Ben ananın ayaklarının altındakine meftunum, onun başında yıldızlardan yapılmış bir buket örtü, kucakları şefkatin sıcaklığıyla sımsıkı, gözleri ırmak ırmak Kevser boşalır.
Sinesi çileden nağme nağme inilti; dudaklarında dikenli tebessüm, ızdırap saçlarında tutam tutam ak; her acı simasında asil bir çizgi;omuzu mermi taşımış, düşük; elem yüküyle bel kırık, ayaklarda sızım sızım ağrı..
İşte bu benim anam.
Nasırlı elleriyle başımı sinesine basarken, iliklerime kadar sevgiyi duyuyor, gerçek dostumun kim Olduğunu anlıyorum. Onun gönlü adi hediyelerle kazanılmış değil, bilakis o fedakâr ve hakiki bir dosttur. Bende onun ruhu, onda benim cesedim yabancı değil... Adeta iki cesette tek ruh, iki ruhta tek ceset.
Gerçekte ne isem, onun yanında oyum. Ruhumun bütün meçhul vadilerine nigehban, fıtratımın başkalarına acayip gelen tersliklerini müdrik. Her şeyimi ona açabilir, bütün sırlarımı ve hatta günahlarımı ona sayabilirim. O bunları, binbir ızdırabı sakladığı gönlünde hapseder. Sonra da kirlerimi, her damlasında ummanların çağladığı gözyaşlarıyla yıkar gibi ağlar, ağlar...
Onda dostluğun gerçek manasını, şefkatin kerametini, imanın kudretini, doğruluğun hazinesini buldum. Tıpkı hayat boyu beni koruyan bir sıyanet meleği gibi.
Sonra da zamanın olmadığı bir yerde ebedi olarak beraberliğimize dua edeceğim
Sinesi çileden nağme nağme inilti; dudaklarında dikenli tebessüm, ızdırap saçlarında tutam tutam ak; her acı simasında asil bir çizgi;omuzu mermi taşımış, düşük; elem yüküyle bel kırık, ayaklarda sızım sızım ağrı..
İşte bu benim anam.
Nasırlı elleriyle başımı sinesine basarken, iliklerime kadar sevgiyi duyuyor, gerçek dostumun kim Olduğunu anlıyorum. Onun gönlü adi hediyelerle kazanılmış değil, bilakis o fedakâr ve hakiki bir dosttur. Bende onun ruhu, onda benim cesedim yabancı değil... Adeta iki cesette tek ruh, iki ruhta tek ceset.
Gerçekte ne isem, onun yanında oyum. Ruhumun bütün meçhul vadilerine nigehban, fıtratımın başkalarına acayip gelen tersliklerini müdrik. Her şeyimi ona açabilir, bütün sırlarımı ve hatta günahlarımı ona sayabilirim. O bunları, binbir ızdırabı sakladığı gönlünde hapseder. Sonra da kirlerimi, her damlasında ummanların çağladığı gözyaşlarıyla yıkar gibi ağlar, ağlar...
Onda dostluğun gerçek manasını, şefkatin kerametini, imanın kudretini, doğruluğun hazinesini buldum. Tıpkı hayat boyu beni koruyan bir sıyanet meleği gibi.
Sonra da zamanın olmadığı bir yerde ebedi olarak beraberliğimize dua edeceğim