Bilge Köyü yetimleri şimdi de açlık sınavında!
Bilge Köyü Muhtarı Abdurrahman Çelebi, öksüz ve yetim kalan çocukların dramını HABERTÜRK’e anlattı
44 kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı Bilge Köyü katliamının ardından, öksüz ve yetim kalan 61 çocuk, şimdi de açlıkla mücadele ediyor. Muhtar Abdurrahman Çelebi, “Durumumuz kötü. Devlet 5 aydır yiyecek yardımı yapmıyor. Anne-babası olmayan bu çocukları iyi şartlarda büyütmek istiyoruz” diye dert yandı.
ÖZLEM YILMAZ- İSTANBUL/AHT
Tüm Türkiye’yi dehşete düşüren, 44 kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı Bilge Köyü katliamının üzerinden tam 20 ay geçti. Mardin’in Mazıdağı İlçesi’ne bağlı köyde vahşeti yaşayan öksüz ve yetim 61 çocuk, şimdi de açlık sınavı veriyor. Katliamda 5 yaşındaki kızını, eşini, 4 kardeşini, 3 yengesini kaybeden Bilge Köyü Muhtarı Abdurrahman Çelebi, “Durumumuz kötü. Çocuklar açlıkla mücadele ediyorlar. Devlet 5 aydır yiyecek yardımını kesti. Anne-babası olmayan bu çocukları iyi şartlarda büyütmek istiyoruz. Onlara olayları unutturmaya çalışıyoruz, ama şu an onlara yiyecek bulma telaşındayız. Çünkü yiyecek bulmakta zorlanıyoruz” diye konuşuyor.
Devletin şu an hane başına 450 TL yardım yaptığını ifade eden Çelebi, “Ailede 18 çocuk da olsa bu kadar yardım yapılıyor. Köyde 18 hane, 61 çocuk var. Elbette bu para yetmiyor. Devlet baba üzerimizden elini çek tik ten son ra biz bi ze kal dık. Şu an 15-16 ya şındaki kızlar, kardeşlerine yemek yapmaya çalışıyorlar. Katillerin ailesi lojmana yerleştirilip onlara yiyecek yardımı yapılırken, bu çocuklar açlıkla mücadele ediyor. Hâlâ aralarında olaya katılan 5 katil var. Bu işi hep birlikte yaptılar ama şimdi devletten yardım alıyorlar. Bu olaydan sonra hem öksüz hem de yetim kalan çocuklar ise süt içemiyor, et yiyemiyorlar” diyor ve ekliyor: “Kızılay iki kez yardım yaptı. Onlara şükran borçluyuz. Her çocuk başına birer paket yolladılar. Yardım için tekrar başvuracağım. Elimizden başka bir şey gelmiyor. Bu çocukların anne ve babaları yok. Olayda 5 yaşındaki kızımı, eşimi kaybettim. İnsan kendi ciğeri yandıktan sonra bu acıyı daha iyi anlıyor. Ben bu çocuklara daha iyi şartlarda bakmak istiyorum. Onlar için hayatımdan vazgeçtim, çocuklar için ne gerekiyorsa yapacağım.”
Öte yandan Mardin’de Kadın ve Çocuk Kenti kurma projesini gerçekleştirmek için kolları sıvayan ve geçtiğimiz aylarda Bilge Köyü’ne gönüllü olarak giden iletişim uzmanı Asuman İlek ise “Orada büyük bir insanlık dramı var. Çocuklar çok pis bir ortamda yaşıyor, hijyen yok. En önemlisi açlar, ekmek dahi bulmakta güçlük çekiyorlar. Çocuklar vahşeti yaşadıklarından hırçınlar, psikolojileri bozuk. Hem acıyla hem de kimsesizlikle ve eğitimsizlikle başbaşalar. Üzerinde çalıştığımız Kadın ve Çocuk Kenti projesini Mardin, İzmir, Mersin ve Antalya’da gerçekleştirmek istiyoruz. Bu kapsamda işadamları, futbolcular ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşüyoruz. Çocuklar burada hem gerekli eğitimi alacak hem de tüm ihtiyaçları karşılanacak. Devlet acilen bu çocuklara sahip çıkmalı, projeye destek verilmeli” diye konuşuyor.
‘Şükrü ve Asuman, bu saatten sonra asla bir araya gelemez’
Muhtar Çelebi, yeğeni Asuman’dan boşanmak zorunda kalan Şükrü Çelebi için de “Bu saatten sonra bir araya gelmeleri mümkün değil. Bizim örf ve adetlerimize uymaz. Şükrü olaydan 45 gün önce iki yerden silah almış, olayı biliyordu. Bize söyleseydi bu kadar kişi ölmezdi. Son pişmanlık fayda etmez. Hem bizi vurdular hem de çamur atıyorlar. Doğmamış çocuktan intikam aldığımızı söylüyorlar, bu mümkün olabilir mi? Onlar caniyse, biz de mi caniyiz?” diyerek tepki gösteriyor.
Mazıdağı Vakfı: Kaynağımız tükendiği için yardımı kestik
Mazıdağı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yetkilileri, “Başbakanlık’tan gelen ödenekle, 15 ay boyunca her iki tarafa da yardımlar yapıldı. Ancak 15 ay sonrasında kaynağımız tükendi, bu nedenle yardımları kesmek zorunda kaldık” şeklinde konuşuyor.
Proje için Kılıçdaroğlu ile de görüşecekler
Projeyi önümüzdeki günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da aktaracaklarını belirten İlek, “CHP ya da AK Parti önemli değil, el ele bir şeyler yapılmalı. Projeyi Başbakanlık’a da ileteceğiz. 40 yıl sonra bu çocukların da aynı şiddeti uygulamayacaklarını kim garanti edebilir?” diye soruyor. Projede yer alan psikolog Arzu Özdoğanoğlu da “Amacımız, çocukların orada insanca yaşayabilecekleri, kendi kültürleriyle büyüyebilecekleri bir yapı oluşturmak. Oraya beş ev yapılsa yeter. Bu çocuklara sevgi ve eğitim verilirse, dünyaları değişebilir” diyor.
Bilge Köyü Muhtarı Abdurrahman Çelebi, öksüz ve yetim kalan çocukların dramını HABERTÜRK’e anlattı
44 kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı Bilge Köyü katliamının ardından, öksüz ve yetim kalan 61 çocuk, şimdi de açlıkla mücadele ediyor. Muhtar Abdurrahman Çelebi, “Durumumuz kötü. Devlet 5 aydır yiyecek yardımı yapmıyor. Anne-babası olmayan bu çocukları iyi şartlarda büyütmek istiyoruz” diye dert yandı.
ÖZLEM YILMAZ- İSTANBUL/AHT
Tüm Türkiye’yi dehşete düşüren, 44 kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı Bilge Köyü katliamının üzerinden tam 20 ay geçti. Mardin’in Mazıdağı İlçesi’ne bağlı köyde vahşeti yaşayan öksüz ve yetim 61 çocuk, şimdi de açlık sınavı veriyor. Katliamda 5 yaşındaki kızını, eşini, 4 kardeşini, 3 yengesini kaybeden Bilge Köyü Muhtarı Abdurrahman Çelebi, “Durumumuz kötü. Çocuklar açlıkla mücadele ediyorlar. Devlet 5 aydır yiyecek yardımını kesti. Anne-babası olmayan bu çocukları iyi şartlarda büyütmek istiyoruz. Onlara olayları unutturmaya çalışıyoruz, ama şu an onlara yiyecek bulma telaşındayız. Çünkü yiyecek bulmakta zorlanıyoruz” diye konuşuyor.
Devletin şu an hane başına 450 TL yardım yaptığını ifade eden Çelebi, “Ailede 18 çocuk da olsa bu kadar yardım yapılıyor. Köyde 18 hane, 61 çocuk var. Elbette bu para yetmiyor. Devlet baba üzerimizden elini çek tik ten son ra biz bi ze kal dık. Şu an 15-16 ya şındaki kızlar, kardeşlerine yemek yapmaya çalışıyorlar. Katillerin ailesi lojmana yerleştirilip onlara yiyecek yardımı yapılırken, bu çocuklar açlıkla mücadele ediyor. Hâlâ aralarında olaya katılan 5 katil var. Bu işi hep birlikte yaptılar ama şimdi devletten yardım alıyorlar. Bu olaydan sonra hem öksüz hem de yetim kalan çocuklar ise süt içemiyor, et yiyemiyorlar” diyor ve ekliyor: “Kızılay iki kez yardım yaptı. Onlara şükran borçluyuz. Her çocuk başına birer paket yolladılar. Yardım için tekrar başvuracağım. Elimizden başka bir şey gelmiyor. Bu çocukların anne ve babaları yok. Olayda 5 yaşındaki kızımı, eşimi kaybettim. İnsan kendi ciğeri yandıktan sonra bu acıyı daha iyi anlıyor. Ben bu çocuklara daha iyi şartlarda bakmak istiyorum. Onlar için hayatımdan vazgeçtim, çocuklar için ne gerekiyorsa yapacağım.”
Öte yandan Mardin’de Kadın ve Çocuk Kenti kurma projesini gerçekleştirmek için kolları sıvayan ve geçtiğimiz aylarda Bilge Köyü’ne gönüllü olarak giden iletişim uzmanı Asuman İlek ise “Orada büyük bir insanlık dramı var. Çocuklar çok pis bir ortamda yaşıyor, hijyen yok. En önemlisi açlar, ekmek dahi bulmakta güçlük çekiyorlar. Çocuklar vahşeti yaşadıklarından hırçınlar, psikolojileri bozuk. Hem acıyla hem de kimsesizlikle ve eğitimsizlikle başbaşalar. Üzerinde çalıştığımız Kadın ve Çocuk Kenti projesini Mardin, İzmir, Mersin ve Antalya’da gerçekleştirmek istiyoruz. Bu kapsamda işadamları, futbolcular ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşüyoruz. Çocuklar burada hem gerekli eğitimi alacak hem de tüm ihtiyaçları karşılanacak. Devlet acilen bu çocuklara sahip çıkmalı, projeye destek verilmeli” diye konuşuyor.
‘Şükrü ve Asuman, bu saatten sonra asla bir araya gelemez’
Muhtar Çelebi, yeğeni Asuman’dan boşanmak zorunda kalan Şükrü Çelebi için de “Bu saatten sonra bir araya gelmeleri mümkün değil. Bizim örf ve adetlerimize uymaz. Şükrü olaydan 45 gün önce iki yerden silah almış, olayı biliyordu. Bize söyleseydi bu kadar kişi ölmezdi. Son pişmanlık fayda etmez. Hem bizi vurdular hem de çamur atıyorlar. Doğmamış çocuktan intikam aldığımızı söylüyorlar, bu mümkün olabilir mi? Onlar caniyse, biz de mi caniyiz?” diyerek tepki gösteriyor.
Mazıdağı Vakfı: Kaynağımız tükendiği için yardımı kestik
Mazıdağı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yetkilileri, “Başbakanlık’tan gelen ödenekle, 15 ay boyunca her iki tarafa da yardımlar yapıldı. Ancak 15 ay sonrasında kaynağımız tükendi, bu nedenle yardımları kesmek zorunda kaldık” şeklinde konuşuyor.
Proje için Kılıçdaroğlu ile de görüşecekler
Projeyi önümüzdeki günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da aktaracaklarını belirten İlek, “CHP ya da AK Parti önemli değil, el ele bir şeyler yapılmalı. Projeyi Başbakanlık’a da ileteceğiz. 40 yıl sonra bu çocukların da aynı şiddeti uygulamayacaklarını kim garanti edebilir?” diye soruyor. Projede yer alan psikolog Arzu Özdoğanoğlu da “Amacımız, çocukların orada insanca yaşayabilecekleri, kendi kültürleriyle büyüyebilecekleri bir yapı oluşturmak. Oraya beş ev yapılsa yeter. Bu çocuklara sevgi ve eğitim verilirse, dünyaları değişebilir” diyor.