Ask neden ölür?
Çünkü aşkı aşk yapan "açlıktır".Onunla birlikte olmaya, gezinmeye,didişmeye karşı hiç doymayan bir "açlık". Onunla konuşmaya ve susmaya,buluşmaya ve özlemeye, kavga etmeye ve barışmaya, duyulan heyecanlı bir "AÇLIK". Onunla yaşama planları,anlamaya çalışma çabaları anlaşılmak kaygıları,kaybetmek korkuları ile beslenen bir "AÇLIK".
Aşkın ilk zamanlarında "açlık", elin yüreğinde telefon beklemeler, kıvrım kıvrım soru işaretleri, bitmez tükenmez yanlış anlamalar, kıskançlıklar ve uykusuz geçen sancılı gecelerdir.
Sonları aşkın açlığı "onun" elini sımsıkı tutmak teninin her milimetresine dokunmak dudaklarınla dudaklarına değmek için ölesiye artmaya başlar.
Eğer "AŞK ORADAYSA" ilk ruhsal ve tensel yakınlıkların ardından açlık giderilmez. Tersine hızla büyümeye başlar ve her defasında açlıktan "RUHUNUZ KAZANIR". Fakat bedenlerin sık sık buluştuğu ilk çoşkulu zamanların ateşi çabucak sönüyor ve sıkıntılı bir doygunluk duyuluyorsa "AŞK ÇEKİP GİTMİŞ" demektir.
Çünkü aşk çok oburdur, ama tıkabasa doyduğu zaman ölür. Bu yüzden aşkınızla çok sık görüşerek lüzumundan fazla "yemek yedirirseniz" yok olur. Aşkınıza çok fazla içinizi açıp ruhunuzu soyarsanız "BÜYÜ BOZULUR" ve aşk yine tokluktan ölür. Aşkta kendinizi tümden adar ve karşınızdaki kişinin kaybetme korkusunu doyurursanız açlıkla beraber aşkda kaybolur. Aşkın sofrasında her zaman hazır nazır bulunursanız "İŞTAHI KAÇAR".
Aşkın yaşaması için hep bir parça "aç" bırakmak gerekir. Zira aşk doyduğu zaman ya "HAYATINI KAYBEDER", yada artık "AŞK" değildir
Çünkü aşkı aşk yapan "açlıktır".Onunla birlikte olmaya, gezinmeye,didişmeye karşı hiç doymayan bir "açlık". Onunla konuşmaya ve susmaya,buluşmaya ve özlemeye, kavga etmeye ve barışmaya, duyulan heyecanlı bir "AÇLIK". Onunla yaşama planları,anlamaya çalışma çabaları anlaşılmak kaygıları,kaybetmek korkuları ile beslenen bir "AÇLIK".
Aşkın ilk zamanlarında "açlık", elin yüreğinde telefon beklemeler, kıvrım kıvrım soru işaretleri, bitmez tükenmez yanlış anlamalar, kıskançlıklar ve uykusuz geçen sancılı gecelerdir.
Sonları aşkın açlığı "onun" elini sımsıkı tutmak teninin her milimetresine dokunmak dudaklarınla dudaklarına değmek için ölesiye artmaya başlar.
Eğer "AŞK ORADAYSA" ilk ruhsal ve tensel yakınlıkların ardından açlık giderilmez. Tersine hızla büyümeye başlar ve her defasında açlıktan "RUHUNUZ KAZANIR". Fakat bedenlerin sık sık buluştuğu ilk çoşkulu zamanların ateşi çabucak sönüyor ve sıkıntılı bir doygunluk duyuluyorsa "AŞK ÇEKİP GİTMİŞ" demektir.
Çünkü aşk çok oburdur, ama tıkabasa doyduğu zaman ölür. Bu yüzden aşkınızla çok sık görüşerek lüzumundan fazla "yemek yedirirseniz" yok olur. Aşkınıza çok fazla içinizi açıp ruhunuzu soyarsanız "BÜYÜ BOZULUR" ve aşk yine tokluktan ölür. Aşkta kendinizi tümden adar ve karşınızdaki kişinin kaybetme korkusunu doyurursanız açlıkla beraber aşkda kaybolur. Aşkın sofrasında her zaman hazır nazır bulunursanız "İŞTAHI KAÇAR".
Aşkın yaşaması için hep bir parça "aç" bırakmak gerekir. Zira aşk doyduğu zaman ya "HAYATINI KAYBEDER", yada artık "AŞK" değildir