elma şekeri
Daimi Üye
Sürekli Burun akıntısı yakınmasıyla gelen hastada önce akıntının süresi, özelliği, çift ya da tek yanlı olması ve birlikte bulunan belirtilerin saptanması gerekir. Erişkin ya da çocuklar*da en sık burun akıntısı nedeni viral rinitlerdir. Viral enfeksiyonlar, bakteri invazyonuna karşı normal burun direncini düşürdü*ğünden ikincil bakteryel enfeksiyon gelişe*bilir. Burun akıntısı bir haftalık bir süreyi aş*tığında alerjik rinit, yapısal anormallikler (septum deviasyonu, koanal atrezi, adeno tonsiller hipertrofi) ve mukozal anormallik*ler (özellikle çocuklarda immotil silia [Kar-tagener sendromu]), kistik fibroz akla gel*melidir. Burun boşluğundaki enfeksiyon kolayca sinüslere ulaşarak inatçı sinüzitlere yol açar.
Tek yanlı, pürülan bir akıntıda, aksi kanıtla*nana kadar, yabancı cisim üzerinde durmak gerekir. Kanlı mukoid ya da mukopürülan akıntıda burun ve paranazal sinüs neoplazi-leri akla gelmelidir. Yüzde asimetri, dişlerin kaybı gibi başka belirtiler eşlik edebilir.
Burundaki koruyucu düzeneklerin bozul*ması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olan immotil silia sendromunda (Kartagener) intraselüler ATPaz'ın kalıtımsal olarak eksikliği söz konusudur. Sinüzit ve bronşit, situs inversus (dekstrokardi), immotil spermler ne*deniyle infertilite bu sendromu oluşturur. Pürülan burun akıntılarının en sık görülen nedeni akut sinüzitlerdir.
Burun mukozasında özellikle konkalarda ödem ve soluklukla birlikte hapşırma, aksır*ma, burun kaşıntısı ve berrak akıntı ve va-zomotor ilaçlardan doğum kontrol hapları, reserpin, epinefrin ve iodürler de burun akıntısına yol açabilirler. Reserpin kullanan*ların %8'inde rinit görülür (sempatik sistemi baskılarlar ve parasempatik sistem baskın olur). Oral kontraseptifler ös******in vazo-aktif etkisi nedeniyle, aspirin ise prostaglandin ****bolizmasını bozup mast hücrelerin*den degranülasyona yol açarak burundaki etkilerini gösterirler.
Beyin omurilik sıvısı (BOS) rinoresinin en sık kaynaklandığı bölge etmoid çatısı ve kribriform laminadır. Kafa travmalarının %2-9'unda BOS rinoresi görülür. Travma dışın*da en sık neden tümör ve hidrosefalidir. Intrakranyal basıncı artıran öksürük, Valsalva manevrası gibi hareketler, berrak ve visko*zitesi düşük olan sıvının akışını artırır. Gaz üzerine damlatılan sıvının sertlik bırakma*dan kuruması BOS olduğunu düşündürür. Burun salgılarına göre BOS'da glukoz yük*sek, protein düşüktür. Glukoz testi yapılır (30 mg/mL'nin üzerindeki glukoz pozitif yönde bir bulgudur). Intratekal fluoresein verilerek endoskopiyle izleme ve metriza-mid bilgisayarlı tomografi sisternografisi de kullanılan öteki tanı yöntemleridir.
Viral rinit ve sinüzitlerde, damlacık yoluyla bulaşmanın yanında virüsün temas yoluyla da bulaştığı düşünülürse ellerin su ve sa*bunla yıkanması, burun ve konjonktivaya el değdirilmemesi profilakside önemlidir. Vi*rüslerin antijenik yapıları çok değişken ol*duğundan aşının etkinliği kısıtlıdır. Yerel ve genel destekleyici yöntemlerden istirahat, mentollü buhar inhalasyonu ve sistemik va-zokostriktörler rahatlama yaratabilirler.
Akut bakteriyel sinüzitlerde en az 10 gün süreyle antibiyotik ve sistemik dekonjestanlar kullanılmalıdır (Yerel dekonjestanlar en fazla 3 gün kullanılabilir) Antibiyotiklere (amoksisilin klavulonik asit, ampisilin sul-baktam, klindamisin, sefalosporinler) ek olarak anaeroblara yönelik ilaçlar da kulla*nılabilir (ornidazol, metronidazol). Kronik sinüzitte düzenli antibiyotik tedavisinden sonra yineleme oluyorsa endoskopik sinüs cerrahisi işlemlerine başvurulması uygun*dur.
Yabancı cisimler, neoplaziler ve sık görülen polipler cerrahi girişimle çıkarılır. Endosko*pik burun işlemleriyle yapısal bozukluklar giderilir.
Antihipertansif ilaçlardan özellikle reserpin, hidralazin, propranalol, metildopa gibi ilaçlar kullanıldığında rinit ortaya çıkıyorsa baş*ka bir antihipertansife geçilmelidir.
Mukozal anomalilerden kistik fibrozda semptomatik ve koruyucu tedavi uygulanır, gerekirse sınırlı bir endoskopik cerrahi ya*pılabilir. Kartagener sendromunda ise siliyer parezi nedeniyle sekresyonlar staza uğradı*ğından maksiller sinüs depo gibi davranır. Antrostomi ve uzun süreli antibiyotik teda*visi yararlı olabilir.
