Belirtilere dikkat
Baş ağrısı, öksürük, yorgunluk, midede yanma ya da ağrı... Dikkat! Ciddiye alınmayan bu belirtiler çeşitli hastalıkların habercisi olabilir.
Hemen hepimiz bu tür sorunlarla karşılaşıyor ama yakınmalarımızı çoğu zaman göz ardı edip, hekime başvurmuyoruz. Oysa, her belirtinin dikkate alınması gerekiyor, aksi halde hastalığın teşhisi gecikebiliyor. Bu durumda da aslında basit yöntemlerle üstesinden gelinebilecek hastalıklar, tedavisi zor bir sağlık sorununa dönüşebiliyor, hatta hayatı tehdit bile edebiliyor.
Aile Hekimi Dr. Demet Karadenizli'ye göre önemsenmeyen belirtiler şu hastalıkların habercisi olabilir:
Baş ağrısı: Çoğu zaman stres gibi tolere edilebilir etkenlerden kaynaklansa da, ciddi hastalıklar nedeniyle de ortaya çıkabiliyor. Genellikle enseden başlayan ağrı yaşla birlikte tansiyon yükselmelerinde görülüyor. Alında geçen ve çember biçiminde sıkışmaya benzer bir ağrı, çoğu zaman stres veya anksiyete gibi psikolojik sorunlardan kaynaklanıyor. Ağrı etkisini kaşların üstü, şakaklar, gözler ve burun üzerinde gösteriyorsa, genellikle sinüzitin belirtisi oluyor. Zonklama şeklinde ortaya çıkıyorsa ve özellikle başın tek tarafında hissediliyorsa, migrenin habercisi olabiliyor. Sık rastlanmasa da, ağrı beyin tümörü, damar tıkanıklığı veya beyin kanaması gibi ciddi sağlık sorunlarının da habercisi olabiliyor. Bu tür sorunlar da kendini çeşitli şekillerde ortaya çıkan ağrıyla gösterebiliyor.
Midede yanma ya da ağrı: Midede yanma, iyi işlenmemiş, beklemiş ya da çok yüksek sıcaklığa maruz bırakılmış yağ tüketimi ve baharatlı besinler gibi sıradan nedenlerden kaynaklanabiliyor. Midede veya göğüste başlayıp, göğüs kafesinin bitiminde, hatta boğazda bile hissedilebiliyorsa, bu tip ağrı genellikle Helicobakter Pylori’nin sorumlu tutulduğu reflünün habercisi olabiliyor. Yapısal sorunları da unutmamak gerekiyor, özellikle gece uykudan uyandıran ağrı ülserin habercisi olabiliyor.
Baş dönmesi: Baş dönmesi çoğunlukla yüksek tansiyon, diyabet veya damar sertliğinden kaynaklanıyor. Bunların yanı sıra iç kulaktaki denge merkezindeki sorunlardan oluşan vertigo, besin veya polen alerjisi ve enfeksiyonlar da baş dönmesine yol açabiliyor.
Yorgunluk: 6 ay boyunca geçmeyen, kas ve eklem ağrısı ile uyku sorunlarının eşlik ettiği yorgunluk, kronik yorgunluk sendromunun habercisi olabiliyor. Yorgunluğa yüksek ateş ve boyun bezlerinde şişlik de eşlik ediyorsa, bu yakınmalar enfeksiyon sonucu oluşabiliyor. Ayrıca depresyon, kalp damar, karaciğer ya da böbrek hastalıkları da yorgunluk belirtileriyle seyredebiliyor.
Gece terlemeleri: Akşam yemeğini geç tüketmek gece terlemelerine neden olabiliyor. Ancak eğer gece terlemesi şiddetliyse ve buna ateş, öksürük ile kilo kaybı de eşlik ediyorsa, bu durum tüberküloza işaret edebiliyor.
Aşırı su tüketmek: Aşırı su tüketmek ve idrara çıkmak, özelikle de daha önce böyle bir durum söz konusu değilse, diyabetin (şeker hastalığı) habercisi olabiliyor.
Sık idrara çıkmak: Bu belirti de yine diyabetin habercisi olabiliyor, ancak 45 yaşın üzerindeki bir erkek sık idrara çıkıyor veya idrarını tutamıyorsa, bu sorun prostattan da kaynaklanıyor olabilir.
Kilo alımı veya kaybı: Farkına varmadan alınan veya verilen kilolar öncelikle tiroitle ilgili bozukluklara işaret ediyor. Ani kilo kaybının daha ciddi nedenleri olabileceği de akılda tutulmalı.
Sırt ağrısı: Sırt ağrıları, genellikle duruş bozukluğu gibi basit nedenlere bağlı olsa da, sigara içenlerde önemli bir bulgu olma özelliğini koruyor. Özellikle gece uykudan uyandıran sırt ağrısında pankreas kanseri mutlaka düşünülmesi gerekiyor.
Menopoz sonrası kanamalar: Menopoz sonrası oluşan tüm kanamalar, mutlaka dikkate alınmalı. Çünkü kanamalar selim hastalıkların yanı sıra rahimle ilgili kanserlerin belirtisi de olabiliyor.
Yürürken nefes nefese kalmak: Herkes egzersiz kapasitesini bilir. Eğer daha önce kolayca yürüyebildiği mesafede artık nefes nefese kalıyor ve yoruluyorsa, alarm zili çalıyor demektir. Çünkü bu sorun kansızlıktan kalp damar hastalıklarına kadar pek çok ciddi sorunun belirtisi olabiliyor.
15 günden uzun süren üzüntü hali: Depresyon sıklıkla gözden kaçan önemli bir sağlık sorunu. Özellikle de kişi melankolik bir kişilik yapısına sahip ise. Bu nedenle hayattan zevk alamama hali 15 günden uzun sürmüşse, hemen bir uzmana başvurmak gerekiyor. Çünkü depresyon hemen tedavi edilmezse tedavisi daha güç bir hal alabiliyor, tekrarlayabiliyor.
Uzun süren öksürük: İki haftadan uzun süren öksürük varsa, buna kanlı balgam eşlik ediyorsa, zaman kaybetmeden bir hekime başvurmalı. Bu durumda özellikle sigara kullanımıyla birlikte ise akciğer kanserinden şüphelenilmeli. Uzun süreli öksürüklerde tüberküloz da olabileceği düşünülmeli.
Yılda bir kez check-up şart
Karadenizli, yaşımız kaç olursa olsun daha sağlıklı bir yaşam için düzenli aralıklarla check-up yaptırmamız gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü muayene ve tetkiklerden oluşan check-up’ta vücudumuzda sinsice oluşan ve henüz belirti vermeyen hastalıklara bile erken dönemde tanı konabiliyor veya ileride hastalığa dönüşebilecek risk durumu tespit edilebiliyor. Böylece hastalık erken dönemdeyken tedavi şansı yakalanmış oluyor, hatta ortaya çıkması geciktirilebiliyor ya da önlenebiliyor. Dr. Demet Karadenizli, bu nedenle hiçbir yakınması olmasa bile herkesin 35 yaşından itibaren mutlaka check-up’tan geçmesi gerektiğini belirterek, “Check-up’ın hangi sıklıkta yapılması gerektiği ise kişinin yaşına, aile öyküsüne, yaşam tarzına ve sahip olduğu risk durumuna göre değişiyor. Ancak birinci derece akrabalarında yüksek kolesterol, diyabet, kanser ve kalp damar hastalıkları bulunan veya 40 yaşını aşmış olanların her yıl düzenli olarak kontrolden geçmeleri gerekiyor” diyor.
Hürriyet
Baş ağrısı, öksürük, yorgunluk, midede yanma ya da ağrı... Dikkat! Ciddiye alınmayan bu belirtiler çeşitli hastalıkların habercisi olabilir.
Hemen hepimiz bu tür sorunlarla karşılaşıyor ama yakınmalarımızı çoğu zaman göz ardı edip, hekime başvurmuyoruz. Oysa, her belirtinin dikkate alınması gerekiyor, aksi halde hastalığın teşhisi gecikebiliyor. Bu durumda da aslında basit yöntemlerle üstesinden gelinebilecek hastalıklar, tedavisi zor bir sağlık sorununa dönüşebiliyor, hatta hayatı tehdit bile edebiliyor.
Aile Hekimi Dr. Demet Karadenizli'ye göre önemsenmeyen belirtiler şu hastalıkların habercisi olabilir:
Baş ağrısı: Çoğu zaman stres gibi tolere edilebilir etkenlerden kaynaklansa da, ciddi hastalıklar nedeniyle de ortaya çıkabiliyor. Genellikle enseden başlayan ağrı yaşla birlikte tansiyon yükselmelerinde görülüyor. Alında geçen ve çember biçiminde sıkışmaya benzer bir ağrı, çoğu zaman stres veya anksiyete gibi psikolojik sorunlardan kaynaklanıyor. Ağrı etkisini kaşların üstü, şakaklar, gözler ve burun üzerinde gösteriyorsa, genellikle sinüzitin belirtisi oluyor. Zonklama şeklinde ortaya çıkıyorsa ve özellikle başın tek tarafında hissediliyorsa, migrenin habercisi olabiliyor. Sık rastlanmasa da, ağrı beyin tümörü, damar tıkanıklığı veya beyin kanaması gibi ciddi sağlık sorunlarının da habercisi olabiliyor. Bu tür sorunlar da kendini çeşitli şekillerde ortaya çıkan ağrıyla gösterebiliyor.
Midede yanma ya da ağrı: Midede yanma, iyi işlenmemiş, beklemiş ya da çok yüksek sıcaklığa maruz bırakılmış yağ tüketimi ve baharatlı besinler gibi sıradan nedenlerden kaynaklanabiliyor. Midede veya göğüste başlayıp, göğüs kafesinin bitiminde, hatta boğazda bile hissedilebiliyorsa, bu tip ağrı genellikle Helicobakter Pylori’nin sorumlu tutulduğu reflünün habercisi olabiliyor. Yapısal sorunları da unutmamak gerekiyor, özellikle gece uykudan uyandıran ağrı ülserin habercisi olabiliyor.
Baş dönmesi: Baş dönmesi çoğunlukla yüksek tansiyon, diyabet veya damar sertliğinden kaynaklanıyor. Bunların yanı sıra iç kulaktaki denge merkezindeki sorunlardan oluşan vertigo, besin veya polen alerjisi ve enfeksiyonlar da baş dönmesine yol açabiliyor.
Yorgunluk: 6 ay boyunca geçmeyen, kas ve eklem ağrısı ile uyku sorunlarının eşlik ettiği yorgunluk, kronik yorgunluk sendromunun habercisi olabiliyor. Yorgunluğa yüksek ateş ve boyun bezlerinde şişlik de eşlik ediyorsa, bu yakınmalar enfeksiyon sonucu oluşabiliyor. Ayrıca depresyon, kalp damar, karaciğer ya da böbrek hastalıkları da yorgunluk belirtileriyle seyredebiliyor.
Gece terlemeleri: Akşam yemeğini geç tüketmek gece terlemelerine neden olabiliyor. Ancak eğer gece terlemesi şiddetliyse ve buna ateş, öksürük ile kilo kaybı de eşlik ediyorsa, bu durum tüberküloza işaret edebiliyor.
Aşırı su tüketmek: Aşırı su tüketmek ve idrara çıkmak, özelikle de daha önce böyle bir durum söz konusu değilse, diyabetin (şeker hastalığı) habercisi olabiliyor.
Sık idrara çıkmak: Bu belirti de yine diyabetin habercisi olabiliyor, ancak 45 yaşın üzerindeki bir erkek sık idrara çıkıyor veya idrarını tutamıyorsa, bu sorun prostattan da kaynaklanıyor olabilir.
Kilo alımı veya kaybı: Farkına varmadan alınan veya verilen kilolar öncelikle tiroitle ilgili bozukluklara işaret ediyor. Ani kilo kaybının daha ciddi nedenleri olabileceği de akılda tutulmalı.
Sırt ağrısı: Sırt ağrıları, genellikle duruş bozukluğu gibi basit nedenlere bağlı olsa da, sigara içenlerde önemli bir bulgu olma özelliğini koruyor. Özellikle gece uykudan uyandıran sırt ağrısında pankreas kanseri mutlaka düşünülmesi gerekiyor.
Menopoz sonrası kanamalar: Menopoz sonrası oluşan tüm kanamalar, mutlaka dikkate alınmalı. Çünkü kanamalar selim hastalıkların yanı sıra rahimle ilgili kanserlerin belirtisi de olabiliyor.
Yürürken nefes nefese kalmak: Herkes egzersiz kapasitesini bilir. Eğer daha önce kolayca yürüyebildiği mesafede artık nefes nefese kalıyor ve yoruluyorsa, alarm zili çalıyor demektir. Çünkü bu sorun kansızlıktan kalp damar hastalıklarına kadar pek çok ciddi sorunun belirtisi olabiliyor.
15 günden uzun süren üzüntü hali: Depresyon sıklıkla gözden kaçan önemli bir sağlık sorunu. Özellikle de kişi melankolik bir kişilik yapısına sahip ise. Bu nedenle hayattan zevk alamama hali 15 günden uzun sürmüşse, hemen bir uzmana başvurmak gerekiyor. Çünkü depresyon hemen tedavi edilmezse tedavisi daha güç bir hal alabiliyor, tekrarlayabiliyor.
Uzun süren öksürük: İki haftadan uzun süren öksürük varsa, buna kanlı balgam eşlik ediyorsa, zaman kaybetmeden bir hekime başvurmalı. Bu durumda özellikle sigara kullanımıyla birlikte ise akciğer kanserinden şüphelenilmeli. Uzun süreli öksürüklerde tüberküloz da olabileceği düşünülmeli.
Yılda bir kez check-up şart
Karadenizli, yaşımız kaç olursa olsun daha sağlıklı bir yaşam için düzenli aralıklarla check-up yaptırmamız gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü muayene ve tetkiklerden oluşan check-up’ta vücudumuzda sinsice oluşan ve henüz belirti vermeyen hastalıklara bile erken dönemde tanı konabiliyor veya ileride hastalığa dönüşebilecek risk durumu tespit edilebiliyor. Böylece hastalık erken dönemdeyken tedavi şansı yakalanmış oluyor, hatta ortaya çıkması geciktirilebiliyor ya da önlenebiliyor. Dr. Demet Karadenizli, bu nedenle hiçbir yakınması olmasa bile herkesin 35 yaşından itibaren mutlaka check-up’tan geçmesi gerektiğini belirterek, “Check-up’ın hangi sıklıkta yapılması gerektiği ise kişinin yaşına, aile öyküsüne, yaşam tarzına ve sahip olduğu risk durumuna göre değişiyor. Ancak birinci derece akrabalarında yüksek kolesterol, diyabet, kanser ve kalp damar hastalıkları bulunan veya 40 yaşını aşmış olanların her yıl düzenli olarak kontrolden geçmeleri gerekiyor” diyor.
Hürriyet