Alişan: En Son Çare Görücü Usulü Evlenirim!

maviboncuk

Daimi Üye
Katılım
3 Ağustos 2010
Mesajlar
25.638
Tepki
16.859
Puan
113
Yaş
35
Konum
bitanemin kalbinden
Alişan: En Son Çare Görücü Usulü Evlenirim!
Askerde pediküre başladım!
Askerlik sonrası ilk büyük röportajını Hürriyet’e veren Alişan, bu süreçte yaşadıklarını okurlarla paylaştı.

Alişan, vatani görevi sırasında kimlerin kendisini aradığını, Nihat Doğan’ın asker ziyaretini, eğitim anılarını, futbolculuk macerasını, asker arkadaşlarıyla albüm çalışmalarını, yönetmenlik hayallerini, askerdeki tıraş, manikür ve pedikür maceralarını ve askerlik sürecinde tüm bilinmeyenleri hayranları için açıkladı.


Kimlerin aramadığı, inan askerdeyken beni ilgilendiriyordu. Şimdi çok umurumda değil. Belki de insanların işi gücü vardı. Tabii ki bana yakın olan birkaç kişinin aramaması şaşırttı. Artık onların da isimlerini vermeyeyim. Sağ olsun Çağla (Şıkel) her hafta sonu telefon açtı. Sadece beni değil, ailemi de çok aradı. Annemi sık sık arayıp halini hatırını sormuş, Anneler Günü’nü kutlamış, yeğenimin doğum gününe gitmiş...

Nihat Doğan’ın bana kebap getirdiği doğru. Beni ziyaret etti sağ olsun, gelirken de yanında kebap getirmişti. Survivor’u çok fazla izleyemiyorum. Geçen gün izledim, çok zayıflamıştı. İnşallah gelince ben de ona bir tepsi kebapla gideceğim.

Her askerin aldığı eğitimleri aldım. Bana hiçbir iltimas geçilmedi sanatçıyım diye. Hatta açıkçası bazı eğitimlerden yırtarım sanmıştım ama tabii ki orası askeriye ve herkes eşit.

Ben askere hiç gitmeyebilirdim, bazı sanatçılar gibi yurtdışından tecil ettirebilirdim. Kimse beni askere göndermedi, ben kendim istediğim için gittim. Bakıyorum da benden sonra hiçbir sanatçının askerlik durumu hakkında bir şey yazılmadı. Benim hakkımda yazı yazanlar da magazin basını değil, bir-iki köşe yazarıydı. Belki de ben o dönem iyi bir malzemeydim, bilmiyorum... Kimsenin art niyetli olduğunu düşünmüyorum ama eğer başkalarını da yazmazlarsa, art niyetli olduklarını düşünmeye başlayacağım.

Yeni albümüm “10” 10 numara oldu, hayatımda yaptığı en güzel albüm. Öncekiler de çok güzeldi, onlara da haksızlık yapamam ama bu daha bir değişik oldu sanki. Son olarak 2008’de albüm çıkarmıştım. 15 aydır da askerdeydim, piyasada yoktum. Uzun bir aradan sonra bambaşka bir geri dönüş oldu. Bu albümün en büyük özelliği de askerde hazırlanması, içinde asker arkadaşlarımın bana verdiği bestelerin yer alması. Mesela “Tezkere” askerlik arkadaşım Nezih’in (Üçler). Onun da sesi çok güzel. Ona da albüm yapacağım, büyük ihtimalle ramazan sonunda çıkacak. Hatta ileride bir prodüksiyon şirketi de kurabilirim. Albümde ayrıca askerlik arkadaşım ve şimdi de orkestra şefim olan Ceyhun Çelikten’in bestesi de var. Her şeyi orada yaptık. Ben o şarkıları okudum, demo olarak da getirdim. Dışarıda olsam altı-yedi ay sürerdi.
“Benim Aşkım” şarkısına. Sözleri Hakkı Yalçın’ın, bestesi de Ceyhun’un. O şarkıdan benim sesimi çıkar, 50 kişiye dinlet, kimse tahmin edemez benim söyleyeceğimi. Çok başka ve güzel bir sound oldu. Klibini de ben çekeceğim. Yönetmenlik deneyimim yok ama ben daha önce 350 bölüme yakın süren bir dizide rol aldım. Bir yönetmen olamam, o bambaşka bir iş ama en azından klip çekecek kadar bilgiye sahibim. Ben sadece klip çekeceğim. Zaten klip yönetmenlerine bak, bu işten hiç anlamayan insanlar, ünlü olmuşlar ve astronomik rakamlar istiyorlar. Ben de onlara tepki olsun diye kendim çekeceğim. Prodüksiyonunu House Production yapıyor. Yurtdışından flying cam getirttik. Bu, sinema filmlerinde kullanılan helikopter kamera. Her türlü olanağı kullanıyoruz ama hâlâ o adamların istediği astronomik rakama ulaşamadık. Anlamış değilim neden o kadar para istediklerini...

“Benim Aşkım” bir aşk şarkısı ama darbe yemiş bir adamın şarkısı. Zaten aşk şarkıları çok fazla mutlu olmaz ki! Mutlu biten aşklar çok az. “Benim Aşkım” da sevgilisinden darbe yemiş yalnız bir adamı anlatıyor. Klipte de kadın olmayacak. O şarkıyı dinlerken aklıma arabada giderken sevgilisini ve ayrılığı düşünen, “Acaba hata bende miydi?” diyen bir adam aklıma geliyor.

Ben hiçbir şarkımı kendim için yaptırmadım. Belki de bu şarkıları beni düşünerek yapmışlardır. Benim yaşadığım değil ama herkesin yaşadığı şey var bu şarkıda. Araba kullanmayı, arabada müzik dinlemeyi ve düşünmeyi çok seviyorum. Her işimi araba kullanırken düşünürüm. “Nerede hata yaptım?” diye düşünürüm mesela. Hayatımla ilgili bütün kararları araba sürerken veririm. Bu arada “Tezkere” şarkısı direkt bana yapıldı, bunu açıkça söyleyebilirim.

Nezih, bir gün askerde yanıma geldi, “Senin için şarkı yazdım” dedi. Sözler tamamen beni anlatıyor; önüne gelen durmadan konuşup duruyordu, yalan yanlış yazıyordu, bilip bilmeden günahımı alıyordu ama kalbim temiz şans yine bana gülüyordu, değiştim eskisinden daha iyiyim, hayırlı bir kısmet bulursam evleneyim... Hakkımda çıkan haberler ve bundan sonra kurduğum planlar bu şarkıda geçiyor.


Bizim ailede evlilik önemli bir şey. Ömür boyu birlikte olabileceğim birisiyle evlenmek isterim. Eğer bu işi yapmasaydım, ailem 24 yaşında beni evlendirirdi, ben de isterdim bunu. Hatta bir kere öyle bir şeyim oldu ama son anda kısmet olmadı. Hayırlı bir kısmet bulamazsam, en son çare görücü usulü evlenirim. Gerçi bana sıra gelene kadar önümde bir sürü insan var, mesela Mahsun Abi (Kırmızıgül).
Çarşı izinlerinde çok fazla bir şey yapamıyordum, çünkü korkuyordum birisi fotoğrafımı çekip yanlış bir şey yazar diye. Sonuçta kimse benim çarşı izninde olduğumu bilemezdi. Bir arkadaşımın oteli vardı, oraya gidip kişisel bakım yaptırıyordum. Manikür yaptırıyordum. Hatta orada pediküre de başladım, çünkü uzun saatler bot giyiyordum ve mecburen özen gösterdim kendime. Sadece ben değil, birçok asker arkadaşım yapıyordu bunu

Askerde geçen sene Fenerbahçe’nin son maçını radyodan dinledik. Fenerbahçeli arkadaşlarla sevindik, birbirimize sarıldık. Hatta timsah yürüyüşü bile yaptık. Sonra keyifle “Televizyondan bakıp şampiyonluğumuzu kutlayalım” dedik, bir baktık Bursaspor şampiyon! Bu unutamayacağım bir anıydı. Bir de birliğe teslim olduğum ilk geceyi unutamıyorum. Kamuflajı giydim, “Herhalde 15 ay bitmeyecek” dedim, kötü oldum. O gece ranzaya yattığımda ağlamadım ama ağlamaktan beter oldum. Bir de ben hayatımda hiç kendim tıraş olmadım. Gittiğimin ertesi günü komutanım “Tıraş olman lazım” dedi, ben de “Bilmiyorum olmasını” dedim. “Olacaksın, burası askerlik, kimse seni tıraş etmeyecek Alişan efendi” dedi.
ALINTI
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst