Burun Akıntısı

elma şekeri

Daimi Üye
Katılım
17 Eylül 2008
Mesajlar
1.700
Tepki
1.278
Puan
113
Konum
İZMİR
Sürekli Burun akıntısı yakınmasıyla gelen hastada önce akıntının süresi, özelliği, çift ya da tek yanlı olması ve birlikte bulunan belirtilerin saptanması gerekir. Erişkin ya da çocuklar*da en sık burun akıntısı nedeni viral rinitlerdir. Viral enfeksiyonlar, bakteri invazyonuna karşı normal burun direncini düşürdü*ğünden ikincil bakteryel enfeksiyon gelişe*bilir. Burun akıntısı bir haftalık bir süreyi aş*tığında alerjik rinit, yapısal anormallikler (septum deviasyonu, koanal atrezi, adeno tonsiller hipertrofi) ve mukozal anormallik*ler (özellikle çocuklarda immotil silia [Kar-tagener sendromu]), kistik fibroz akla gel*melidir. Burun boşluğundaki enfeksiyon kolayca sinüslere ulaşarak inatçı sinüzitlere yol açar.

Tek yanlı, pürülan bir akıntıda, aksi kanıtla*nana kadar, yabancı cisim üzerinde durmak gerekir. Kanlı mukoid ya da mukopürülan akıntıda burun ve paranazal sinüs neoplazi-leri akla gelmelidir. Yüzde asimetri, dişlerin kaybı gibi başka belirtiler eşlik edebilir.

Burundaki koruyucu düzeneklerin bozul*ması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olan immotil silia sendromunda (Kartagener) intraselüler ATPaz'ın kalıtımsal olarak eksikliği söz konusudur. Sinüzit ve bronşit, situs inversus (dekstrokardi), immotil spermler ne*deniyle infertilite bu sendromu oluşturur. Pürülan burun akıntılarının en sık görülen nedeni akut sinüzitlerdir.

Burun mukozasında özellikle konkalarda ödem ve soluklukla birlikte hapşırma, aksır*ma, burun kaşıntısı ve berrak akıntı ve va-zomotor ilaçlardan doğum kontrol hapları, reserpin, epinefrin ve iodürler de burun akıntısına yol açabilirler. Reserpin kullanan*ların %8'inde rinit görülür (sempatik sistemi baskılarlar ve parasempatik sistem baskın olur). Oral kontraseptifler ös******in vazo-aktif etkisi nedeniyle, aspirin ise prostaglandin ****bolizmasını bozup mast hücrelerin*den degranülasyona yol açarak burundaki etkilerini gösterirler.

Beyin omurilik sıvısı (BOS) rinoresinin en sık kaynaklandığı bölge etmoid çatısı ve kribriform laminadır. Kafa travmalarının %2-9'unda BOS rinoresi görülür. Travma dışın*da en sık neden tümör ve hidrosefalidir. Intrakranyal basıncı artıran öksürük, Valsalva manevrası gibi hareketler, berrak ve visko*zitesi düşük olan sıvının akışını artırır. Gaz üzerine damlatılan sıvının sertlik bırakma*dan kuruması BOS olduğunu düşündürür. Burun salgılarına göre BOS'da glukoz yük*sek, protein düşüktür. Glukoz testi yapılır (30 mg/mL'nin üzerindeki glukoz pozitif yönde bir bulgudur). Intratekal fluoresein verilerek endoskopiyle izleme ve metriza-mid bilgisayarlı tomografi sisternografisi de kullanılan öteki tanı yöntemleridir.

Viral rinit ve sinüzitlerde, damlacık yoluyla bulaşmanın yanında virüsün temas yoluyla da bulaştığı düşünülürse ellerin su ve sa*bunla yıkanması, burun ve konjonktivaya el değdirilmemesi profilakside önemlidir. Vi*rüslerin antijenik yapıları çok değişken ol*duğundan aşının etkinliği kısıtlıdır. Yerel ve genel destekleyici yöntemlerden istirahat, mentollü buhar inhalasyonu ve sistemik va-zokostriktörler rahatlama yaratabilirler.

Akut bakteriyel sinüzitlerde en az 10 gün süreyle antibiyotik ve sistemik dekonjestanlar kullanılmalıdır (Yerel dekonjestanlar en fazla 3 gün kullanılabilir) Antibiyotiklere (amoksisilin klavulonik asit, ampisilin sul-baktam, klindamisin, sefalosporinler) ek olarak anaeroblara yönelik ilaçlar da kulla*nılabilir (ornidazol, metronidazol). Kronik sinüzitte düzenli antibiyotik tedavisinden sonra yineleme oluyorsa endoskopik sinüs cerrahisi işlemlerine başvurulması uygun*dur.

Yabancı cisimler, neoplaziler ve sık görülen polipler cerrahi girişimle çıkarılır. Endosko*pik burun işlemleriyle yapısal bozukluklar giderilir.

Antihipertansif ilaçlardan özellikle reserpin, hidralazin, propranalol, metildopa gibi ilaçlar kullanıldığında rinit ortaya çıkıyorsa baş*ka bir antihipertansife geçilmelidir.

Mukozal anomalilerden kistik fibrozda semptomatik ve koruyucu tedavi uygulanır, gerekirse sınırlı bir endoskopik cerrahi ya*pılabilir. Kartagener sendromunda ise siliyer parezi nedeniyle sekresyonlar staza uğradı*ğından maksiller sinüs depo gibi davranır. Antrostomi ve uzun süreli antibiyotik teda*visi yararlı olabilir.

BOS rinoresinde ilk 1 hafta menenjit profi-laksisiyle birlikte hastanın başını yükselt*mek, kafaiçi basıncı artırıcı nedenleri (öksü*rük, kabızlık) önlemek ve bu sürede belirti*ler devam ediyorsa endoskopik yolla (ya da nöroşirurjikal yolla) cerrahi girişim (defek-tin kapatılması) gerekir.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst