(Bildiğin Herşeyi Unut, Gidiyoruz)

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul
i6306447_daima3.jpg



Bildiğin Herşeyi Unut, Gidiyoruz...

Sen, şimdi, bildiğin herşeyi unut.

Bu dünyaya kaç defa daha doğarım emin değilim fakat hiçbirinde sana tekrar rastlamayabilirim. Kalk, gidiyoruz.

En yırtık gömleğini giy, sıvışıyoruz.

Tut elimi, seni kaçırıyorum. Evet, bildiğin, düpedüz, eni konu, tepeden tırnağa kaçırıyorum seni.

Öyle güzel kaçırırım ki sen’i… Seni kendinden bile kaçırırım, hüzünlerin dahi bulamaz.

Ver elini, gidiyoruz.

Nereye mi?!

Yahu canım, dünya yuvarlak; zemin yamuk. Biz de düşmemek için ters yönde yamulacağız seninle. Dünyanın dönüşünün tersine tersine, eğrisine zıt gideceğiz, olmadık yerlerde bulacağız kendimizi.

Kalk, gidiyoruz.

Ne?! “Aşk” mı?

Ne aşkı be yavrum?! Aşık olmak değil mesele; aşık olduğun kişiyi sevebilmekte herşey.

Herşeye aşıktır insan. Bir yazarın cümlelerine; sokaktaki kediye ya da bir şarkıcının sesine…

En yalnız anında gelen bir dosta da aşık olursun. Sevemeyebilirsin; yalnız değilsen özlemezsin o’nu tekrar; o an lazımdır ve aşık olursun o an.

Her an, yeniden aşık olur herşeye insan, unutur ardından eğer sevmediyse aşıkken. Hayatın kendisi, her an yeniden aşık olmaktır zaten.

Fakat sevmek farklıdır, zaman ister. O, daha mühimdir.

Aşk çarpar da; sevgi değiştirir. Sevgi, özletir.


Seveceksin. Sigara içişimi mesela. Beni bir gün öldüreceğini bilmene rağmen, bir tane daha yakar mıyım acaba diye bekleyeceksin, tatlı-ekşi bir hisle. Kuru fasulye yerken seyredecek; hapşururken göreceksin…

Sahi, aşk değil canım bize acilen gereken; sen benim kuru fasulye yeyişimi sevebilecek misin?

Sen beni kalabalıklar içindeyken de özleyebilecek misin?

Çok konuştuk, yolda devam ederiz…

Ver elini, gidiyoruz ...
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst