Cami’den Evliliğe , Evlilikten Ayrılığa Uzanan Hikayenin Başkahramanıydı Onlar..
...
Sedat ayakkabılarını ararken görmüştü Zeynep’i. Ne kadar da güzeldi çehresi. Kuran’ı okumuyor , her harfi an , an yaşıyordu sanki . Tam sayfayı çeviriyordu ki bir çift ayak gördü Zeynep. Edeb benliğini sarmıştı belliydi ama dayanamadı , kaldırdı yemyeşil gözlerini. Yüreğine Kördüğüm Yay’ıyla AŞK oku atılmıştı o lahzada , Sevda sıcaklığı dökülmüştü başından aşağıya. Kızardı yanakları , fısır fısır dudakları , diyordu ; ‘’Ya RAB ‘! Baktırma Haram!a , , girdirme Günah’a.’’ Başını sağa/ sola salladı Sedat. Ben dedi ; ‘’Ne yapıyorum Burda böyle.’’ Ayakkabılarına uzandı , aldı ve hışımla çıktı Cami’den.
Aradan bir hafta geçmişti.
Sedat’ın aklındaydı Nur yüzlü güzel. İstese takip eder , sevgilim ol derdi ama Yapmadı
‘’RABBİM ! Sana söz verdim. Sözümün ardı gözyaşı olsa da yeter ki SEN /cc ol razı’’ dedi.
Annesi bir pazartesi akşamı seslendi ;
+Oğluuuum. Biraz aşağıya gel ,bir şey diyeceğim.
-Tamam anneee , geliyorum.
-Efendim Annem.
+Oğlum. Sevim teyzenin kuzeni varmış bekar. Yarın diyorum görmeye gitsek ?
-Offff anne ya! Yine mi ?
+Onu bunu bilmem yarın tatlı alıp gel eve.
-Ahh anacım ah. CENNET ayaklarının altında diye mi hayır diyemiyorum sana. Uff Tamam
+Hadi oğlum. ALLAH rahatlık vere.
Ertesi gün.
+Çabuk git üstünü değiştir. Kız görmeye böyle gidilmez.
-Ne varmış halimde anne yaaa ? Mankenlik ajansına mı gidiyoruz sanki?
+Olmaaaaaaaz.
-Tamam, tamam kızma sen Sultan’ım.
Din , Daaann / Din , Daaaan.
+Kim ooo ?
-Biz geldik Sevim’cim.
+ Ooo hoş geldiniz , hoş geldiniz.
-Hoşbulduk canım.
Sedat sessizce ; ‘’ Anne Hadi gir içeriye, dondum’’
Selam kelam, hoş muhabbetin ardından seslendi Sevim Teyze ;
+Zeyneeep. Kahveleri getir kızım.
Evet ! Tam tahmin ettiğiniz gibi. Zeynep Yeşil gözlü, Nur yüzlü Zeynep. Sedat hiperaktif. Zeynep’i kapıda gördü durur mu yerinde; ‘’Olleyy be ‘’ diye sıçradı oturduğu koltuktan. Zeynep’in yüzünde Tebessüm. Buyrun dedi Kahveleriniz.
Kahveler içildikten sonra Sevim Teyze dedi
+Ayşe’cim.Öbür odaya gelir misin. Sana son aldığım dantelleri göstereyim.
–Tabi ki canım. Bak bak bitmez onlar şimdi. Neyse saat daha erken.
Bahane ile iki genci başbaşa bıraktılar. Biri utangaç biri deli dolu , buldular orta yolu.
8 ay sonra..
Meleklerin iştirak ettiği bir düğünle dünya evine girdiler. Artık gözlerine uzun uzun bakabilirdi Zeynep’in Sedat/ birbirlerine HELAL’diler.
Aradan bir ay geçmişti. Zeynep üzgün, Zeynep mutsuz.. Sedat her yönüyle harika bir erkekti. Tek sorun vardı ‘’NAMAZ’’. Zeynep camide gördüğü için sorma gereği bile duymamıştı RABBİN ile buluşuyor musun diye. Nereden bilecekti kiTuristik amaçlıa gittiğini. Ne zaman konusu açılsa ‘’Benim kalbim temiz ‘’ diyerek sıyrılıyordu Sedat mevzudan..
Yer / Gök sarsılıyordu. Tarih : 17 Ağustos 1999
Göçlükteki mütevazi evleri mezar oluyordu Sedat ve Zeynep’e.
. . .
+ Sedaaaat.Tut ellerimi. Hadi CENNET’imize gidelim.
-Nerdesin Zeynep ? Göremiyoruuuum. Her yer çok Aydınlık.
+Aşkım hadiiiii. Bir başıma kaldım burada.
-Heh ordasın ! Olduğun yerde kal, geliyorum.
-Ohhh Şükür. Bi an yanına gelemeyeceğim sandım.
Tam CENNETin kapısından içeri girecekken
‘’Hooop’ dedi bir melek. Burası ev kapısı mı bir Anahtarla iki kişi girsin !!
Anlamadım dedi Sedat.
‘’Otobüs misali bu kapı.’’ Dedi melek.
Zeynep içeri doğru yürüdü ve seslendi ; Gelseneeee Hadiii.
+Nasıl gireceğim içeri Onu söylesene , nerde bu anahtar ?
-Çok geç ! Dünyadan getirecektin anahtarı. Hani Hz MUHAMMED /a.s buyurdu ; SALAH CENNETin ANAHTAR’ı diye. ! Hani sen o Anahtarı istemiyorum Kalbim temiz diyordun !
Azab meleklerine seslendi : Alın bunu ,götürün Hak ettiği yere.
Sedat’ın gözleri aralandı.
Hemşire’nin sesi yankılandı odada ; ‘’Doktor Bey , Doktor bey Hasta gözlerini açtı.
Zeynep gözlerinde yaş koştu içeri.
Yarim. Seni çok seviyorrruuum.
Sedat yorGun , Sedat bitkin.
Dedi; Hayatım. Bana tuğla bul, Abdest almak istiyorum!
...
Sedat ayakkabılarını ararken görmüştü Zeynep’i. Ne kadar da güzeldi çehresi. Kuran’ı okumuyor , her harfi an , an yaşıyordu sanki . Tam sayfayı çeviriyordu ki bir çift ayak gördü Zeynep. Edeb benliğini sarmıştı belliydi ama dayanamadı , kaldırdı yemyeşil gözlerini. Yüreğine Kördüğüm Yay’ıyla AŞK oku atılmıştı o lahzada , Sevda sıcaklığı dökülmüştü başından aşağıya. Kızardı yanakları , fısır fısır dudakları , diyordu ; ‘’Ya RAB ‘! Baktırma Haram!a , , girdirme Günah’a.’’ Başını sağa/ sola salladı Sedat. Ben dedi ; ‘’Ne yapıyorum Burda böyle.’’ Ayakkabılarına uzandı , aldı ve hışımla çıktı Cami’den.
Aradan bir hafta geçmişti.
Sedat’ın aklındaydı Nur yüzlü güzel. İstese takip eder , sevgilim ol derdi ama Yapmadı
‘’RABBİM ! Sana söz verdim. Sözümün ardı gözyaşı olsa da yeter ki SEN /cc ol razı’’ dedi.
Annesi bir pazartesi akşamı seslendi ;
+Oğluuuum. Biraz aşağıya gel ,bir şey diyeceğim.
-Tamam anneee , geliyorum.
-Efendim Annem.
+Oğlum. Sevim teyzenin kuzeni varmış bekar. Yarın diyorum görmeye gitsek ?
-Offff anne ya! Yine mi ?
+Onu bunu bilmem yarın tatlı alıp gel eve.
-Ahh anacım ah. CENNET ayaklarının altında diye mi hayır diyemiyorum sana. Uff Tamam
+Hadi oğlum. ALLAH rahatlık vere.
Ertesi gün.
+Çabuk git üstünü değiştir. Kız görmeye böyle gidilmez.
-Ne varmış halimde anne yaaa ? Mankenlik ajansına mı gidiyoruz sanki?
+Olmaaaaaaaz.
-Tamam, tamam kızma sen Sultan’ım.
Din , Daaann / Din , Daaaan.
+Kim ooo ?
-Biz geldik Sevim’cim.
+ Ooo hoş geldiniz , hoş geldiniz.
-Hoşbulduk canım.
Sedat sessizce ; ‘’ Anne Hadi gir içeriye, dondum’’
Selam kelam, hoş muhabbetin ardından seslendi Sevim Teyze ;
+Zeyneeep. Kahveleri getir kızım.
Evet ! Tam tahmin ettiğiniz gibi. Zeynep Yeşil gözlü, Nur yüzlü Zeynep. Sedat hiperaktif. Zeynep’i kapıda gördü durur mu yerinde; ‘’Olleyy be ‘’ diye sıçradı oturduğu koltuktan. Zeynep’in yüzünde Tebessüm. Buyrun dedi Kahveleriniz.
Kahveler içildikten sonra Sevim Teyze dedi
+Ayşe’cim.Öbür odaya gelir misin. Sana son aldığım dantelleri göstereyim.
–Tabi ki canım. Bak bak bitmez onlar şimdi. Neyse saat daha erken.
Bahane ile iki genci başbaşa bıraktılar. Biri utangaç biri deli dolu , buldular orta yolu.
8 ay sonra..
Meleklerin iştirak ettiği bir düğünle dünya evine girdiler. Artık gözlerine uzun uzun bakabilirdi Zeynep’in Sedat/ birbirlerine HELAL’diler.
Aradan bir ay geçmişti. Zeynep üzgün, Zeynep mutsuz.. Sedat her yönüyle harika bir erkekti. Tek sorun vardı ‘’NAMAZ’’. Zeynep camide gördüğü için sorma gereği bile duymamıştı RABBİN ile buluşuyor musun diye. Nereden bilecekti kiTuristik amaçlıa gittiğini. Ne zaman konusu açılsa ‘’Benim kalbim temiz ‘’ diyerek sıyrılıyordu Sedat mevzudan..
Yer / Gök sarsılıyordu. Tarih : 17 Ağustos 1999
Göçlükteki mütevazi evleri mezar oluyordu Sedat ve Zeynep’e.
. . .
+ Sedaaaat.Tut ellerimi. Hadi CENNET’imize gidelim.
-Nerdesin Zeynep ? Göremiyoruuuum. Her yer çok Aydınlık.
+Aşkım hadiiiii. Bir başıma kaldım burada.
-Heh ordasın ! Olduğun yerde kal, geliyorum.
-Ohhh Şükür. Bi an yanına gelemeyeceğim sandım.
Tam CENNETin kapısından içeri girecekken
‘’Hooop’ dedi bir melek. Burası ev kapısı mı bir Anahtarla iki kişi girsin !!
Anlamadım dedi Sedat.
‘’Otobüs misali bu kapı.’’ Dedi melek.
Zeynep içeri doğru yürüdü ve seslendi ; Gelseneeee Hadiii.
+Nasıl gireceğim içeri Onu söylesene , nerde bu anahtar ?
-Çok geç ! Dünyadan getirecektin anahtarı. Hani Hz MUHAMMED /a.s buyurdu ; SALAH CENNETin ANAHTAR’ı diye. ! Hani sen o Anahtarı istemiyorum Kalbim temiz diyordun !
Azab meleklerine seslendi : Alın bunu ,götürün Hak ettiği yere.
Sedat’ın gözleri aralandı.
Hemşire’nin sesi yankılandı odada ; ‘’Doktor Bey , Doktor bey Hasta gözlerini açtı.
Zeynep gözlerinde yaş koştu içeri.
Yarim. Seni çok seviyorrruuum.
Sedat yorGun , Sedat bitkin.
Dedi; Hayatım. Bana tuğla bul, Abdest almak istiyorum!