25 yaşındaki Serdar Tatar atış talimi görüntüleri nedeniyle FBI tarafından takibe alındı. Mısırlı bir FBI muhbiri askeri üsse saldırmayı önerdi. Tatar, muhbiri bile 'terörist olabilir' diye ihbar etti ama hâkim ve savcıya rağmen jüri ‘suçlu’ dedi
ABD Noel tatiline girmeden önce New Jersey eyaletinde sonuçlanan Fort Dix askeri üssüne saldırı davası, bir Türk ailenin hiç bilinmeyen dramını gözler önüne serdi.
Davada üç Arnavut ve bir Ürdün asıllı göçmenle birlikte "komplo kurmak" (askeri üsse saldırı hazırlığı) suçlamasıyla tutuklanan 25 yaşındaki Serdar Tatar, ailesinin ve yargı sürecinde avukatının ifadesine göre, Mısırlı bir FBI muhbirinin kurduğu tuzağı ortaya çıkarmak için polise gidip bilgi verdikten sonra "suç ortağı" olarak yargılandı ve jüri tarafından suçlu bulundu.
Serdar Tatar'ın yargılanan arkadaşlarıyla birlikte Amerikan gündeminin başına yerleşmesi, Tatar ailesinin tüm yaşamını değiştirdi.
Aile tehditler almaya başladıktan sonra, baba yıllardır işlettiği pizzacıyı kapatmış, aile de tapulu evlerinden taşınmak zorunda kalmıştı.
Milliyet'in görüştüğü Tatar ailesinin fertlerinin anlattıklarından ve duruşma sürecinde mahkemede yaşananlardan ortaya şöyle bir öykü çıkıyor:
Sivas, Ankara ve Amerika
Sivas'ın Gürün ilçesinden Ankara'ya göçen Alevi Tatar ailesinin babası Müslüm Tatar yıllarca Ankara Kızılay'da bir fotoğraf stüdyosu işlettikten sonra 1992'de geldiği ABD'de çok çalışarak bir İtalyan restorant açtı. 1998'de oğlu Serdar Tatar'ı ve ailesinin kalan kısmını daha iyi bir hayat ve eğitim için New Jersey'deki Cherry Hill kasabasına getirdi.
Serdar, okulunun parlak öğrencileri arasındaydı. İngilizcesinin iyi olması nedeniyle ailesine tebrik mektupları geliyordu. Liseyi çalışarak dışarıdan bitirdi. Bu arada babasına restorantında yardım etti.
O güne dek aldığı tek ceza, pizza getirirken hız sınırını aştığı için kesilen trafik cezasından ibaretti. New Jersey Temple Üniversitesi'ndeki 7 Eleven mağazasını o kadar başarıyla yönetti ki dükkanın "franchise" hakkını bile almak üzereydi. İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Arkadaşları FBI takibinde
Tatar'ın Cherry Hill Lisesi'nden arkadaşları Elvir, Şahin ve Dritan Duka kardeşler silaha olan merakları nedeniyle 11 Eylül sonrasında FBI'ın başlattığı gizli takiplerin konusu haline geldiler. Ormanda atış taliminde çektikleri görüntü FBI'ın eline "şüpheli cihat eğitimi" iddiasıyla ulaşınca, bir buçuk yıllık izleme ve tuzak operasyonu başladı.
Mısırlın muhbirin tuzağı
Serdar Tatar, bütün bu tartışmaların dışında, az da olsa arkadaşlarıyla görüşerek, otomobiller ve babasının restaurantı arasında hayatını sürdürürken, sonradan FBI muhbiri olduğu ortaya çıkan otomobil tamircisi Mısır asıllı kaçak göçmen Mahmud Omar'la tanıştı. Omar'ın "Bu Amerikalılara bana yaptıklarını ödeteceğim" sözlerinden şüphelenen, her buluşmada konuyu Usame bin Ladin ve cihada getirmesinden kuşkulanan Serdar, Philadelphia polisine birkaç kez ihbarda bulundu.
Omar'ın "Bana Fort Dix askeri üssünün haritasını bul" baskıları üzerine FBI'ya haber veren ama ihbarı dikkate alınmayan Tatar, polisi her adımından haberdar etmeye başladı.
