Nicolas Ghesquiere, Balenciaga Moda evinde stilin bütün kurallarına uyan bir modacı ama aynı zamanda hayal dünyasını da benimseyen bir sanatçı. Bu dünyada yeni bir koku doğdu, Balenciaga Paris.
Değerli ve benzersiz bir şişe… Yumuşak köşeleri ve kıvrımlarıyla ön plana çıkıyor. Köşeleriyle yumuşak bir şişe… Bir sürpriz gibi beliren fildişi kapağı bir sürpriz gibi beliren, mizahla doldurulmuş bir şişe. Balenciaga tarzına sahip.... Çekici menekşe notaları bizi hemen Balenciaga Paris’in güneş kadar hoş, hafif bir koku olduğunu düşündürüyor.
Balenciaga Paris’de Nisan ayının (baharın) ilk zamanlarını buluyoruz, çiçek kokan meltemleri ve ılık bir günde açan çiçekleri. İçindeki kehribar rengi sıvı, cam fanus içine hapsedilmiş orman meyve özleri gibi.
Bahar gibi bir his: uçuşan elbiseler ve kaçamak bakışlar. Menekşe buketlerinin olgun moda havası var, tıpkı Colette kitabının sayfaları arasında bulduğumuz eski zaman büyüsüne sahip birkaç kurutulmuş yaprak, anılar ve geçmişten gelen sanat çalışmaları gibi… Ama çok yakında güçlü biberli notalar kendini gösteriyor ve dingin, yosunlu ağaç notalarını bastırıyor. Yaprakları gecenin gizli saatlerinde nefes alıyor. Daha sonra, doğanın karanlık yüzü kendini ifade eder. Duygusallık öne çıkar. Şişedeki sıvının gölgeli rengi bir şeylerin gizemini açığa çıkarıyor. Işık dolu bir koku.
Balenciaga Paris sevimli bir çelişki. Yaşam haline gelen aynı zamanda yaşama karışan bir esans. Balenciaga Paris kendini sunuyor ama aynı zamanda da kendisini koruyor. Balenciaga Paris’i sürün ve sımsıcak, bir o kadar da ulaşılmaz bir kadın haline gelin.
Son bir not: Balenciaga Paris’in yüzü, kırılgan ve emin, ışıldayan ve akıllı, sofistike ve ateşli Charlotte Gainsbourg.
Alıntıdır!
Değerli ve benzersiz bir şişe… Yumuşak köşeleri ve kıvrımlarıyla ön plana çıkıyor. Köşeleriyle yumuşak bir şişe… Bir sürpriz gibi beliren fildişi kapağı bir sürpriz gibi beliren, mizahla doldurulmuş bir şişe. Balenciaga tarzına sahip.... Çekici menekşe notaları bizi hemen Balenciaga Paris’in güneş kadar hoş, hafif bir koku olduğunu düşündürüyor.
Balenciaga Paris’de Nisan ayının (baharın) ilk zamanlarını buluyoruz, çiçek kokan meltemleri ve ılık bir günde açan çiçekleri. İçindeki kehribar rengi sıvı, cam fanus içine hapsedilmiş orman meyve özleri gibi.
Bahar gibi bir his: uçuşan elbiseler ve kaçamak bakışlar. Menekşe buketlerinin olgun moda havası var, tıpkı Colette kitabının sayfaları arasında bulduğumuz eski zaman büyüsüne sahip birkaç kurutulmuş yaprak, anılar ve geçmişten gelen sanat çalışmaları gibi… Ama çok yakında güçlü biberli notalar kendini gösteriyor ve dingin, yosunlu ağaç notalarını bastırıyor. Yaprakları gecenin gizli saatlerinde nefes alıyor. Daha sonra, doğanın karanlık yüzü kendini ifade eder. Duygusallık öne çıkar. Şişedeki sıvının gölgeli rengi bir şeylerin gizemini açığa çıkarıyor. Işık dolu bir koku.
Balenciaga Paris sevimli bir çelişki. Yaşam haline gelen aynı zamanda yaşama karışan bir esans. Balenciaga Paris kendini sunuyor ama aynı zamanda da kendisini koruyor. Balenciaga Paris’i sürün ve sımsıcak, bir o kadar da ulaşılmaz bir kadın haline gelin.
Son bir not: Balenciaga Paris’in yüzü, kırılgan ve emin, ışıldayan ve akıllı, sofistike ve ateşli Charlotte Gainsbourg.
Alıntıdır!