
Aslan, Koç ve Yay ile paylaştığı ateş grubunun, sabit nitelik gösteren üyesidir. Ateş dediğin ele avuca sığmaz ki Sabit ateş ne ola? diyenlere cevabım ŞÖMİNEdir
Aslan, tarlalardaki hasadın olgunlaştığı Ağustos ayının çocuğudur. İnsanların, emeklerinin ürettiklerine gururla baktıkları, hayaller kurdukları, kendilerini doygun ve umutlu hissettikleri bir zamanda dünyaya gelmiştir. Bu nedenle, bir Aslan tıpkı olgun başaklarla dolu bir tarla gibi vaatle doludur ve yaydığı enerji, hayata atılmanın eşiğinde, cazibesinin ve gücünün doruğunda bir genç insanın enerjisidir Aslanlar kaç yaşında olurlarsa olsunlar, hayattan beklentileri azalmaz ve geleceğe dair olumlu duygular beslerler. Bu ruh halini etrafa yansıtan bir ayna gibi davrandıkları için, girdikleri her ortama, yaklaşan bir hasatın heyecan veren rüzgarını getirirler.
Aslannın erkeksi, bir tabiatı vardır. Dolayısıyla Aslanlar ister ve elde ederler Elbette gayet ben-merkezcidirler Herşey ama herşey, onlar yüzünden, onlar için, onlara dair, onlardan dolayı, ya da onlara karşı gibidir
Elbette kolay tatmin olmazlar. Standartları pek yüksek, havaları da pek aristokrattır. Ama Yaylar kadar kararsız ve hiç bir bulduğu ile yetinemeyen, bu gün deli divane oldukları bir şeyi yarın sıradan bulan bir tabiatları da yoktur. Hatta habire birşeylerin peşinde koşmak fikri onların hafif tembel doğalarına biraz aykırı gelir. Onlar, her akıllarına gelenin mümkünse en acil şekilde tıpış tıpış dizlerinin dibine gelmesini tercih ederler
Gösterişçi oldukları doğrudur Ağustos ayı gibi vaatkar görünmek kolay mı
Her Aslan aynaya baktığında, kendisini değerli hissetmesini sağlayacak şeyleri ün, para, mevki önemser. Ama bunlar onun için sadece birer araçtır ve kaybedilse de yerine konulabilecek şeylerdir. O en çok hayatta olmaya ve manidar bir hayat sürmeye değer verir. Bu yüzden de her günü dolu dolu yaşamak ve akılda kalan işler yapmak ister. Aslanın asıl işi hayatta olmak ve elini attığı her şeye can vermektir. Bunu, oyuna katılan bir çocuk keyfiyle yapar ve onun felsefesine göre can bedenden çıkmadıkça, oyundan çıkmak olmaz O son nefesine kadar yaşadığı her güne coşku ve hayatını anlamlı kılmak şevki ile uyanacaktır. Ve bu şevki kaybetmek kadar kendini değersiz hissetmesine neden olabilecek hiçbir şey olamaz.
İnsan ilişkilerinde tam bir manipülatördür! Onun kadar etkili bir biçimde cazibe yapan, gönül çelmeyi böylesi sanat haline getiren bir kişi daha olamaz. Aslan yalnızlığı sevmez. Başrol mümkünse ona ait olmalıdır. Ama sesine ses verecek bir oyun arkadaşı ya da yüreklendirip, değerlendirecek bir seyirci bulamadığı zaman kendini anlamsız ve amaçsız hisseder. Onun daima insanlarla çevrelenmeye ve aldığı tepkilerle çaktırmadan kendine yön verip, dengelenmeye ihtiyacı vardır.