Baba-kız ilişkisi neden önemli?

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
Üzerinde en az durulan ilişkilerden biri olan baba-kız ilişkisi aslında çok önemli bir konudur. Masallarda bile anne kız ya da üvey anne-kız ilişkileri sorunluyken kızların babayla ilişkileri daha naiftir. Kız çocuğun babayla kurduğu ilişki beklenti, hayal kırıklığı, hayranlık, reddedilme ve sevgi yüklü bir ilişkidir ve bu ilişki kızın seçimlerini ve hayat bakışını da belirler.

Bir kızın babasıyla kurduğu ilişki ve içinde bulunduğu etkileşim onun ileriki yıllarda karşı cinsle olan, eşiyle, patronuyla, arkadaşlarıyla ve çalışma arkadaşlarıyla kuracağı ilişkiyi de belirleyecektir. Kız çocuk babayla beraber erkek cinsini ve erkeklerin dünyasını öğrenir. İleride erkeklere dair yapacağı genellemelerin bilgisine babası sayesinde ulaşır.

Kız çocukları daha altı aylıkken babalarını sesine ve dokunuşlarına annesinkinden daha farklı tepkide bulunmaktadır. Yani babayı algılamakta ve ayırt etmektedir. Baba tıpkı anne gibi çocuğun hem psikosoyal hem psikoseksüel hem de zihinsel gelişiminde rol oynar. Psikoseksüel kurama göre kız ocuklar 3-4 yaş civarı babaya yakın olmak isterler. Buna engel olan kişini anne olduğunu düşünüp anneye kıskançlık beslerler daha sonra anneyle özdeşleşerek bu süreci atlatırlar. Sağlıklı olan bu sürecin bu şeklide sona ermesidir.

Babalar kızlarının gözünde daha güçlü ve daha akıllıdırlar. Bu nedenle daha çok saygı uyandırırlar. Eğer baba katı, otoriter ve korku uyandıran bir babaysa; kız utangaç ve çekingen olacaktır. Kendini ifade etmek yerine içine kapanmayı tercih edecektir. Eğer baba sürekli eleştirisel bir tutum içerindeyse ve çocuğuna hata yapma şansını tanımıyorsa çocuğuna zarar vermektedir. Hata yapmasına izin verilmeyen bir çocuk kendi doğrularını bulmakta hayatı boyunca zorluk çekecektir. Kısıtlayıcı babalar çocuğunun zeka gelişimini de kısıtlamaktadır. Araştırmalara göre zeka yüksekliğiyle babanın ilgisi arasında artan bir ilişki vardır. Babanın katı olması kadar aşırı yumuşak olması da sorundur. Çünkü özellikle kız çocuklar sınırlara ihtiyaç duyarlar.

Babalar kızlarının ilk aşkıdır. Kız gözünü açıca babayla karşılaştığı için onu idealize eder. Bu idealizasyonun ölçüsü, kızın daha sonraki ilişkilerindeki sevgi arayışını da etkileyecektir. Babası fazlaca idealize den bir kız, asla onun gibi birini bulamayacaktır. Kız çocukların genelde babalarına benzeyen erkekleri eş olarak seçtikleri bilinmektedir. Bunun yanında babasından yeterli ilgi ve sevgiyi göremeyen kızlar, ilişkilerinde, kendilerinden yaşlı ya da daha olgun erkeleri tercih etmektedirler. Babalarından bulamadıkları ilgi ve şefkati böyle aramaktadırlar. Bu bazen yanlış ve sonucu acı seçimlere neden olmaktadır.

Annenin öfkeli, çaresiz, silik, aksi, sürekli hasta ya da depresyonda oluşu da babanın fazlaca idealize edilmesine neden olur. Kız çocuk zayıf bulduğu anneyle özdeşlemek yerine gücü ve otoriteyi temsil eden babayla özdeşleşir.neticede erkeklerin dünyasında bakın ne kadar güçlüyüm diyerek savaşan, zayıflıklarını katılıkla gizleyen birine dönüşecektir.

Boşanmış babalar, adeta çocuklarından da boşanmakta ya da vicdanlarının sesini bastırabilmek için çocuklarının oyuncağı olmaktadırlar. Unutulmamalıdır ki önemli olan kızınıza ne kadar uzun zaman ayırdığınız değil ne kadar kaliteli zaman ayırdığınızdır. Aynı evde yaşayan ilgisiz bir baba olmaktansa boşanmış ama çocuğuna ilgi ve sevgiyle yaklaşan onu dinleyen, anlayan bir baba olmak daha değerlidir.

Baba-kız ilişkisi yeterince değinilmemesine rağmen güçlü bir arketiptir. Örneğin mitolojide Athena, babası Zeus tarafında doğrulur. Zeus, Athena’ya hamile olan Metis’i yutar. Athena zamanı gelince Zeus’un kafasını adeta yararak, içinden çıkar. Bir kadın tarafından doğrulmadığı için “zeka ve güç”le yüklüdür, savaşçıdır. Bu özelliklerini babasından almıştır. Babası Zeus bir sürü çocuğu olmasına rağmen en çok Athena’yı sever, Athena’da onu. Yine klasik mitolojide Electra babasının öcünü almak için erkek kardeşiyle beraber annesini öldürür.

Kız çocukları babalarını memnun etmek isterler çünkü memnun ederek onay alacaklarını öğrenirler. Daha küçük yaşlarda bunu yolunu “uysal” olmaktan geçtiğini görürler. İstisnalar dışında kız çocukları daha itaatkar, daha çalışkan, daha merhametli ve daha uslu olurlar. Bir kız çocuğu sadece onaylanmak için ya da başka bir ifadeyle “sevilmek için çalışan” biri haline gelebilir. Babasının iyi olarak gördüğü şeyleri kavrayan kız çocuk bu şekilde olursa ve davranırsa babası tarafından sevileceğine inanır. İyi kız rolünü severek üstlenir. Bu daha sonra bir davranış kalıbı halini alır. Yetişkinlikte de sürekli mutsuz ama bunu ifade edemeyen,onay arayan, karasız, en küçük şeyleri bile kafaya takan birine dönüşür. Ön planda olmayı da istemez, eleştirilmeyi de.

Toplumumuzda erkek çocuk beklentisi vardır. Kız çocuğu, doğarak evde bir hayal kırıklığı yarattığı sezerse bunu içselleştirir ve hayat boyu kurtulamayacağı bir aşağılık kompleksine sahip olur. Bu yüzden hep onaylanmak isteyecektir. Onay almak içinde babasının ve toplumun gözünde kendisinden beklenen kadınsı özelliklere(ağırbaşlılık,uysallık gibi) yapışıp kalacaktır. Hatta kariyer sahibi bir kadın olduğunda bile erkeklerin dünyasında onaylanmamak onu çok kıracaktır. Güçlü ve bağımsız olmayı hem isteyecek hem de bunlardan korkacaktır. Bazen de erkek çocuk özleminde olan aileler kız çocuklarını erkek gibi yetiştirmektedirler. Bu, kızın yanlış cinsel kimlikle özdeşim kurmasına neden olur. Maskulen özelliklerin yerleşmesi feminen özellikleri gölgeleyecektir

Bunun yanında bir çok evde de kız çocuğa daha çok müsamaha gösterilmektedir. Erkeğin ağlaması, sabırsız olması,canın yanması abes karşılaşırken, kız çocuk ağlamak,bağırıp çağırmak gibi lükslere sahiptir. Kız duygularını daha rahat ifade edebilir. Evinde müsammahkar yetiştirilen bir kız çocuğu aynı esnekliği arkadaşlarından eşinden, iş arkadaşlarında ve patronlarından da bekleyecektir.

Babaların kız çocuklarını duygularına empatik yaklaşabilmesi çok önemlidir. “Üzülme tatlım, bir dahakine iyi not alırsın”, “Boş ver, o arkadaşların zaten aptal” gibi argümanlar, kızın duygularını ne o zaman ne de gelecekte ifade edebilmesine engel olur. Bunlar yerine “Çok kızmış olmalısın”,”Kendini kötü hissediyor olmalısın” gibi empatik bir dil kullanmak gerekir. Aksi takdirde kız çocuğu duygularını bastırmayı öğrenir ve bu onun davranış kalıbı haline gelir. Anlayış meselesinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Baba kızını anlamıyorsa “bana karşı çıkma,ben babayım benim dediğim olur” mesajını sözel olarak dile getirebileceği gibi davranış ve tavırlarıyla da ifade edebilir. Anlaşılma duygusunun eksikliğini başka şeyler giderememektedir ve hep bir eksiklik duygusuna neden olmaktadır.

Özellikle ergenlik çağında kızı olan babalar, kızın beden imgesine yönelik yergilerden kaçınmalıdırlar. “Çok şişmanladın”, “Kalem gibisin” gibi ifadeler kızın kafasında, beden imgesinin hasar almasına yol açar. Dolayısıyla kız sürekli kendi bedenisel imgesiyle barışmayan bir genç kız ve kadın olur, kendinde eleştirecek bir şeyler mutlaka bulur. En ufak bir duygusal sarsıntıda ya çok yiyerek ya da hiç yemeyerek bedenlerine zarar verir.

 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.397
Puan
113
Ebeveynler arsındaki ilişkide kız çocuğunu etkiler. Babanın aşağılandığı bir evde kız, erkekleri aşağılamayı öğrenir. İlgisiz babalar, anneler boşluğu doldurmak için çocuklarıyla koalisyonlara girmektedirler. Özellikle kız çocukla bir nevi suç ortaklığı yapılmaktadır. Bazen de anneler aşırı ilgi göstererek kızın benliğini kazanmasına izin vermezler. Eğer baba, anneyi sürekli aşağılıyorsa kız çocuk bundan olumsuz etkilenir. Sahip olduğu kadın kimliğinden, bilinçaltında utanç duyar. İleriki yaşlarda da bir çok psikosomatik rahatsızlığa sahip olur.

Bir çocuğun başına gelebilecek en kötü şey babanın varken yok olmasıdır. İlgisiz bir babaya, kız da ilgisizleşecektir. İlgili bir baba mükemmel olmaya çalışmaz. Mükemmel olmak yerine; kızını dinler,ona saygı gösterir, onunla berber vakit geçirir,ona olumlu geri bildirimlerde bulunur, yeteneklerini geliştirmesi için onu destekler.

Babasıyla iyi ilişkileri olan kız çocuklarını ileride özgüveni yüksek ve kendini rahat ifade edebilen yetişkinler oldukları görülmüştür. Babayla olan iyi ilişki, kızın hayata karşı daha pozitif bakmasını sağlamaktadır. Bu kızların liderlik vasıfları da yüksek düzeyde olmaktadır. Ayrıca bu kız çocuklarını ruh sağlıkları da kolay kolay bozulmamaktadır.

Anneler neler yapabilir?
Toplumumuzda kız çocuk ve baba arasındaki ilişkiler mesafelidir. Anne bu ilişkide bir tür arabulucu konumundadır ve aslında biraz da böyle olmasından hoşlanmaktadır. Babanın kız için ne kadar önemli olduğunu bir annenin unutmaması gerekir. Anne her şeyden önce kız çocuğu bir rakip gibi görmemelidir. Özellikle 0-6 yaş döneminde baba ve kızın yakınlaşması için beraber vakit geçirmeleri sağlanmadır. Hatta bazı aktiviteleri baba-kız beraber yapmalıdırlar. Paylaşımlarını arttırmak için yardımcı olabilirsiniz.

Eşinizle sağlıklı bir diyalogunuzun olması kızınızın da erkeklerle sağlık bir iletişimi olmasını sağlayacaktır. Arada bir emniyet subabı görevine soyunmanız onların ilişkisini sekteye uğratır ve aralarındaki mesafeyi arttırır. Bırakın baba kız konuşsunlar, iletişime geçsinler. Bir sorun olunca da bunu beraber çözebilsinler.

Siz eşinizi kıskanıyor ve bunu öfke patlamalarıyla belli ediyorsanız kızınız “erkekler güvenilmez” diye bir mesaj alır. Bunun yanında bir de “erkeklere güvenme şöyledirler, böyledirler” derseniz kızınıza erkek düşmanlığını işlersiniz ve yetişkinliğindeki mutsuzluk motifini ortaya çıkartırsınız.

Eşinizi kız çocuğun hassas dünyasından haberdar etmek, onun psikolojisi konusunda bilgilendirmek gerekir. Yanlış olan tutumlarını düzeltesi için eşinize yardımcı olun. Kızınızın hatıra defteri, anket, günlük gibi “pembe kağıt uğraşlar”ı varsa bunları okumaya çalışmayın. Saygı gösterin.

Eşiniz ve siz gerçekten hazır olmadan hamile kalmayın. Hamilelik sürecine eşinizi de dahil edin. Anne karnında kalp atışını başlamasıyla beraber çocuğun duygusal hafızanın oluşmaya başladığını unutmayın. Cinsiyet ayrımı yapmayın. Çocuk olduktan sonra eşinize sorumlukları paylaşmayı öğretin.

Psikolog Reyhan Algül
 

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
ben ergenlik dönemine kadar babamdan çok karkardım çünkü en ufak bişeyde bağırırdı ben de içne kapanıktım hemen susardım kendimi savunamazdım ona karşı...ergenlik döneminde insana bi cesaret geliyo değişiyosun deli zamanların ya başladım kendimi savunmaya o bişey dese hemen üste çıkmaya filan:)) sonra gariptir ki aramızdaki buzlar eridi o benle uğraşmayı bıraktı iyi anlaşmaya başladık demek ki pısırık olmamak lazım:))
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst