Devrin valisi emrindeki yöneticiler ile atının üstünde şatafat içinde girer şehre
Yol kenarlarında insanlar iki büklüm el pençe divan selamlarlar valiyi
Bütün bu şatafatlı itaat gösterileri arasında valinin gözleri, bir sokağın köşesinde yere çökmüş olan ve etrafındaki hiçbir şey ile ilgilenmeyen bir adama takılır Perişan kılıklı, saçı sakalına karışmış bu adamın olduğu yere sürer atını vali Atının üstünden inmeden, vakur ve sert bir ses tonu ile bağırır adama:
- "Behey adam, herkes benim şehre gelişimi el pençe karşılarken sen kimsin
ki yerinden bile kıpırdamıyorsun? "
Perişan kılıklı adam istifini hiç bozmadan, sakallarının ve uzun saçlarının
arasından beli belirsiz gözüken gözlerini valiye çevirerek:
- "Ben hiçim" der
Vali daha da hiddetlenir,
- "Ne demek hiç, senin bir adın, şanın ünvanın yok mu bre adam" der -
"Senin var mı?
" der bu kez adam
Vali iyice şaşırır ama cevaplar, "Gafil adam, nasıl tanımazsın, ben
valiyim" der
Adam aynı ses tonu ile sorar yine
- "Peki daha sonra ne olacaksın?"
- "Sadrazam olacağım" der vali
- "Peki daha sonra?"
- "Padişah olacağım"
- "Peki ya daha sonra?"
Kısa bir an duraksar vali ve;
- "Hiç" der
Sadece gülümser perişan kılıklı adam
***
Bu kısa öyküyü ilk duyduğumda, benim ruhumun hiç kimse
olmak isteyen adamının öyküsünü bulduğumu anlamıştım
Hepimiz hep başka birileriyiz
Sevdiğimiz, beğendiğimiz, örnek aldığımız, kıskandığımız, yerinde olmak
istediğimiz birilerinin seslerini, sözlerini, bakışlarını ve tavırlarını
alıyor, sanki bize aitmiş gibi kullanıyoruz
Sabahları kalkıp elbise dolabımızın önünde durduğumuzda, giyeceğimiz
elbiseye ve yanına gideceğimiz insanlara en çok uyacak maskeyi de
seçiyoruz, elbiselerimizin yanında duran maskelerimizin arasından
Hep daha fazlasını isterken, aslında giderek hep daha az alıyoruz Bütün
ömrünü kariyer, güç ve para peşinde gece gündüz çalışarak geçiren
insanların, günün birinde bütün kazandıklarını, elindekileri kazanırken
yitirdikleri sağlıklarına harcadıklarını görüyoruz
Bir ömrün sonunda evleri, arabaları ve para kasaları olan insanların, bütün
bunları kazanırken kim bilir kaç gerçek aşkı yitirdiğini ve günün birinde
yaşlanıp başlarını yaslayacakları bir sevgili omuzu aradıklarındaysa,
soğuk ev duvarlarının, lüks araba koltuklarının ve çelik para kasalarının
bir sevgilinin yerini tutmadığını, acı içinde fark ettiklerine şahit
oluyoruz
Siz isterseniz,"herkes"olmaya devam edin
Ben "Hiç kimse olmak istiyorum" Sadece bana ait yanılgılarım, hatalarım,
hüzünlerim, kahkahalarım, fotoğraflarım, kelimelerim, şarkılarım ve hiç
benim olmayanlarım ile birlikte, bir hiçliğe doğru tek başıma karışıp
gitmeyi düşünüyorum"
ALINTI
Yol kenarlarında insanlar iki büklüm el pençe divan selamlarlar valiyi
Bütün bu şatafatlı itaat gösterileri arasında valinin gözleri, bir sokağın köşesinde yere çökmüş olan ve etrafındaki hiçbir şey ile ilgilenmeyen bir adama takılır Perişan kılıklı, saçı sakalına karışmış bu adamın olduğu yere sürer atını vali Atının üstünden inmeden, vakur ve sert bir ses tonu ile bağırır adama:
- "Behey adam, herkes benim şehre gelişimi el pençe karşılarken sen kimsin
ki yerinden bile kıpırdamıyorsun? "
Perişan kılıklı adam istifini hiç bozmadan, sakallarının ve uzun saçlarının
arasından beli belirsiz gözüken gözlerini valiye çevirerek:
- "Ben hiçim" der
Vali daha da hiddetlenir,
- "Ne demek hiç, senin bir adın, şanın ünvanın yok mu bre adam" der -
"Senin var mı?
" der bu kez adam
Vali iyice şaşırır ama cevaplar, "Gafil adam, nasıl tanımazsın, ben
valiyim" der
Adam aynı ses tonu ile sorar yine
- "Peki daha sonra ne olacaksın?"
- "Sadrazam olacağım" der vali
- "Peki daha sonra?"
- "Padişah olacağım"
- "Peki ya daha sonra?"
Kısa bir an duraksar vali ve;
- "Hiç" der
Sadece gülümser perişan kılıklı adam
***
Bu kısa öyküyü ilk duyduğumda, benim ruhumun hiç kimse
olmak isteyen adamının öyküsünü bulduğumu anlamıştım
Hepimiz hep başka birileriyiz
Sevdiğimiz, beğendiğimiz, örnek aldığımız, kıskandığımız, yerinde olmak
istediğimiz birilerinin seslerini, sözlerini, bakışlarını ve tavırlarını
alıyor, sanki bize aitmiş gibi kullanıyoruz
Sabahları kalkıp elbise dolabımızın önünde durduğumuzda, giyeceğimiz
elbiseye ve yanına gideceğimiz insanlara en çok uyacak maskeyi de
seçiyoruz, elbiselerimizin yanında duran maskelerimizin arasından
Hep daha fazlasını isterken, aslında giderek hep daha az alıyoruz Bütün
ömrünü kariyer, güç ve para peşinde gece gündüz çalışarak geçiren
insanların, günün birinde bütün kazandıklarını, elindekileri kazanırken
yitirdikleri sağlıklarına harcadıklarını görüyoruz
Bir ömrün sonunda evleri, arabaları ve para kasaları olan insanların, bütün
bunları kazanırken kim bilir kaç gerçek aşkı yitirdiğini ve günün birinde
yaşlanıp başlarını yaslayacakları bir sevgili omuzu aradıklarındaysa,
soğuk ev duvarlarının, lüks araba koltuklarının ve çelik para kasalarının
bir sevgilinin yerini tutmadığını, acı içinde fark ettiklerine şahit
oluyoruz
Siz isterseniz,"herkes"olmaya devam edin
Ben "Hiç kimse olmak istiyorum" Sadece bana ait yanılgılarım, hatalarım,
hüzünlerim, kahkahalarım, fotoğraflarım, kelimelerim, şarkılarım ve hiç
benim olmayanlarım ile birlikte, bir hiçliğe doğru tek başıma karışıp
gitmeyi düşünüyorum"
ALINTI