_emos_
Daimi Üye
Ebû Hüreyre radiallahu anh bildirmiştir: Bir gün bir adam geldi ve Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’a sordu: “Ey Allah’ın Resûlü! İnsanlar içinde iyi muâmele etmeme en fazla lâyık olan kimdir?”
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm: “Annendir!” buyurdu. Adam: “Sonra kimdir?” dedi. Resûlullah (s.a.v.): “Annendir!” buyurdu. Adam: “Sonra kimdir yâ Resûlallah?” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Annendir!” buyurdu. Adam yeniden: “Sonra kimdir?” dedi. Allah Resûlü (s.a.v.) ,“Sonra babandır!” buyurdu.1
Resûlullah’ın (s.a.v.) dilinde anneler babalardan üç kat daha fazla iyi davranış görmeye lâyıktırlar.
Çünkü anneler fedâkârdırlar. Anneler evlâtlarına en yakın dostturlar. En sıcak arkadaştırlar. En doğru yoldaştırlar. En içten derttaştırlar. Anneler fazîletlidirler, ihlâslıdırlar, samîmidirler. Allah için severler, Allah için şefkat ederler, Allah için merhamet ederler, Allah için acırlar, Allah için tahammül ederler, Allah için sabrederler, Allah için râzı olurlar, Allah için duâ ederler, Allah için evlatlarının hep yarınlarını düşünürler ve evlatları peşinde Allah için uykuları kaçar!
Öyleyse evlat, annesinden nasıl bir davranış görürse görsün,—hoşuna gitse de, gitmese de—annesine karşı sırf Allah için iyi davranmalıdır, nezâketi, nezâheti, inceliği, yumuşak ve tatlı sözlülüğü asla elden bırakmamalıdır.
Anneler karşılıksız severler. İyi günde ve kötü günde, mutlulukta ve hüzünde, sevinçte ve üzüntüde, kıvançta ve acıda, evlât saygı göstersin veya göstermesin, evlât sevsin veya sevmesin, anneler adetâ evlâtları için vardırlar. Karşılıksız sevgilerini yalnız evlâtlarına özgü kılarlar. Evlâtların tek gizli gözyaşı dökenidirler.
Öyleyse evlât, annesinin bir dediğini iki etmemeli, annesine “Öf!…” bile dememeli, “Öf!…” dedirtmemeli, annesine saygıda ve sevgide kusur etmemelidir. Kur’ân’ın şu tavsiyesini kalbine altın yazı ile yazmalıdır: “Rabbin şunu da emretti: Ondan başkasına ibâdet etmeyin. Anne ve babaya da iyilikte bulunun! Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onara sakın ‘Öf!..’ deme, onları azarlama, onlara güzel söz söyle! Onlara merhamet ve tevâzû kanadını ger ve ‘Ey Rabbim! Nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur!’ de.” 2
Anneler şefkat meleğidirler. Anneler çilekeştirler. Anneler evlâtlarının bir gülümsemesine bütün sıkıntılarını unuturlar. Bundandır ki, anneleri doğrudan Kur’ân himâye ediyor. Buyuruyor ki: “Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zaaftan zaafa düşerek taşıdı! Sütten kesilmesi de iki yıl sürdü. ‘Önce Bana, hemen ardından annene ve babana şükret. Dönüşün ancak Banadır’ dedik.” 3
Annelerin dilinde duâsında dünyanın genişliği, bereketi; kalbinde, niyâzında âhiretin huzuru ve mutluluğu gizlidir. Annelerin elinde, ayağında âhiretin ebedî saadeti gizlidir. Bundandır ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Cennet annelerin ayakları altındadır” 4 buyurmuştur. Annelerin gönlünde Allah’ın rızâsı gizlidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), “Anne-babasını râzı eden, Allah’ı râzı etmiştir! Anne babasını kızdıran Allah’ı kızdırmıştır!” 5 buyurmuştur.
Anneler, dünyada iyilik yapmayı hak eden en değerli varlıklardır.
Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle; “Eğer âhiretini seversen, işte sana mühim bir defîne! Onlara hizmet et! Rızâlarını tahsil eyle! Eğer dünyayı seversen, yine onları memnun et ki, onların yüzünden hayatın rahatlı ve rızkın bereketli geçsin! Eğer rahmet-i Rahmân istersen, O Rahmân’ın vedîalarına ve senin hânendeki emânetlerine rahmet et!”
