Allah'a nasıl dua ettin?
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama zerre kadar tâbi olmak, bütün dünya nimetlerinden ve bütün ahiret lezzetlerinden daha makbuldür. Bütün dünya nimetleri bir tarafa, Ona tâbi olmanın zerresi bir tarafa, Allah indinde makbuliyet derecesi budur. Bütün Cennet nimetleri yanında, Ona bağlılığın, Ona muhabbetin zerresi daha ağır gelir.
Bir gün bir Yahudi, yanına iki de yalancı şahit buldu, Cenab-ı Peygambere gidip dedi ki:
Senin Eshabından şu zat, benim devemi çaldı. İşte şahitlerim de burada.
Peygamber efendimiz şahitlere sordu, (Evet bu deve bunun) dediler. Bunun üzerine Eshab-ı kiramdan o zatı çağırdı, dedi ki:
Bak, hakkında şikâyet var.
Ne oldu ya Resulallah?
Sen bu gece bir deve çalmışsın.
Ben mi, kimin devesini?
İşte bu Yahudi'nin devesini...
O deveyi ben satın aldım, çalmadım yâ Resulallah.
Devenin onun olduğuna dair şahitler var, peki deveyi satın aldığına dair senin şahidin var mı?
Ya Resulallah, ben deveyi daha yeni aldım, gören, bilen yok. Şahitler satın aldığımı bilmedikleri için deveyi hâlâ onun sanıyorlar.
Satın aldığına dair şahidin yoksa, deve Yahudi'ye verilecek.
Hem deve gidecek, hem hırsızlık yaptı diye, gerekli ceza verilecek, ele güne rezil olacak.
O sahabi, (Yâ Resulallah bana iki dakika müsaade eder misin?) dedi, o mübarek zat. Sonra bir tarafa gitti, iki rekât namaz kıldı, elini açıp şöyle dua etti:
(Yâ Rabbi, ben her gece uyumadan önce, Cenab-ı Peygambere, hiç aksatmadan, hep on salevat-ı şerife okudum. Eğer bu senin indinde makbul olduysa, beni bu sıkıntıdan kurtar!)
Dua edip gelir gelmez, deve ayağa kalkıp, (Yâ Resulallah bu Yahudi yalan söylüyor. Deveyi bu zata sattı. Ben bu zatın devesiyim) dedi. Deve konuşunca, Yahudi korkup, deve nasıl konuşur diye kaçtı. Şahitler de kaçtı. Peygamber efendimiz o Müslümana sordu:
Sen Allah'a nasıl dua ettin de, deve konuştu?
Yâ Resulallah, benim bir âdetim var, her gece yatmadan önce muhakkak size on tane salevat-ı şerife okurum. İşte Allahü teâlâ bu on salevat-ı şerifeyi kabul etti ve deveyi böyle konuşturdu.
Peygamber efendimiz bunun üzerine buyurdu ki:
Sen ki, bana her gece on salevat-ı şerife okuyorsun, Allahü teâlâ dünyadayken seni nasıl kurtardıysa, ahirette de Cehennemde yanmaktan kurtaracaktır.
O halde, dünya ve ahiret sıkıntılarından kurtulmak için, hiç olmazsa on kere salevat-ı şerife okumadan yatmamalıdır. Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Cebrail aleyhisselam, yâ Resulallah, "Sana kim salevat okursa, 70 bin melek ona salât okur. Meleklerin salât okuduğu kimse Cennet ehli arasına girer" dedi. İşi güçleşen, salevat okumayı çoğaltsın! Çünkü salevat, bütün sıkıntıları giderir, rızıkları artırır, işlerin hayırla bitmesini sağlar. Salevat, Sıratta nur, salevat okuyan da nur ehli olur. Nur ehli olan da Cehennem ehli olmaz.)
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama zerre kadar tâbi olmak, bütün dünya nimetlerinden ve bütün ahiret lezzetlerinden daha makbuldür. Bütün dünya nimetleri bir tarafa, Ona tâbi olmanın zerresi bir tarafa, Allah indinde makbuliyet derecesi budur. Bütün Cennet nimetleri yanında, Ona bağlılığın, Ona muhabbetin zerresi daha ağır gelir.
Bir gün bir Yahudi, yanına iki de yalancı şahit buldu, Cenab-ı Peygambere gidip dedi ki:
Senin Eshabından şu zat, benim devemi çaldı. İşte şahitlerim de burada.
Peygamber efendimiz şahitlere sordu, (Evet bu deve bunun) dediler. Bunun üzerine Eshab-ı kiramdan o zatı çağırdı, dedi ki:
Bak, hakkında şikâyet var.
Ne oldu ya Resulallah?
Sen bu gece bir deve çalmışsın.
Ben mi, kimin devesini?
İşte bu Yahudi'nin devesini...
O deveyi ben satın aldım, çalmadım yâ Resulallah.
Devenin onun olduğuna dair şahitler var, peki deveyi satın aldığına dair senin şahidin var mı?
Ya Resulallah, ben deveyi daha yeni aldım, gören, bilen yok. Şahitler satın aldığımı bilmedikleri için deveyi hâlâ onun sanıyorlar.
Satın aldığına dair şahidin yoksa, deve Yahudi'ye verilecek.
Hem deve gidecek, hem hırsızlık yaptı diye, gerekli ceza verilecek, ele güne rezil olacak.
O sahabi, (Yâ Resulallah bana iki dakika müsaade eder misin?) dedi, o mübarek zat. Sonra bir tarafa gitti, iki rekât namaz kıldı, elini açıp şöyle dua etti:
(Yâ Rabbi, ben her gece uyumadan önce, Cenab-ı Peygambere, hiç aksatmadan, hep on salevat-ı şerife okudum. Eğer bu senin indinde makbul olduysa, beni bu sıkıntıdan kurtar!)
Dua edip gelir gelmez, deve ayağa kalkıp, (Yâ Resulallah bu Yahudi yalan söylüyor. Deveyi bu zata sattı. Ben bu zatın devesiyim) dedi. Deve konuşunca, Yahudi korkup, deve nasıl konuşur diye kaçtı. Şahitler de kaçtı. Peygamber efendimiz o Müslümana sordu:
Sen Allah'a nasıl dua ettin de, deve konuştu?
Yâ Resulallah, benim bir âdetim var, her gece yatmadan önce muhakkak size on tane salevat-ı şerife okurum. İşte Allahü teâlâ bu on salevat-ı şerifeyi kabul etti ve deveyi böyle konuşturdu.
Peygamber efendimiz bunun üzerine buyurdu ki:
Sen ki, bana her gece on salevat-ı şerife okuyorsun, Allahü teâlâ dünyadayken seni nasıl kurtardıysa, ahirette de Cehennemde yanmaktan kurtaracaktır.
O halde, dünya ve ahiret sıkıntılarından kurtulmak için, hiç olmazsa on kere salevat-ı şerife okumadan yatmamalıdır. Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Cebrail aleyhisselam, yâ Resulallah, "Sana kim salevat okursa, 70 bin melek ona salât okur. Meleklerin salât okuduğu kimse Cennet ehli arasına girer" dedi. İşi güçleşen, salevat okumayı çoğaltsın! Çünkü salevat, bütün sıkıntıları giderir, rızıkları artırır, işlerin hayırla bitmesini sağlar. Salevat, Sıratta nur, salevat okuyan da nur ehli olur. Nur ehli olan da Cehennem ehli olmaz.)