BOS rinoresinde ilk 1 hafta menenjit profi-laksisiyle birlikte hastanın başını yükselt*mek, kafaiçi basıncı artırıcı nedenleri (öksü*rük, kabızlık) önlemek ve bu sürede belirti*ler devam ediyorsa endoskopik yolla (ya da nöroşirurjikal yolla) cerrahi girişim (defek-tin kapatılması) gerekir.
Tek yanlı, pürülan bir akıntıda, aksi kanıtla*nana kadar, yabancı cisim üzerinde durmak gerekir. Kanlı mukoid ya da mukopürülan akıntıda burun ve paranazal sinüs neoplazi-leri akla gelmelidir. Yüzde asimetri, dişlerin kaybı gibi başka belirtiler eşlik edebilir.
Burundaki koruyucu düzeneklerin bozul*ması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olan immotil silia sendromunda (Kartagener) intraselüler ATPaz'ın kalıtımsal olarak eksikliği söz konusudur. Sinüzit ve bronşit, situs inversus (dekstrokardi), immotil spermler ne*deniyle infertilite bu sendromu oluşturur. Pürülan burun akıntılarının en sık görülen nedeni akut sinüzitlerdir.
Burun mukozasında özellikle konkalarda ödem ve soluklukla birlikte hapşırma, aksır*ma, burun kaşıntısı ve berrak akıntı ve va-zomotor ilaçlardan doğum kontrol hapları, reserpin, epinefrin ve iodürler de burun akıntısına yol açabilirler. Reserpin kullanan*ların %8'inde rinit görülür (sempatik sistemi baskılarlar ve parasempatik sistem baskın olur). Oral kontraseptifler ös******in vazo-aktif etkisi nedeniyle, aspirin ise prostaglandin ****bolizmasını bozup mast hücrelerin*den degranülasyona yol açarak burundaki etkilerini gösterirler.
Beyin omurilik sıvısı (BOS) rinoresinin en sık kaynaklandığı bölge etmoid çatısı ve kribriform laminadır. Kafa travmalarının %2-9'unda BOS rinoresi görülür. Travma dışın*da en sık neden tümör ve hidrosefalidir. Intrakranyal basıncı artıran öksürük, Valsalva manevrası gibi hareketler, berrak ve visko*zitesi düşük olan sıvının akışını artırır. Gaz üzerine damlatılan sıvının sertlik bırakma*dan kuruması BOS olduğunu düşündürür. Burun salgılarına göre BOS'da glukoz yük*sek, protein düşüktür. Glukoz testi yapılır (30 mg/mL'nin üzerindeki glukoz pozitif yönde bir bulgudur). Intratekal fluoresein verilerek endoskopiyle izleme ve metriza-mid bilgisayarlı tomografi sisternografisi de kullanılan öteki tanı yöntemleridir.
Viral rinit ve sinüzitlerde, damlacık yoluyla bulaşmanın yanında virüsün temas yoluyla da bulaştığı düşünülürse ellerin su ve sa*bunla yıkanması, burun ve konjonktivaya el değdirilmemesi profilakside önemlidir. Vi*rüslerin antijenik yapıları çok değişken ol*duğundan aşının etkinliği kısıtlıdır. Yerel ve genel destekleyici yöntemlerden istirahat, mentollü buhar inhalasyonu ve sistemik va-zokostriktörler rahatlama yaratabilirler.
Akut bakteriyel sinüzitlerde en az 10 gün süreyle antibiyotik ve sistemik dekonjestanlar kullanılmalıdır (Yerel dekonjestanlar en fazla 3 gün kullanılabilir) Antibiyotiklere (amoksisilin klavulonik asit, ampisilin sul-baktam, klindamisin, sefalosporinler) ek olarak anaeroblara yönelik ilaçlar da kulla*nılabilir (ornidazol, metronidazol). Kronik sinüzitte düzenli antibiyotik tedavisinden sonra yineleme oluyorsa endoskopik sinüs cerrahisi işlemlerine başvurulması uygun*dur.
Yabancı cisimler, neoplaziler ve sık görülen polipler cerrahi girişimle çıkarılır. Endosko*pik burun işlemleriyle yapısal bozukluklar giderilir.
Antihipertansif ilaçlardan özellikle reserpin, hidralazin, propranalol, metildopa gibi ilaçlar kullanıldığında rinit ortaya çıkıyorsa baş*ka bir antihipertansife geçilmelidir.
Mukozal anomalilerden kistik fibrozda semptomatik ve koruyucu tedavi uygulanır, gerekirse sınırlı bir endoskopik cerrahi ya*pılabilir. Kartagener sendromunda ise siliyer parezi nedeniyle sekresyonlar staza uğradı*ğından maksiller sinüs depo gibi davranır. Antrostomi ve uzun süreli antibiyotik teda*visi yararlı olabilir.
BOS rinoresinde ilk 1 hafta menenjit profi-laksisiyle birlikte hastanın başını yükselt*mek, kafaiçi basıncı artırıcı nedenleri (öksü*rük, kabızlık) önlemek ve bu sürede belirti*ler devam ediyorsa endoskopik yolla (ya da nöroşirurjikal yolla) cerrahi girişim (defek-tin kapatılması) gerekir.