4 aylıkken gözlere; 6 aylıkken dudaklara odaklanıyorlar. 12 aylıkken ilgi yeniden göz bölgesine kayıyor. Uzmanlara göre; bebekler konuşmayı sadece işitsel uyaranlara dayanarak değil aynı zamanda dudak okuyarak da öğreniyor.
Ebeveynler; yeni dünyaya gelen bebekleriyle ilgili onlarca soru üretirler; en çok merak edilen yetilerden birisi de dil ve işitme becerisidir.
Son araştırmalar gösteriyor ki; bebekler, dil ve konuşma gelişimi evresinde henüz 4 aylıkken bilinçli tercihler yapmaya başlıyor. Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Profesör Dr. Ahmet Konrot, bebeklerin bu evrede ‘dudak okuma’ stratejisinden de etkin bir biçimde yararlandıklarını söylüyor.
Prof. Konrot, bu durumu Florida Atlantik Üniversitesi Çocuk Gelişimi Laboratuarı’nda yapılan çok yeni bir araştırmayla açıklıyor: ‘’Prof. Lewkowicks’in araştırmasına göre bebekler 4. aydan itibaren konuşmacının gözlerine odaklanıyor, 6. aydan itibaren ise dudaklara da odaklanmaya başlıyorlar.
Bu durum, özellikle 8. ayda daha da belirginleşmekte. 12. aydan itibaren ise ilgi odağı konuşmacının ağız bölgesinden tekrar göz bölgesine kayıyor. Görüyoruz ki sözel dil edinimi evresinde görme duyumu da etkin ve seçici bir biçimde devreye giriyor.’’
Anadille yabancı dil arasında odaklanma farkı
Prof. Dr. Ahmet Konrot, bebeklerin 12. Aydan sonra, yani öğrenmekte oldukları dilin sesbilgisel sistemini çözmeye başlayınca, yeniden işitsel uyaranlarla yetinmeye devam ettiklerini ifade ediyor. Dil edinme sürecindeki bebeğin, 'aşina olduğu dili' kullanan konuşmacıya olan görsel odaklanma tepkisi ile 'yabancı bir dil' konuşan kişiye olan tepkisi de aynı olmuyor. Bebekler 'yabancı bir dil' konuşan konuşmacının ağız bölgesine odaklanmayı 12 aylıkken de sürdürüyor.
Bu durumu; bebeklerde gelişen dil bilinci olarak açıklayan Prof. Dr. Ahmet Konrot; iletişimde görsel ipuçlarının ne denli önemli olduğunun altını çiziyor. Bak-Gör-Duy dudak okuma programının yaratıcısı Prof. Konrot, şöyle diyor: ‘’Konuşma eyleminin sonunda sadece ses değil, görüntü de üretilir.
Yani, konuşmada kullanılan seslerin üretimi sırasındaki hareketlerin bir kısmı, özellikle ağız bölgesindeki devinimler, gözle izlenebilir özelliğe sahiptir. Bebekler üzerinde yapılan bu araştırma bize çok erken dönemlerden başlayarak, karşılıklı konuşmada görsel ipuçlarının kritik bir rolü olduğunu göstermektedir.’’
Kaynak;Elma&Elma
Ebeveynler; yeni dünyaya gelen bebekleriyle ilgili onlarca soru üretirler; en çok merak edilen yetilerden birisi de dil ve işitme becerisidir.
Son araştırmalar gösteriyor ki; bebekler, dil ve konuşma gelişimi evresinde henüz 4 aylıkken bilinçli tercihler yapmaya başlıyor. Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Profesör Dr. Ahmet Konrot, bebeklerin bu evrede ‘dudak okuma’ stratejisinden de etkin bir biçimde yararlandıklarını söylüyor.
Prof. Konrot, bu durumu Florida Atlantik Üniversitesi Çocuk Gelişimi Laboratuarı’nda yapılan çok yeni bir araştırmayla açıklıyor: ‘’Prof. Lewkowicks’in araştırmasına göre bebekler 4. aydan itibaren konuşmacının gözlerine odaklanıyor, 6. aydan itibaren ise dudaklara da odaklanmaya başlıyorlar.
Bu durum, özellikle 8. ayda daha da belirginleşmekte. 12. aydan itibaren ise ilgi odağı konuşmacının ağız bölgesinden tekrar göz bölgesine kayıyor. Görüyoruz ki sözel dil edinimi evresinde görme duyumu da etkin ve seçici bir biçimde devreye giriyor.’’
Anadille yabancı dil arasında odaklanma farkı
Prof. Dr. Ahmet Konrot, bebeklerin 12. Aydan sonra, yani öğrenmekte oldukları dilin sesbilgisel sistemini çözmeye başlayınca, yeniden işitsel uyaranlarla yetinmeye devam ettiklerini ifade ediyor. Dil edinme sürecindeki bebeğin, 'aşina olduğu dili' kullanan konuşmacıya olan görsel odaklanma tepkisi ile 'yabancı bir dil' konuşan kişiye olan tepkisi de aynı olmuyor. Bebekler 'yabancı bir dil' konuşan konuşmacının ağız bölgesine odaklanmayı 12 aylıkken de sürdürüyor.
Bu durumu; bebeklerde gelişen dil bilinci olarak açıklayan Prof. Dr. Ahmet Konrot; iletişimde görsel ipuçlarının ne denli önemli olduğunun altını çiziyor. Bak-Gör-Duy dudak okuma programının yaratıcısı Prof. Konrot, şöyle diyor: ‘’Konuşma eyleminin sonunda sadece ses değil, görüntü de üretilir.
Yani, konuşmada kullanılan seslerin üretimi sırasındaki hareketlerin bir kısmı, özellikle ağız bölgesindeki devinimler, gözle izlenebilir özelliğe sahiptir. Bebekler üzerinde yapılan bu araştırma bize çok erken dönemlerden başlayarak, karşılıklı konuşmada görsel ipuçlarının kritik bir rolü olduğunu göstermektedir.’’
Kaynak;Elma&Elma