Ben Ağlamasam Filistin Devlet Olur Muydu?

_emos_

Daimi Üye
Katılım
13 Mart 2011
Mesajlar
4.419
Tepki
5.511
Puan
113
Konum
güNeşin battıgı yer:)
Sana aldığım konuşan bebeği Esma'ya hediye ettim bu sabah. Ama üzülme, yenisini alacağım sana. Hem bu konuşmuyor artık. Esma değil ben bozdum. Alırken dikkat etmemişim heyecandan. Bir tek ağlıyor ve anne diyormuş. Bozdum ben de, annesine ağlayamıyor artık, bakıyor öylece...

Hani anlatmıştım ya sana kocaman oyun odası var diye. Burda kimse kör ebe, saklambaç, seksek oynamıyor. Bir sürü oyuncaklar var çünkü. Beni de götürüyorlar her gün oraya. Ama ben sana verdiğim sözümü tutuyorum, hiç birisiyle oynamadım daha. Hele sen bi gel...Oynarız.

Bu sabah çocukların saçlarını okşuyordu yine güneş, pencereden sokulmuş sessizce. Çaktırmadan oyuncaklarla da oynuyordu ara sıra, ben gördüm...Senin saçlarına da dokunuyordu öyle her sabah sen bebekken...

İlk defa bizim dilimizde bir ses duydum sonra televizyon odasından. Koşarak gittim. Televizyonda beyaz saçlı, gözlüklü bir adam arapça konuşuyordu ve diyordu ki: Filistin artık devlet olsun...

Arkamdan çocuklar da geldi ve elimden kumandayı alıp cizgi film açtılar. Engel olmak istedim ama burada bizden yaşı biraz büyük bir arkadaş var. Beni itti, düştüm... Ama üzülme, hiç acımadı, ağlamadım bile.

Öğretmenim tuttu elimden, o çocuğa da ceza verdi. Ceza ne biliyormusun, Zeynep? Eğer bir çocuk başka bir cocuğu iterse veya alay ederse odasından bir hafta dışarı çıkamıyor, oyunlar oynayamıyor..

Filistin devlet olunca kardeşimi tekrar görebilecek miyim diye sordum öğretmenime. O da her zamanki gibi uslu bir çocuk olursan görürsün dedi bana.

Kızma, ben çok usluyum. Yemeğimi iyice bitiriyorum, akşam karanlık olunca hemen uyuyorum, diğer çocuklar gibi ağlamıyorum, köşede usulca oturuyorum her gün...

Hatta bir seferinde gece uyandım, çok terlemiştim ama çok ta üşüyordum, titriyordum ve başım ağrıyordu ...Ama yatağımdan hiç kalkmadım, sabah öğretmenim odamıza gelinceye kadar uslu, uslu bekledim.

Ama yine de seni getirmedi kimse benim yanıma.

Olsun, ben yine de uslu olmaya devam ediyorum, öğretmenlerim bana kızıp seni getirmekten vazgeçmesinler diye... Minik ellerin ve kocaman gözlerin geliyor aklıma. Ağlamıyorum ama nedense boğazım çok acıyor sonra..

Devlet ne diye sordum kendi-kendime. Cevabını bulamadım. Eğer ben uslu durursam mı kurulacaktı Filistin devleti? O konuşan adam da kaç yıl uslu durmuştu acaba kardeşini görebilmek için? Saçları beyazdı, demek ki baya uzun bir zaman uslu durmuş ve beklemişti...

Benim saçlarım ne zaman beyazlar diye sordum öğretmenime, yaşlanınca dedi.

Ne zaman yaşlanacağım diye sordum. Yıllar sonra, büyüyeceksin, okuyacaksın, evleneceksin, çocukların, torunların olacak... İşte o zaman dedi.

Düşündüm, anne babamızın da çocukları vardı ama saçları beyazlamadan ölmüşlerdi....Onlar yaşlanmadan mı öldüler, öğretmenim düye sordum. Evet, dedi...

Ama onlar ölmemiş, öldürülmüştü...

Ya ben de yaşlanmadan öldürülürsem, kardeşimi hiç göremeyecekmiyim diye sordum.

Burada çocuklar, insanlar öldürülmez diye cevap verdi.

Niye biliyormusun Zeynep? Çünkü burada çocukları ve büyükleri öldürenler de ceza alıyorlarmış, tıpkı bizim yurttaki gibi...

Burada herhalde çocuklar uslu oldukları için bir devletleri var. Bize de oyuncak alıyor, harçlık veriyor onların devleti. Ben hiç harcamıyorum harçlıklarımı, biriktirip sana her bayramda hediyeler alıyorum. Bir bayram geleceksin, biliyorum, ya da ben geleceğim yanına.

Bak! Bu beyaz elbiseyi geçen bayram aldım sana. Kırmızı pabuçları ve kırmızı ceketi de ondan önce almıştım. Daha da alacaktım ama öğretmenim artık oyuncak, kitap al dedi, küçük kalacaklarmış elbiseler sana.... Ben seni görmesem de Esma gibi sen de büyüyor musun her geçen gün...

O zaman ilk kez ağladım...

Şimdi düşünüyorum da acaba ondan mı kızdı öğretmenim bana?

Keşke ağlamasaydım.

Eğer o gün ağlamasaydım şimdi Filistin devlet olur muydu acaba?
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst