Amerikalı Genç Kızın İmanı
Amerika’da üniversite son sınıf öğrencisiyim.
Sınıf arkadaşım Mozambik’li müslüman bir genç vardı.
Simsiyah çehresinde, bembeyaz göz akları ve pırıl pırıl dişleri o kadar tipik parlıyordu ki insan elinde olmadan suratına bakıyor bir müddet.
Adı Ziyad’dı.
Fakültede okuyan, Amerikalı, soylu bir ailenin kızıyla konuşurduk nasıl oluyorsa, İslamiyetten bahsediyor.
Ailesi koyu hıristiyan.
Ziyad’ın da yardımıyla İslamiyeti araştırıyor.
Elhamdulillah!
Genç kız, Ziyad ve benim huzurumda müslüman oldu.
Müslüman olan bu hanım kız, hemen olmasa da, dinin emirlerini yavaş yavaş öğrendikçe, namaz kılmaya ve kılık kıyafetini dinin emrine gore değiştirmeye başlıyor.
Ailesi, kendi öz evladına öyle bir baskı uyguluyor ki, hayatı bir anda kararıyor.
“Annesine, babasına kaç defa anlayışlı olmalarını söylüyorsa da ikna edemiyor görmek istemiyoruz.”
Diyorlar kıza.
Diana bu baskı altında ne kadar yaşayacağını düşünüyor.
Dininden vazgeçmesi hiç mümkün değil.
Tek çare kalıyor.
Kendine yeni bir hayat aramak.
Derken, bir gün okul çıkışında yanıma yaklaştı.
Yüzü alev alev yanıyor gibiydi.
Kıpkırmızı.
Boynunu büküp dedi ki:
-''Durumum böyle, böyle.
Müslüman bir hanım olarak, hem bu anlayışsız ailenin yanında kalamam, hem kendimi koruyamam.
Sakın yanlış anlama! ALLAH’ın ve Sevgili Peygamberin hatırına yemin ederim ki, başka bir maksatla değil, sadece bu guzel dinimi yaşayabilmem için söylüyorum.
Beni koruman altına alır mısın?
Hanım olarak kabul eder misin?…
-“Beynimden vurulmuşa döndüm.
Ailem geldi gözümün önüne.
İşin garip tarafi nişanlım geldi.
Şaşırdım kaldım.
Diana ise, yıkılmış benden cevap bekliyordu.
-“ALLAH’ım ne yapsam?
Sırf dinini koruyabilmek için, benimle evlenmek isteyen güzel bir Amerikalı kıza ne cevap verebilirdim?”
Kekeledim haliyle:
Şey.
Aslında, yani ben memlekette evliyim.
-Olabilir.
-Ben başka bir istekte bulunmuyorum, beni hanımlığa al yeter!
-Ben size ve hanımına hizmetçi olayım.
-Yeter ki dinimden kopmayayım.
Uuffff.
Kafam allak bullak.
Ne yapsam?
Dudaklarım kurudu.
Boncuk boncuk terlemeye başladım.
Benim bu halime öyle kahroldu ki Diana, inanın yerin dibine girdim.
-“Bana 1-2 gün müsade et!
Memleketime telefon açıp, birşeyler sorayım…”
gibi kaçamak cevaplar verdim.
O gece gözüme uyku girmedi.
Nihayet söz verilen zamanda, Diana’ya yalan söyleyerek (Bunu ifade ederken kahroluyorum) dedim ki:
-“Kusura bakma. Ailem izin vermiyor…”
İnanın, o genç müslüman kızın gözlerinden, yanaklarına akan damlalar, beni vicdan denizinde boğuyordu.
O iffet misali Diana, son çare olarak Mozambik’li Ziyad’a gidip
diyor ki:
-''Ne olur, durumum böyle böyle.
Dinimi koruyabilmem için, ailemin ağır baskısından kurtulabilmem için, beni himayene al!
Hanımlığa kabul et.
Sana ve hanımına hizmetçi olayım ne olur?…
Aldığı cevap enteresan.
-“Ne demek hizmetçi olmak.
Ben onun hizmetçisi olayım.,
-“Nikah kıyılıp, Diana isim değiştirerek Zeynep adıyla, Ziyad’in ikinci hanımı oluyor.
Dini uğruna, hem de evli bir adama hizmetçi olmaya razı olacak şekilde evlilik teklifi yapan Zeyneb’i, fedakarlığının karşılığında Ziyad’ın hanımı el üstünde tutuyor.
Ne diyeyim, onlar kazandılar, ben ise kaybettim!
Yazan. C.N. USA'dan
Amerika’da üniversite son sınıf öğrencisiyim.
Sınıf arkadaşım Mozambik’li müslüman bir genç vardı.
Simsiyah çehresinde, bembeyaz göz akları ve pırıl pırıl dişleri o kadar tipik parlıyordu ki insan elinde olmadan suratına bakıyor bir müddet.
Adı Ziyad’dı.
Fakültede okuyan, Amerikalı, soylu bir ailenin kızıyla konuşurduk nasıl oluyorsa, İslamiyetten bahsediyor.
Ailesi koyu hıristiyan.
Ziyad’ın da yardımıyla İslamiyeti araştırıyor.
Elhamdulillah!
Genç kız, Ziyad ve benim huzurumda müslüman oldu.
Müslüman olan bu hanım kız, hemen olmasa da, dinin emirlerini yavaş yavaş öğrendikçe, namaz kılmaya ve kılık kıyafetini dinin emrine gore değiştirmeye başlıyor.
Ailesi, kendi öz evladına öyle bir baskı uyguluyor ki, hayatı bir anda kararıyor.
“Annesine, babasına kaç defa anlayışlı olmalarını söylüyorsa da ikna edemiyor görmek istemiyoruz.”
Diyorlar kıza.
Diana bu baskı altında ne kadar yaşayacağını düşünüyor.
Dininden vazgeçmesi hiç mümkün değil.
Tek çare kalıyor.
Kendine yeni bir hayat aramak.
Derken, bir gün okul çıkışında yanıma yaklaştı.
Yüzü alev alev yanıyor gibiydi.
Kıpkırmızı.
Boynunu büküp dedi ki:
-''Durumum böyle, böyle.
Müslüman bir hanım olarak, hem bu anlayışsız ailenin yanında kalamam, hem kendimi koruyamam.
Sakın yanlış anlama! ALLAH’ın ve Sevgili Peygamberin hatırına yemin ederim ki, başka bir maksatla değil, sadece bu guzel dinimi yaşayabilmem için söylüyorum.
Beni koruman altına alır mısın?
Hanım olarak kabul eder misin?…
-“Beynimden vurulmuşa döndüm.
Ailem geldi gözümün önüne.
İşin garip tarafi nişanlım geldi.
Şaşırdım kaldım.
Diana ise, yıkılmış benden cevap bekliyordu.
-“ALLAH’ım ne yapsam?
Sırf dinini koruyabilmek için, benimle evlenmek isteyen güzel bir Amerikalı kıza ne cevap verebilirdim?”
Kekeledim haliyle:
Şey.
Aslında, yani ben memlekette evliyim.
-Olabilir.
-Ben başka bir istekte bulunmuyorum, beni hanımlığa al yeter!
-Ben size ve hanımına hizmetçi olayım.
-Yeter ki dinimden kopmayayım.
Uuffff.
Kafam allak bullak.
Ne yapsam?
Dudaklarım kurudu.
Boncuk boncuk terlemeye başladım.
Benim bu halime öyle kahroldu ki Diana, inanın yerin dibine girdim.
-“Bana 1-2 gün müsade et!
Memleketime telefon açıp, birşeyler sorayım…”
gibi kaçamak cevaplar verdim.
O gece gözüme uyku girmedi.
Nihayet söz verilen zamanda, Diana’ya yalan söyleyerek (Bunu ifade ederken kahroluyorum) dedim ki:
-“Kusura bakma. Ailem izin vermiyor…”
İnanın, o genç müslüman kızın gözlerinden, yanaklarına akan damlalar, beni vicdan denizinde boğuyordu.
O iffet misali Diana, son çare olarak Mozambik’li Ziyad’a gidip
diyor ki:
-''Ne olur, durumum böyle böyle.
Dinimi koruyabilmem için, ailemin ağır baskısından kurtulabilmem için, beni himayene al!
Hanımlığa kabul et.
Sana ve hanımına hizmetçi olayım ne olur?…
Aldığı cevap enteresan.
-“Ne demek hizmetçi olmak.
Ben onun hizmetçisi olayım.,
-“Nikah kıyılıp, Diana isim değiştirerek Zeynep adıyla, Ziyad’in ikinci hanımı oluyor.
Dini uğruna, hem de evli bir adama hizmetçi olmaya razı olacak şekilde evlilik teklifi yapan Zeyneb’i, fedakarlığının karşılığında Ziyad’ın hanımı el üstünde tutuyor.
Ne diyeyim, onlar kazandılar, ben ise kaybettim!
Yazan. C.N. USA'dan