Eve silahlar gönderildi
FBI, 2007'ye gelindiğinde, 14 aydır takip ettiği "terör şüphelilerinin" suç işlemediğini görünce Mısırlı muhbir Mahmud Omar ve Arnavut muhbir Besnik Bakali'yi devreye sokarak bir tuzak planı hazırladı. Gizli ses kayıtlarında sürekli olarak cihad ve Fort Dix'e saldırıdan bahseden iki muhbir hiçbir saldırı niyeti olmayan dört genci "komplocu" yaptı.
Arnavut Duka kardeşlerin tabanca için yaptığı resmi başvuryu öğrenen FBI, eve dört adet M-16 makineli tüfeği ve üç kalaşnikof gönderilmesini sağladı ve aynı anda eve baskın yaparak terör hazırlığı yapıldığına dair delil elde etmiş oldu. Bu tuzakla FBI, beş Müslüman göçmene bir anda "terörist" damgası yapıştırdı.
Hâkimin uyarısı fayda etmedi
Şimdi, silah alma da dahil olmak üzere hiçbir suçla bağlantısı olmayan dahası Alevi kökenli bir ailenin oğlu olan Serdar Tatar, FBI muhbirinden şüphelenip ihbar ettiği halde, delil sayılmayacak bir belgeyle ömür boyu hapis yatma tehlikesiyle karşı karşıya.
Tatar'ın bu suçlarla ilgisinin olmadığını FBI adına suçlama yapan Bölge Savcısı William Fitzpatrick ve Hâkim Robert Kugler bile jüriye belirtse de halk jürisi bütün sanıkları aynı kefeye koyup mahkûmiyet kararı verdi.
Savcı Fitpatrick'in mahkemedeki "FBI, suçu olduktan sonra değil, olmadan önce soruşturur" sözleri, "suça göre ceza" prensibinin alenen çiğnendiğini ve "suça uygun suçlu yaratıldığını" ispatladı.
Şimdi merak edilen, bu yargısız infaz yönteminin ABD hukuku'nda nasıl yer bulacağı.
Sanıklar (soldan sağa) Şahin Duka, Elvir Duka, Dritan Duka, Ibrahim Shnewer ve Serdar Tatar jüri tarafından suçlu bulundu.
Aile işinden, evinden oldu
Yıllardır Cherry Hill'de yaşayan, bölgedeki herkesin iyi tanıdığı pek çok asker ve polisin restorantlarında yemek yediği Tatar Ailesi çok zor günler geçirmiş. Evlerinde görüştüğümüz Suna ve Müslüm Tatar "Oğlumuz bizi hiç üzmedi. Çok merhametli bir çocuktur. Polis ya da asker olmak isterdi. Serdar suç işlemedi. Devlete yardımcı olmak istedi. Tek amacı vardı. Üniversiteye gitmek" dedi.
FBI'ın 2006'da yaptığı operasyondan sonra restorantlarını kapatmak zorunda kalan, camları tekmelenen, ölüm tehditleri alan Tatar ailesi satın aldıkları evden de baskılar nedeniyle kiraya çıkmak zorunda kalmış.
'Türkiye bizi duysun'
25 yaşındaki Serdar Tatar iki yıllık evli ve 16 aylık da bebeği var. Tatar'ın cezaevinde sürekli hukuk kitapları okuduğunu belirten babası Müslüm Tatar "Ben ABD hukukuna güvenimi kaybetmedim. Bu hatanın düzeltileceğine inanıyorum. Ama sahipsiz kaldık. Türkiye'den destek bekliyoruz" dedi.
Baba Tatar, geçtiğimiz aylarda konuyu ABD'ye gelen Başbakan Erdoğan'a iletmek istediğini ama yanına girmesine izin verilmediğini anlattı.
Serdar tatar’ın kız kardeşi Serpil Tatar da "Serdar, muhbir Omar'ı terörist sanarak polise gitti. Amerikan adaletine güvendi. Ben burada yaşıyorum bu suçtur, tehlikedir dedi. Jüri içinde Serdar'ı suçsuz bulanlar da çıkmış olabilir. Ama karar böyle çıktı. Saygımız var ama avukatımız savunmayı sürdürecek. Suçlu olmadığına inanıyoruz. Böyle bir cezayı hak etmediğini düşünüyoruz" dedi.
Jürinin kararına öfke var
Fort Dix kararının ardından Philadephia Inquirer'a konuşan ve 2003 yılında tutuklanıp Guantanamo'da haksız yere yargılanan ABD'li Müslüman asker James Yee, "Davanın çok zayıf olduğu ortada. Muhbirler olmasa suç denecek tek bir şey bile yokmuş. Böyle kararlar terörle mücadeleye ancak zarar verir" dedi. Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi New Jersey şubesi Başkanı Jim Sues de "Müslümanlar arasında bu bir tuzak olarak algılanacak. Olayda en büyük rol devletin muhbirlerine ait" diye konuştu.
Dolandırıcı muhbirlere ödül
FBI'ın Duka Kardeşler, Ürdünlü taksi şoförü İbrahim Schnewer ve Serdar Tatar'ı tuzağa düşürmek için tuttuğu Mısırlı muhbir Mahmud Omar ve Arnavut muhbir Besnik Bakali'yi yasadışı göçmen statüsünde oldukları ve dolandırıcılık suçundan yargılandıkları halde 238 bin dolarla ödüllendirildi.
Bu arada muhbirlerin ailelerinin Yeşil Kart'la ödüllendirildiği ve hepsinin devlet korumasına alındığı iddia edildi.
Cezayı nisanda hâkim belirleyecek
Fort Dix davasında jüri kararıyla mahkûm edilen Serdar Tatar'ın cezası Nisan ayında Hâkim Kugler tarafından belirlenecek. Milliyet'e konuşan Tatar'ın avukatı Richard Sparaco, "Hakimlerin böyle davalarda jüri kararını bozması nadir görülen bir durumdur. Cezalandırılması halinde Serdar için temyize gideceğiz ve dosyasının ayrılarak yeniden yargılanmasını isteyeceğiz" dedi.
Serdar Tatar'ın kız kardeşi Serpil (solda) Tatar, 'Serdar, muhbir Omar'ı terörist sanarak polise gitti. Amerikan adaletine güvendi. Yine de suçlu bulundu. Jüri içinde Serdar'ı suçsuz bulanlar da çıkmış olabilir ama karar böyle çıktı" dedi.
ABD Noel tatiline girmeden önce New Jersey eyaletinde sonuçlanan Fort Dix askeri üssüne saldırı davası, bir Türk ailenin hiç bilinmeyen dramını gözler önüne serdi.
Davada üç Arnavut ve bir Ürdün asıllı göçmenle birlikte "komplo kurmak" (askeri üsse saldırı hazırlığı) suçlamasıyla tutuklanan 25 yaşındaki Serdar Tatar, ailesinin ve yargı sürecinde avukatının ifadesine göre, Mısırlı bir FBI muhbirinin kurduğu tuzağı ortaya çıkarmak için polise gidip bilgi verdikten sonra "suç ortağı" olarak yargılandı ve jüri tarafından suçlu bulundu.
Serdar Tatar'ın yargılanan arkadaşlarıyla birlikte Amerikan gündeminin başına yerleşmesi, Tatar ailesinin tüm yaşamını değiştirdi.
Aile tehditler almaya başladıktan sonra, baba yıllardır işlettiği pizzacıyı kapatmış, aile de tapulu evlerinden taşınmak zorunda kalmıştı.
Milliyet'in görüştüğü Tatar ailesinin fertlerinin anlattıklarından ve duruşma sürecinde mahkemede yaşananlardan ortaya şöyle bir öykü çıkıyor:
Sivas, Ankara ve Amerika
Sivas'ın Gürün ilçesinden Ankara'ya göçen Alevi Tatar ailesinin babası Müslüm Tatar yıllarca Ankara Kızılay'da bir fotoğraf stüdyosu işlettikten sonra 1992'de geldiği ABD'de çok çalışarak bir İtalyan restorant açtı. 1998'de oğlu Serdar Tatar'ı ve ailesinin kalan kısmını daha iyi bir hayat ve eğitim için New Jersey'deki Cherry Hill kasabasına getirdi.
Serdar, okulunun parlak öğrencileri arasındaydı. İngilizcesinin iyi olması nedeniyle ailesine tebrik mektupları geliyordu. Liseyi çalışarak dışarıdan bitirdi. Bu arada babasına restorantında yardım etti.
O güne dek aldığı tek ceza, pizza getirirken hız sınırını aştığı için kesilen trafik cezasından ibaretti. New Jersey Temple Üniversitesi'ndeki 7 Eleven mağazasını o kadar başarıyla yönetti ki dükkanın "franchise" hakkını bile almak üzereydi. İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Arkadaşları FBI takibinde
Tatar'ın Cherry Hill Lisesi'nden arkadaşları Elvir, Şahin ve Dritan Duka kardeşler silaha olan merakları nedeniyle 11 Eylül sonrasında FBI'ın başlattığı gizli takiplerin konusu haline geldiler. Ormanda atış taliminde çektikleri görüntü FBI'ın eline "şüpheli cihat eğitimi" iddiasıyla ulaşınca, bir buçuk yıllık izleme ve tuzak operasyonu başladı.
Mısırlın muhbirin tuzağı
Serdar Tatar, bütün bu tartışmaların dışında, az da olsa arkadaşlarıyla görüşerek, otomobiller ve babasının restaurantı arasında hayatını sürdürürken, sonradan FBI muhbiri olduğu ortaya çıkan otomobil tamircisi Mısır asıllı kaçak göçmen Mahmud Omar'la tanıştı. Omar'ın "Bu Amerikalılara bana yaptıklarını ödeteceğim" sözlerinden şüphelenen, her buluşmada konuyu Usame bin Ladin ve cihada getirmesinden kuşkulanan Serdar, Philadelphia polisine birkaç kez ihbarda bulundu.
Omar'ın "Bana Fort Dix askeri üssünün haritasını bul" baskıları üzerine FBI'ya haber veren ama ihbarı dikkate alınmayan Tatar, polisi her adımından haberdar etmeye başladı.
Eve silahlar gönderildi
FBI, 2007'ye gelindiğinde, 14 aydır takip ettiği "terör şüphelilerinin" suç işlemediğini görünce Mısırlı muhbir Mahmud Omar ve Arnavut muhbir Besnik Bakali'yi devreye sokarak bir tuzak planı hazırladı. Gizli ses kayıtlarında sürekli olarak cihad ve Fort Dix'e saldırıdan bahseden iki muhbir hiçbir saldırı niyeti olmayan dört genci "komplocu" yaptı.
Arnavut Duka kardeşlerin tabanca için yaptığı resmi başvuryu öğrenen FBI, eve dört adet M-16 makineli tüfeği ve üç kalaşnikof gönderilmesini sağladı ve aynı anda eve baskın yaparak terör hazırlığı yapıldığına dair delil elde etmiş oldu. Bu tuzakla FBI, beş Müslüman göçmene bir anda "terörist" damgası yapıştırdı.
Hâkimin uyarısı fayda etmedi
Şimdi, silah alma da dahil olmak üzere hiçbir suçla bağlantısı olmayan dahası Alevi kökenli bir ailenin oğlu olan Serdar Tatar, FBI muhbirinden şüphelenip ihbar ettiği halde, delil sayılmayacak bir belgeyle ömür boyu hapis yatma tehlikesiyle karşı karşıya.
Tatar'ın bu suçlarla ilgisinin olmadığını FBI adına suçlama yapan Bölge Savcısı William Fitzpatrick ve Hâkim Robert Kugler bile jüriye belirtse de halk jürisi bütün sanıkları aynı kefeye koyup mahkûmiyet kararı verdi.
Savcı Fitpatrick'in mahkemedeki "FBI, suçu olduktan sonra değil, olmadan önce soruşturur" sözleri, "suça göre ceza" prensibinin alenen çiğnendiğini ve "suça uygun suçlu yaratıldığını" ispatladı.
Şimdi merak edilen, bu yargısız infaz yönteminin ABD hukuku'nda nasıl yer bulacağı.
Sanıklar (soldan sağa) Şahin Duka, Elvir Duka, Dritan Duka, Ibrahim Shnewer ve Serdar Tatar jüri tarafından suçlu bulundu.
Aile işinden, evinden oldu
Yıllardır Cherry Hill'de yaşayan, bölgedeki herkesin iyi tanıdığı pek çok asker ve polisin restorantlarında yemek yediği Tatar Ailesi çok zor günler geçirmiş. Evlerinde görüştüğümüz Suna ve Müslüm Tatar "Oğlumuz bizi hiç üzmedi. Çok merhametli bir çocuktur. Polis ya da asker olmak isterdi. Serdar suç işlemedi. Devlete yardımcı olmak istedi. Tek amacı vardı. Üniversiteye gitmek" dedi.
FBI'ın 2006'da yaptığı operasyondan sonra restorantlarını kapatmak zorunda kalan, camları tekmelenen, ölüm tehditleri alan Tatar ailesi satın aldıkları evden de baskılar nedeniyle kiraya çıkmak zorunda kalmış.
'Türkiye bizi duysun'
25 yaşındaki Serdar Tatar iki yıllık evli ve 16 aylık da bebeği var. Tatar'ın cezaevinde sürekli hukuk kitapları okuduğunu belirten babası Müslüm Tatar "Ben ABD hukukuna güvenimi kaybetmedim. Bu hatanın düzeltileceğine inanıyorum. Ama sahipsiz kaldık. Türkiye'den destek bekliyoruz" dedi.
Baba Tatar, geçtiğimiz aylarda konuyu ABD'ye gelen Başbakan Erdoğan'a iletmek istediğini ama yanına girmesine izin verilmediğini anlattı.
Serdar tatar’ın kız kardeşi Serpil Tatar da "Serdar, muhbir Omar'ı terörist sanarak polise gitti. Amerikan adaletine güvendi. Ben burada yaşıyorum bu suçtur, tehlikedir dedi. Jüri içinde Serdar'ı suçsuz bulanlar da çıkmış olabilir. Ama karar böyle çıktı. Saygımız var ama avukatımız savunmayı sürdürecek. Suçlu olmadığına inanıyoruz. Böyle bir cezayı hak etmediğini düşünüyoruz" dedi.
Jürinin kararına öfke var
Fort Dix kararının ardından Philadephia Inquirer'a konuşan ve 2003 yılında tutuklanıp Guantanamo'da haksız yere yargılanan ABD'li Müslüman asker James Yee, "Davanın çok zayıf olduğu ortada. Muhbirler olmasa suç denecek tek bir şey bile yokmuş. Böyle kararlar terörle mücadeleye ancak zarar verir" dedi. Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi New Jersey şubesi Başkanı Jim Sues de "Müslümanlar arasında bu bir tuzak olarak algılanacak. Olayda en büyük rol devletin muhbirlerine ait" diye konuştu.
Dolandırıcı muhbirlere ödül
FBI'ın Duka Kardeşler, Ürdünlü taksi şoförü İbrahim Schnewer ve Serdar Tatar'ı tuzağa düşürmek için tuttuğu Mısırlı muhbir Mahmud Omar ve Arnavut muhbir Besnik Bakali'yi yasadışı göçmen statüsünde oldukları ve dolandırıcılık suçundan yargılandıkları halde 238 bin dolarla ödüllendirildi.
Bu arada muhbirlerin ailelerinin Yeşil Kart'la ödüllendirildiği ve hepsinin devlet korumasına alındığı iddia edildi.
Cezayı nisanda hâkim belirleyecek
Fort Dix davasında jüri kararıyla mahkûm edilen Serdar Tatar'ın cezası Nisan ayında Hâkim Kugler tarafından belirlenecek. Milliyet'e konuşan Tatar'ın avukatı Richard Sparaco, "Hakimlerin böyle davalarda jüri kararını bozması nadir görülen bir durumdur. Cezalandırılması halinde Serdar için temyize gideceğiz ve dosyasının ayrılarak yeniden yargılanmasını isteyeceğiz" dedi.