Altın Kerpiç
Allaha kulluk içinde ömrünü geçiren bir yaşlının eline altın bir kerpiç geçti. Aklı ve yüreği bulandı onun yüzünden, sersemleşti.
" Bu hayatımın sonuna dek harcamakla bitiremeyeceğim bir gömü " diye düşündü kendi kendine.
Sonra hayal kurmaya başladı: " Bir saray yaptıracağım, zemini mermer, kirişleri öd ağacından. Dostlarım için ayrı bir oda yaptıracağım, kapısı bahçeye açılacak. Yamalı giysilerden usandım. Ocağın ısısı beynimi kaynattı, artık ahçılarım olacak, yemeğimi onlara pişirteceğim. Ruhumu rahatça besleyeceğim. Bu sert keçe yataktan sırtım yara oldu, ipek bir döşek yaptıracağım..."
Beynine yengeç pençesi batmış gibiydi adamın, hayal kurmaktan bunalmış, kendinden geçerek ne yapacağını şaşırmıştı.
Yiyip içmekten ve yeni düşler kurmaktan namaz kılmaya ve Allah'a yakarmaya vakti kalmadı.
Altın aşkıyla kendinden geçmişti, yerinde duramıyordu, geziye çıktı.
Yolda birine rastladı.
Birşeylerle uğraşıyordu adam. Baktı. Şaşırdı.
Mezardan toprak kazıp kerpiç yapmak için çamur kalıba döküyordu.
Çok etkilendi, kendi kendine " Ey sersem nefis! " dedi, " gönlünü altın kerpice bağladın. Birgün sen de toprak olacaksın, senin toprağını da kerpiç yapacaklar. Ey doymak bilmeyen, asi benlik! Altın kerpiçten vazgeç. Ceyhun Irmağı'nın önünü bir kerpiçle kesmek imkansızdır. Hırs doymaz. Hep dünyada kazanacağını ve malını düşünüyorsun. Ömür sermayesi uçup gidiyor, habersizsin."
Bu toprağa saba rüzgarı kaç kez uğrayacak kimbilir, bedenimizin her bir parçası savrulup nerelere gidecektir ? Gözündeki gaflet sürmesini temizle. Yarın oraya toprak dolacak.
Allaha kulluk içinde ömrünü geçiren bir yaşlının eline altın bir kerpiç geçti. Aklı ve yüreği bulandı onun yüzünden, sersemleşti.
" Bu hayatımın sonuna dek harcamakla bitiremeyeceğim bir gömü " diye düşündü kendi kendine.
Sonra hayal kurmaya başladı: " Bir saray yaptıracağım, zemini mermer, kirişleri öd ağacından. Dostlarım için ayrı bir oda yaptıracağım, kapısı bahçeye açılacak. Yamalı giysilerden usandım. Ocağın ısısı beynimi kaynattı, artık ahçılarım olacak, yemeğimi onlara pişirteceğim. Ruhumu rahatça besleyeceğim. Bu sert keçe yataktan sırtım yara oldu, ipek bir döşek yaptıracağım..."
Beynine yengeç pençesi batmış gibiydi adamın, hayal kurmaktan bunalmış, kendinden geçerek ne yapacağını şaşırmıştı.
Yiyip içmekten ve yeni düşler kurmaktan namaz kılmaya ve Allah'a yakarmaya vakti kalmadı.
Altın aşkıyla kendinden geçmişti, yerinde duramıyordu, geziye çıktı.
Yolda birine rastladı.
Birşeylerle uğraşıyordu adam. Baktı. Şaşırdı.
Mezardan toprak kazıp kerpiç yapmak için çamur kalıba döküyordu.
Çok etkilendi, kendi kendine " Ey sersem nefis! " dedi, " gönlünü altın kerpice bağladın. Birgün sen de toprak olacaksın, senin toprağını da kerpiç yapacaklar. Ey doymak bilmeyen, asi benlik! Altın kerpiçten vazgeç. Ceyhun Irmağı'nın önünü bir kerpiçle kesmek imkansızdır. Hırs doymaz. Hep dünyada kazanacağını ve malını düşünüyorsun. Ömür sermayesi uçup gidiyor, habersizsin."
Bu toprağa saba rüzgarı kaç kez uğrayacak kimbilir, bedenimizin her bir parçası savrulup nerelere gidecektir ? Gözündeki gaflet sürmesini temizle. Yarın oraya toprak dolacak.