Alt ıslatma (Enürezis)

elma şekeri

Daimi Üye
Katılım
17 Eylül 2008
Mesajlar
1.700
Tepki
1.278
Puan
113
Konum
İZMİR
Çocuk, 3-5 yaşları arasında idrarını gece-gündüz kontrol edebilecek biyolojik olgunluğa ulaşır. Gündüz kontrol 2 yaş dolaylarında, gece kontrol ise 3,5-4,5 yaşları arasında kazanılır. Bu yaşlardan sonra ayda en az iki defa altını ıslatması bir sorun olarak değerlendirilmektedir.
Alt ıslatma (enürezis), çocuklarda en az 5 yaşından sonra yineleyen bir biçimde, istemli ya da istemsiz olarak gündüz veya gece, yatağa ya da giysilere idrar kaçırma olarak tanımlanır.
Alt ıslatma 2 şekilde karşımıza çıkabilir:
Birincil tip alt ıslatmada idrar kaçırmalar, bebeklik döneminden itibaren kesintisiz olarak sürmektedir. Birincil alt ıslatma, bu sorunun yaklaşık %75-80’ini oluşturur.
İkincil tip alt ıslatmada ise, en az bir yıllık idrar kontrolünün kazanıldığı bir dönemin ardından idrar kaçırmalar başlamıştır.
Araştırmalara sonuçlarına göre çocuklarda alt ıslatma sıklığı %10-15 arasındadır ve erkek çocuklarda kızlara göre daha sık görülmektedir.

Nedenleri
Alt ıslatma sorununun nedenlerini iki ana başlık altında toplayabiliriz:
Biyolojik Etkenler
Yapılan araştırmalar, alt ıslatma problemi yaşayan çocukların yaklaşık %75’inin birinci derece akrabalarında da böyle bir problemin varlığını ortaya koymaktadır.
Altını ıslatan çocukların %2-3'ünde şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, mesane ya da uyku derinliği ile ilgili sorunlar olduğu görülmektedir.
Bu çocukların %5-10'unda ise altını ıslatmaya, sık ve acil idrar yapma ihtiyacı gibi yakınmalar eşlik etmektedir.
Ayrıca alt ıslatma problemi yaşayan bazı çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu, kabızlık ve bazen de besin alerjisi gibi sorunlar görüldüğü belirtilmektedir.
Psikososyal Etkenler
Tuvalet eğitimine erken başlama, tuvalet eğitimi sırasında yaşanan büyük inatlaşmalar, aşırı titiz bir annenin bu konudaki baskılı tutumu, alt ıslatma problemine zemin hazırlayabilmektedir.
Ailenin aşırı koruyucu ve hoşgörülü tutumu ile çocukta bebeksi kalma eğilimi de, alt ıslatma belirtisi ile kendini gösterebilmektedir.
Aile yaşamındaki önemli değişiklikler, zorlu yaşam olayları da, özellikle ikincil tip alt ıslatmalarda önemli etkiye sahiptir. Kardeş doğumu, aileden birinin kaybı, okul problemleri, göç ya da önemli yaşam değişiklikleri, çocuklarda alt ıslatma problemine neden olabilmektedir.

Tedavi
Alt ıslatma probleminin tedavisinde bir uzmandan yardım alarak önce sorunun kaynağını saptamak amacıyla bu duruma yol açabilecek çeşitli etkenler araştırılmalı, varsa ortadan kaldırmak üzere nedenine göre organik ya da psikolojik tedavi yoluna gidilmelidir.
Aile neler yapabilir?
Aileler, alt ıslatma probleminin çocuğun yaşadığı bazı sorunlara bağlı olarak ortaya çıktığını unutmamalı, cezalandırıcı ve suçlayıcı tavırlardan kaçınmalıdırlar. Böylesi tavırlar, problemi ortadan kaldırmayacağı gibi daha da şiddetlenmesine, çocuğun benlik algısının zedelenmesine, özgüveninin sarsılmasına neden olabilir.
Davranışsal yaklaşım dediğimiz tedavi yönteminde, çocuğun ıslak veya kuru uyandığı sabahların kaydı çocuk tarafından tutulur. Amaç, çocuğun sorunu sahiplenmesini ve tedaviye katılmasını sağlamaktır. Her haftanın sonunda kuru uyandığı günler fazla ise, çocuk bir ödül ile ödüllendirilir. Ödül çocuğun niteliklerine, yaşına uygun olmalıdır.
Sıvı kısıtlaması, çocuğu incitmeyecek şekilde nedenleri açıklanarak ve çocukla anlaşma sağlandıktan sonra yapılmalıdır.
Çocuğun altı bağlanmamalıdır. Altının bağlanması, çocuğun özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca altı bağlandığı için çocuk rahat davranarak alt ıslatmayı sürdürebilir.
Yatmadan önce çocuğun tuvalet ihtiyacını gidermesi sağlanmalıdır. Aileler, gece uyandırmalarını çok sık yapmamalı, tuvalet ihtiyacı için gece kaldırıldığında çocuk mutlaka uyandırılmalıdır.
Ayrıca son yıllarda alt ıslatma sorunu için, çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz harekete geçen ve böylece çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda yardımcı olan alarm cihazları kullanılmaya başlanmıştır.
Alt ıslatmada amaç; her zaman için sorunun temelindeki asıl nedeni ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır.

Psikolog,
Pelin Kuzugüdenli
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst