Bunları Annene Asla Söyleme!

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul
2gv8wvo.jpg


Ebeveynlerimizin bize üstüne basa basa öğrettikleri bir cümle vardır: "Kol kırılır, yen içinde kalır". Yani aile içinde olan, aile içinde kalır.

Ailenizle çok yakın olabilirsiniz. Hatta küçüklüğünüzden beri hayatınızdaki her şeyi onlarla paylaşmak ve her yaşadığınız sıkıntıda onların sunduğu güvenli limana sığınmak âdetiniz olabilir. Her konuda fikirlerine güvenip onlardan akıl alıyor ve gösterdikleri şefkatle kendinizi iyi hissediyor olabilirsiniz. Ama eşinizle yaşadığınız problemleri ailenize ASLA aktarmayın.

Ailenizin yaşadığınız ve ağlayarak aktardığınız problemler karşısında objektif kalabilmesi ve yansız, yargılayıcı olmadan size akıl vermesi ve hatta sizi sadece dinlemesi çok zordur. Kaç yaşına gelirsek gelelim, biz onların biricik çocuğuyuz ve bizim üzülmemiz onları da üzer ve yaralar. Dolayısıyla taraf tutmadan, eşi de olsa, çocuğunu üzen kişiye sinirlenmeden dinlemeleri çok zordur.

Her ne kadar iyiliğimizi de isteseler, bizi korumak amacında da olsalar, objektif olmayan tutumlar özellikle yaşadığımız sorun nedeniyle, içinde bulunduğumuz duygusal süreçte zarar verici olabilir ve sorunun hacmini büyütebilir.

Ailelerimize koşarak "eşim bana bunu yaptı" dediğimizde ki zaten genelde haklı olduğumuz inancıyla yanlı olarak anlatmamak mümkün değildir, bu noktaya gelene kadar olan olayları, eşimizin neden bu şekilde davrandığını ailemiz pek sorgulamaz. Onlar için sonuç önemlidir ve nihayetinde gelinleri ya da damatları, çocuklarına bu şekilde davranmış veya üzecek sözü söylemiştir. Hâlbuki bu sözün bir cümle gerisinde, biz eşimizin damarına basacak bir şey söylemiş ve onu kışkırtmış olabiliriz. Ya da hareketlerimizle eşimizi çileden çıkartmış ve istemeden bizi kırmasına sebebiyet vermiş olabiliriz. Hatta onun hareketi, tamamen kendini savunmadan kaynaklanmış olabilir. Ama aileler genelde bizim onlara aktardığımız, eşimizin tek başına kabahatli olduğunu kanıtlayan son harekete ve son cümleye takılırlar.

Elbette hiçbir aile, çocuğunun yuvasının yıkılmasını, hele pire için yorgan yakmasını hiç istemezler. İlk tepkileri koruma içgüdüsü ile gelişse bile daha sonra yılların tecrübesiyle aklıselimliği ele alır ve yapıcı davranmaya çalışırlar. Burada en azından birçok aile demeliyim, çünkü bir hareket ya da tek cümle yüzünden çocuğunu istemediği halde eşinden ayırmaya zorlayan çok aile de gördüm maalesef.

Büyük bir ihtimalle, artık bu bardağın taşma noktası değilse, siz sakinleşir ve eşinizle barışmaya karar verirsiniz. Çektiğiniz üzüntüden sonra barışmanın heyecanı ve tazelenmesiyle, eşinizi çoktan affetmişsinizdir. Hoş zaten sakin sakin düşününce, siz de hatalısınızdır canım, çok üstüne gidip zorla sinirlendirmişsinizdir. Sizin de ettiğiniz lafın yenilir yutulur tarafı yoktur zaten. Netice itibariyle bunun için yuva mı yıkılır? Siz onu affetmişsinizdir, o da sizi. Artık her şey yolundadır.

Ama aileniz ASLA affetmez.

Hiçbir anne baba, çocuğunun üzülmesine kıyamaz ve çocuğunu üzen insan onun eşi bile olsa, affetmez. Belki çocuğunun hatırına, ya da çocuğunun hayatında ek bir sorun çıkartmamak adına susar veya durumdan habersizmiş ya da olayı unutmuş gibi davranır. Ama bu olay hep akıllarında kalacaktır ve su yüzüne çıkamasa da en azından duydukları saygı ve sevgi azalacaktır. Bu da bir şekilde davranışlarına yansıyacak, sizin ve eşinizin üzerinde yeni bir sorun bulutu olarak zaman zaman gölgesi üzerinize vuracaktır.
 

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.486
Puan
113
Yaş
41
Konum
..
Çok doğru tespitler.

Emeğine sağlık ablacım
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst