Bu Yürek Çok Yorgun Yüreğinde Sakla Beni
Sonu yazılmamış bir masalın iki oyuncusuyuz biz, sen masalın güzel perisi ben ise, yolunu kaybetmiş bir masal yokuşu. Kağıttan bir ev yapsak koysak çimlerin üstüne, rüzgar gelse ucursa estiği yere kadar gitsek ne güzel olurdu...
Seversiniz bazen...
Bir kuşu beslemek misali, karşınızdaki insanı sevginizle beslersiniz. Farklıdır sevmesi insanların. Kimisi kafese tıkar kuşunu öyle sever, öyle besler, alır özgürlüğünü elinden, seviyorum sanır...
Öyle sandıkça sıkar karşısındakini, bunaltır. Ufacık bir fırsat bulsa kaçmak, kurtultulmak ister artık. Aslında korkularından yapar insan bunu, karşısındaki insana anlatamaz, anlatmasını bilmez. Bir başka insana gitmesini istemez.
Her koca devin koca korkuları vardır, kimse bilmez...
Kimi de serbest bırakır kusunu, salıverir gökyüzüne; döner gelir der elbet tabii seviyorsa... Alır riski bırakır kafesten. Bilir ki koysa kafese bir gün kesin uçup gidecek, kesin terkedecek... Serbest bırakır artık...
Döner gelir o da karnı acıktıkça, yüreği sevgiye acıktıkça. Ne kadar çekinse de bilir geri döneceğini adam. Bilir başka yerlere, başka kişilere gitse de bir gün bir şekilde geri döneceğini... O da bilir daha iyisinin daha iyisinin olmadığını, ama bağzen nankörlüğü tutar, unutur onun için yapılanları, uğramaz olur bir zaman...
Başka kapılarda, başka pencerelerde aynını arar. Ama başka yerlerde aradığını bulamaz. Pişman olur, geri döner bir zaman sonra. Öyle yenik, öyle mahçup döner ki hem de... Artık kafese girmeye bilee rağzı olmuşmuştur...
Şanslıdır...
Eğer geri döndüğünde açık bir pencere veya aynı evde, aynı kişeleri bulabilirse....
Eğer terk ettikleri taşınmamış, aynı yerde kalabilmişse...
...
Kocaman bir hayat girdi aramıza..
Ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirm sana...
Ölüler özgürdür...
Her zaman yolun sonunu merak ettim, yolun sonunaa varıncaa sen yoktun...
Şahin DOĞAN