Bebekler de depresyona girer
Çocukların yanı sıra bebeklerin de 6 aydan sonra depresyon riski yaşadığını belirten uzmanlar, "Anne ya da anne gibi bağlandığı kişiden ayrılan bebeklerde, ayrılmadan hemen sonra çok şiddetli ve uzun süreli ağlamalar izlenir.
Bu ağlamaların ardından sessizlik ve küskünlük ortaya çıkar" uyarısında bulundu.
Psikolog Derya Toparlak, sadece çocuklar değil bebeklerin de depresyon riski ile karşı karşıya olduğunu, depresyondan şüphelenen ailelerin çocukları için uzman desteği alması gerektiğini söyledi. Günümüzdeki çalışmalarla çocukların; hatta bebeklerin de depresyon yaşadığının ortaya çıktığını belirten Psikolog Toparlak, "Depresyon, çocuklukta ve yetişkinlikte görülen bir duygu durum bozukluğu. İnsan hayatında en erken depresyon yaşantısı bebeklik çağında, bağlandığı kişiden ayrılma sonucu ortaya çıkar. Bebekler yaklaşık 6 aydan sonra bağlandıkları kişiden ayrılmaya tepki gösterirler. Anne ya da anne gibi bağlandığı kişiden ayrılan bebeklerde, ayrılmadan hemen sonra çok şiddetli ve uzun süreli ağlamalar izlenir. Bu ağlamaların ardından sessizlik ve küskünlük ortaya çıkar" dedi.
Toparlak, bebeğin bağlandığı ebeveynin kısa süre içinde dönmesi durumunda çocuğun düzeldiğini ifade ederek, "Ancak kaybın sürmesi halinde belirtiler ağırlaşır. Çevredeki uyaranlara cevap azalır, olduğu yerde sallanma, vurma hareketleri görülür. Yemek yeme azalır, kusma ve ishaller başlar. Fiziksel gelişme duraksar, kilo kaybı artar, üzüntü ve küskünlük belirgindir. Yalancı zeka geriliği denen zihinsel işlevlerde gerileme olur. Uygun önlemler alınmazsa kalıcı geriliğe neden olabilir" diye konuştu.
Depresyonun belirtileri
Psikolog Derya Toparlak, depresyon belirtilerini şöyle sıralıyor:
"Mutsuzluk, kendini boşlukta hissetme, kolay ağlama, sık ağlama, sevdiği şeyleri yapmama, zevk almama, oyun oynamama, değersizlik duyusu, kimse tarafından sevilmediğini söyleme ya da az sevildiğinden şikayet etme, suçluluk duyguları, olup biteni kendi suçu olarak yorumlama, umutsuzluk, gergin ve sıkıntılı olma, kolay öfkelenme, az ya da çok yemek yeme, uyku bozuklukları, özellikle uykuya dalmada güçlük, huzursuz uyuma, kabuslar, alınganlık, aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı, okul başarısında düşme, aile ilişkilerine bozulma, söz dinlememe ya da çok sessiz kalma, arkadaş problemlerinde artma, kendini dışlanmış ve yalnız hissetme, ölümden söz etme, korkma, intihar girişimi."
Belirtilerin zaman zaman tüm çocuklarda görülebildiğinin altını çizen Toparlak, "Depresyon tanısının konması için çoğu belirtinin 15 günden daha uzun sürmesi gerekiyor. Çocuklarda belirtiler ev ortamlarında daha belirgin olarak göze çarpıyor. Bir çocukta depresyondan şüphelendiğinde yapılan gereken, durumu önemseyip bir uzman desteği almak. Depresyonu tek bir nedene bağlamak doğru değil. Kişinin temel ve psikolojik özelliklerine ve çevrenin etkilerine göre ortaya çıkıyor. Ailesinde depresyon bulunma, hem kalıtımsal hem de olumsuz çevre koşulu olarak depresyon riskini arttırır" şeklinde konuştu.
Çocukların yanı sıra bebeklerin de 6 aydan sonra depresyon riski yaşadığını belirten uzmanlar, "Anne ya da anne gibi bağlandığı kişiden ayrılan bebeklerde, ayrılmadan hemen sonra çok şiddetli ve uzun süreli ağlamalar izlenir.
Bu ağlamaların ardından sessizlik ve küskünlük ortaya çıkar" uyarısında bulundu.
Psikolog Derya Toparlak, sadece çocuklar değil bebeklerin de depresyon riski ile karşı karşıya olduğunu, depresyondan şüphelenen ailelerin çocukları için uzman desteği alması gerektiğini söyledi. Günümüzdeki çalışmalarla çocukların; hatta bebeklerin de depresyon yaşadığının ortaya çıktığını belirten Psikolog Toparlak, "Depresyon, çocuklukta ve yetişkinlikte görülen bir duygu durum bozukluğu. İnsan hayatında en erken depresyon yaşantısı bebeklik çağında, bağlandığı kişiden ayrılma sonucu ortaya çıkar. Bebekler yaklaşık 6 aydan sonra bağlandıkları kişiden ayrılmaya tepki gösterirler. Anne ya da anne gibi bağlandığı kişiden ayrılan bebeklerde, ayrılmadan hemen sonra çok şiddetli ve uzun süreli ağlamalar izlenir. Bu ağlamaların ardından sessizlik ve küskünlük ortaya çıkar" dedi.
Toparlak, bebeğin bağlandığı ebeveynin kısa süre içinde dönmesi durumunda çocuğun düzeldiğini ifade ederek, "Ancak kaybın sürmesi halinde belirtiler ağırlaşır. Çevredeki uyaranlara cevap azalır, olduğu yerde sallanma, vurma hareketleri görülür. Yemek yeme azalır, kusma ve ishaller başlar. Fiziksel gelişme duraksar, kilo kaybı artar, üzüntü ve küskünlük belirgindir. Yalancı zeka geriliği denen zihinsel işlevlerde gerileme olur. Uygun önlemler alınmazsa kalıcı geriliğe neden olabilir" diye konuştu.
Depresyonun belirtileri
Psikolog Derya Toparlak, depresyon belirtilerini şöyle sıralıyor:
"Mutsuzluk, kendini boşlukta hissetme, kolay ağlama, sık ağlama, sevdiği şeyleri yapmama, zevk almama, oyun oynamama, değersizlik duyusu, kimse tarafından sevilmediğini söyleme ya da az sevildiğinden şikayet etme, suçluluk duyguları, olup biteni kendi suçu olarak yorumlama, umutsuzluk, gergin ve sıkıntılı olma, kolay öfkelenme, az ya da çok yemek yeme, uyku bozuklukları, özellikle uykuya dalmada güçlük, huzursuz uyuma, kabuslar, alınganlık, aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı, okul başarısında düşme, aile ilişkilerine bozulma, söz dinlememe ya da çok sessiz kalma, arkadaş problemlerinde artma, kendini dışlanmış ve yalnız hissetme, ölümden söz etme, korkma, intihar girişimi."
Belirtilerin zaman zaman tüm çocuklarda görülebildiğinin altını çizen Toparlak, "Depresyon tanısının konması için çoğu belirtinin 15 günden daha uzun sürmesi gerekiyor. Çocuklarda belirtiler ev ortamlarında daha belirgin olarak göze çarpıyor. Bir çocukta depresyondan şüphelendiğinde yapılan gereken, durumu önemseyip bir uzman desteği almak. Depresyonu tek bir nedene bağlamak doğru değil. Kişinin temel ve psikolojik özelliklerine ve çevrenin etkilerine göre ortaya çıkıyor. Ailesinde depresyon bulunma, hem kalıtımsal hem de olumsuz çevre koşulu olarak depresyon riskini arttırır" şeklinde konuştu.