaz nezlesi olarak adlandırılır. Samanın kendisi alerjik olmamakla birlikte havadan gelerek üzerine konan alerjik maddeler hastalığa yol açmaktadır.
Alerjiye ne sebep olur?
Vücudun savunma sistemi, yabancı maddelere karşı savaşan maddeler üretir. Bunlar alerjenlerle karşı karşıya geldiğinde, vücutta istenmeyen etkiler oluşturan maddeler salınır. 'Histamin' bunların içinde en bilinenidir ve burnu döşeyen dokuda şişme, kaşınma, iritasyon ve aşırı salgıya sebep olur.
Hangi alerjenler burunda alerji yaratırlar?
Hava ile taşınabilecek kadar hafif ve belirli boyutta olan, burun dokusunda depolanabilecek bitki, hayvan protein parçaları ve yabancı maddeler alerji oluşturur. Sık görülenleri çiçek polenleri, mantar sporları, hayvan derisi döküntüleri ve ev tozudur.
Polenler Hangi Ayda Yoğun Olur?
Türkiye'de yapılmış bir araştırmada polenlerin aylara göre yoğun olarak havada bulunduğu dönemler şöyle tespit eilmiştir:
Ocak, şubat, mart aylarında, fındık, ardıç, mazı, selvi, kavak, dişbudak, kızılağaç, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü
Nisan, mayıs, haziran aylarında, fındık, ardıç, mazı, selvi, dut, dişbudak, meşe, zeytin, çam, at kestanesi, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü, ısırgangiller, buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç, havuç, baldıran otu, kereviz, dere otu, sinir otu, kuzu kulağı, çayır otu
Temmuz, ağustos, eylül aylarında, ıhlamur, akasyalar, çam, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü, papatyagiller, ısırgangiller, buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç, havuç, baldıran otu, kereviz, dere otu, sinir otu, kuzu kulağı, sık görülen alerjenlerdir.
Ekim, kasım aylarında, ardıç, mazı, selvi, sedir, kocayemiş, süpürgelik, orman gülü, papatyagiller, sık görülen alerjenlerdir.
Mantarlar:
Bunlar bildiğimiz mayalama yapan mantarlardır. Ölü yaprak, çimen, saman, diğer tahıl sapları, tohum ve toprak üzerinde ürerler. Donmadıkları için mantarlar neredeyse bütün yıl alerji yapabilir. Sadece kışın karla kaplı olduklarında etkin olamazlar.
Kapalı ortamlarda mantarlar ev bitkileri, toprak, bodrum, merdiven altı gibi loş ve nemli yerlerde ürer. Peynir ve fermentasyona uğratılmış alkollü içeceklerde de bulunabilir.
Hayvan Epitelleri, Ev Tozları:
Hayvan alerjenleri (kedi, köpek, at ve diğer evcil hayvanların yünleri, derileri), ev tozu gibi alerjenler yıl boyunca alerji yaparlar. Ev tozu alerjisinde akar denilen gözle görülemeyecek kadar küçük böcekler rol oynar. Kışın artan alerjinin sebebi kapalı ortam, kalorifer ve sobaların sıcaklık etkisiyle ev tozunun artmasıdır.
Alerjiler önemli olabilir mi?
Alerjik bünyesi olanların, soğuk algınlığına, nezleye, sinüs ve kulak enfeksiyonlarına karşı dirençleri azalır. Bu enfeksiyonlar daha ağır seyrettiği için astım gelişebilir.
Tedavide Ne Yapılabilir?
En ideal olan, alerjen maddelerden uzaklaşmaktır.
'Ev temizlerken veya otlarla uğraşırken maske takılmalıdır.
'Havalandırma varsa hava filtreleri sık değiştirilmeli ve hava temizleyicisi kullanılmalıdır.
'Ağır polen mevsiminde kapı ve pencereler mümkün olduğunca kapalı tutulmalıdır.
'Ev içinde bitki ve alerjik hayvan bulunmamalıdır.
'Yün ve kuş tüyü battaniyeler, yastıklar, elbiseler kullanılmamalıdır.
'Sentetik, anti-alerjen çarşaf ve nevresimler kullanılmalıdır.
'Genel sağlığa özen gösterilmeli, sık egzersiz yapılmalıdır.
'Sigara ve dumandan uzak olunmalıdır.
'Karbonhidratı düşük ve vitaminli yiyeceklerle (özellikle vitamin-C) dengeli beslenilmelidir.
'Kışın evdeki hava ısınmanın etkisiyle oldukça kuru olduğu için nemlendirici cihazlar faydalıdır. Nemlendiriciler üzerinde mantar üreyebileceği için dikkat edilmelidir.
Hekim sizin için ne yapabilir? Kulak-burun-boğaz hekimi sizi tam olarak muayene etmelidir. Burun ve sinüslerinizin detaylı muayenesi alerjiye eşlik eden enfeksiyon, alerjik şikayetleri artıran ve tedaviyi zorlaştıran burun eğriliği, polip gibi hastalıklar olup olmadığı araştırılmalıdır. Gerekiyorsa alerji testleri ile neye karşı alerji olduğu belirlenmelidir.
Alerjik cilt ( Prick) testi: Kola ya da sırta alerjen maddelerin damlatılması ve cildin hafifçe çizilerek hassas hale getirilmesi şeklinde uygulanır.
Kanda alerji testleri: Alerjenlere karşı oluşan sipesifik IgE dediğimiz özel maddelerin kanda tek tek ya da gruplar halinde belirlenmesidir.
Tedavide ne yapılır?
Hekiminiz bunlardan hangisinin sizin için daha uygun olduğuna karar verecektir. Tedavi, aynı zamanda uygun çevre kontrolünü de içerir. Uygun hikaye ve muayene sonucu hangi maddelere karşı alerji olduğunu tespit için testlerin yapılıp yapılmaması gerektiğine karar verecektir.
Havayolu ile geçen alerjenlerin tedavisinde temel prensip bunlardan uzak durmak; mümkün olmuyorsa ilaç veya uygun aşı yaptırmaktır. Alerji tedavisi için değişik ilaç grupları mevcuttur. Aşı tedavisinde kişiye testler sonucu belirlenen alerjik olduğu madde çok düşük dozlardan başlanıp artırılarak verilir. Aşılar yapılmaya başlandıktan birkaç hafta sonra etkileri görülebilir. Fakat daha kalıcı bir etki sağlamak için üç ile beş yıl arasında uygulanmalıdır. Aşı tedavisinin uzun sürmesi ve aşının mutlaka başlandığı sağlık kurumunda yapılabiliyor olması hasta açısından zorluk oluşturmaktadır. Bu nedenle son yıllarda özellikle çocuklarda olmak üzere ağızdan damla şeklinde verilen oral aşılar uygulamaktadır.