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm: “Annendir!” buyurdu. Adam: “Sonra kimdir?” dedi. Resûlullah (s.a.v.): “Annendir!” buyurdu. Adam: “Sonra kimdir yâ Resûlallah?” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Annendir!” buyurdu. Adam yeniden: “Sonra kimdir?” dedi. Allah Resûlü (s.a.v.) ,“Sonra babandır!” buyurdu.1
Resûlullah’ın (s.a.v.) dilinde anneler babalardan üç kat daha fazla iyi davranış görmeye lâyıktırlar.
Çünkü anneler fedâkârdırlar. Anneler evlâtlarına en yakın dostturlar. En sıcak arkadaştırlar. En doğru yoldaştırlar. En içten derttaştırlar. Anneler fazîletlidirler, ihlâslıdırlar, samîmidirler. Allah için severler, Allah için şefkat ederler, Allah için merhamet ederler, Allah için acırlar, Allah için tahammül ederler, Allah için sabrederler, Allah için râzı olurlar, Allah için duâ ederler, Allah için evlatlarının hep yarınlarını düşünürler ve evlatları peşinde Allah için uykuları kaçar!
Öyleyse evlat, annesinden nasıl bir davranış görürse görsün,—hoşuna gitse de, gitmese de—annesine karşı sırf Allah için iyi davranmalıdır, nezâketi, nezâheti, inceliği, yumuşak ve tatlı sözlülüğü asla elden bırakmamalıdır.
Anneler karşılıksız severler. İyi günde ve kötü günde, mutlulukta ve hüzünde, sevinçte ve üzüntüde, kıvançta ve acıda, evlât saygı göstersin veya göstermesin, evlât sevsin veya sevmesin, anneler adetâ evlâtları için vardırlar. Karşılıksız sevgilerini yalnız evlâtlarına özgü kılarlar. Evlâtların tek gizli gözyaşı dökenidirler.
Öyleyse evlât, annesinin bir dediğini iki etmemeli, annesine “Öf!…” bile dememeli, “Öf!…” dedirtmemeli, annesine saygıda ve sevgide kusur etmemelidir. Kur’ân’ın şu tavsiyesini kalbine altın yazı ile yazmalıdır: “Rabbin şunu da emretti: Ondan başkasına ibâdet etmeyin. Anne ve babaya da iyilikte bulunun! Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onara sakın ‘Öf!..’ deme, onları azarlama, onlara güzel söz söyle! Onlara merhamet ve tevâzû kanadını ger ve ‘Ey Rabbim! Nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur!’ de.” 2
Anneler şefkat meleğidirler. Anneler çilekeştirler. Anneler evlâtlarının bir gülümsemesine bütün sıkıntılarını unuturlar. Bundandır ki, anneleri doğrudan Kur’ân himâye ediyor. Buyuruyor ki: “Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zaaftan zaafa düşerek taşıdı! Sütten kesilmesi de iki yıl sürdü. ‘Önce Bana, hemen ardından annene ve babana şükret. Dönüşün ancak Banadır’ dedik.” 3
Annelerin dilinde duâsında dünyanın genişliği, bereketi; kalbinde, niyâzında âhiretin huzuru ve mutluluğu gizlidir. Annelerin elinde, ayağında âhiretin ebedî saadeti gizlidir. Bundandır ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Cennet annelerin ayakları altındadır” 4 buyurmuştur. Annelerin gönlünde Allah’ın rızâsı gizlidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), “Anne-babasını râzı eden, Allah’ı râzı etmiştir! Anne babasını kızdıran Allah’ı kızdırmıştır!” 5 buyurmuştur.
Anneler, dünyada iyilik yapmayı hak eden en değerli varlıklardır.
Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle; “Eğer âhiretini seversen, işte sana mühim bir defîne! Onlara hizmet et! Rızâlarını tahsil eyle! Eğer dünyayı seversen, yine onları memnun et ki, onların yüzünden hayatın rahatlı ve rızkın bereketli geçsin! Eğer rahmet-i Rahmân istersen, O Rahmân’ın vedîalarına ve senin hânendeki emânetlerine rahmet et!”