‘’AŞK BİR ÖMÜR SÜRMEZ,SÜREMEZ BÖYLE FIRTINAYA YÜREK, BEYİN,BEDEN DAYANAMAZ’’
İşte böyle diyordu Erdal Atabek bir kitabında Ne kadar acı ne kadar da sade bir gerçek. Kendime yıllarca sorduğum soruların yanıtını almanın rahatlığını yaşamama rağmen; kabul etmek istemesem de galiba doğruluğuna inanıyorum bu yorumun.
Sürmüyor ya ,süremiyor ne yazık. Bitmiyor da. Ama aşk olmaktan çıkıp sadece bir sevgi olup kalıyor. Yürek de,beyin de,beden de eskiyor .Esmer günler geliyor insan yaşamına.Bir zamanlara özlem sürüyor...Ne vardı ki sanki başladığı gün gibi taze, coşku dolu, sıcacık,kimi zaman mutlu ederek, kimi zaman kahrederek sürebilseydi....
Böylesine güzel bir duygu nasıl olur da bu kadar çabuk bırakıverir insanı. Tamiri imkansız yaralar nasıl açar duygularda. Oysa yürek de, beden de, beyin de taşıyabilmeliydi bu eşsiz duyguyu bir ömür boyu. Bunu başarabilmiş insanları aramaya duruyorum yakın çevremde. Ama yazar haklı çıkıyor hep. Ne olur bir tek örnek bulayım yaşamımda hiç değilse umutla dolayım....
Dönüp dolaşıp ,sarmal bir yeknesaklığın içine atılmamalı insanlar. AŞK bitmemeli,vücudumuzun her zerresi dayanmalı ve hepimiz onun sıradan bir duygu olmasına karşı çıkmalıyız. Aşk olmazsa yaşamda ,öyle az güzel duygu kalıyor ki. Bitmesin ve bitirmeyin ne olur.....Bitmiş aşkların depremlere denk acılar yaşattığını biliyor musunuz?
Kişilerin enkazlarını ne kadar zamanda toplayabildiklerini,kaybettikleri,vazgeçtikleri hatta feda ettikleri tüm duygu ve değerleri bir daha hiç bulamadıklarını düşünebiliyor musunuz?Bu kadar ucuz, bu kadar hafif olmamalı insan hayatı ve yüreği...
Aşkların, doyasıya,ölesiye yaşanan aşkların doyumsuz mutlulukların,
tüm karşı düşünce,duygu ve dilek sahibi olmama rağmen bittiğini; bitirildiğini kabul etmek zor geliyor yüreğime de, beynime de. Oysa ne fırtınalar geçirdi onlar da bedenimde...Aşkımın bittiğine,tükendiğine inanamamanın isyanı satırlarımda kanarken, hepinize biz başaramadık siz başarın diyor ve gönülden diliyorum.
AYTÜL KAHRAMAN