Canavarlaşıyoruz!
"Vahşet- dehşet- cinayet" haberleri yeni psikopatlar yaratıyor!
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Bölümü Klinik Şefi Uzman. Dr. Mecit Çalışkan, Ümraniye'de 3 gün önce Taner Koç'un silahla vurularak öldürülmesine ilişkin olarak, ''Bu tür olaylar sürekli medyaya yansımamalı. Çünkü kişilik bozuklukları olanlar, bu olayı kendilerine örnek alarak, aynı şeyi yapabilirler'' dedi.
Çalışkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ümraniye'de sabah namazına giderken öldürülen Taner Koç'u vuran kişilerin sergilediği davranış şeklinin, normal insanlara mahsus bir davranış şekli olmadığını söyledi.
Bu davranış şeklinin, alkolün veya uyuşturucu maddenin etkisiyle yapılmış bir davranış olduğunu ya da ağır bir kişilik bozukluğuna işaret ettiğini ifade eden Çalışkan, şöyle dedi:
''Toplumun bu gibi durumlarda tepkisinin olması doğaldır ve olmalıdır da. Yani bilhassa cezaların caydırıcılığı ve toplumun medyada veya görsel basındaki tepkilerinin bu gibi davranışları engelleyeceği konusunda hem fikirim. Bu tür davranışlar ne tasvip edilebilir, ne hoş görülebilir ve aynı zamanda gerekli tepkiyi de alabilmelidir. Hukuk kurallarına göre muhakkak cezasını çekecektir. Kamu vicdanını da rahtlatan bir durum olmalıdır.''
Bu tür olayların medyaya yansımasının toplumda sıkıntı yaratabileceğine de dikkate çeken Çalışkan, şunları kaydetti:
''Bu tür olaylar sürekli medyaya yansımamalı. Olayın bir de bu ters tarafı var. Çünkü kişilik bozuklukları olanlar, bu olayı kendilerine örnek alarak, aynı şeyi yapabilirler. İntihar vakaları medyada çok yer bulursa daha da çoğalmaya başlar. Metot açısından, uygulama açısından, sosyal psikiyatri açısından önemli bir şey, ama genelleşmemesi lazım. Bu münferit bir vakadır. Allah göstermesin, bunlar genel ve her gün gündeme gelen bir şey olursa bunun altından kalkmak çok zor olur.''
-''EYLEMİ KİMSE TASVİP ETMEZ''-
Böyle bir eylemi kimsenin tasvip edemeyeceğini dile getiren Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu eylemi, ancak caniler tasvip edebilir. İnsanlarda önemli olan adalete güven duygusudur. Bu gibi durumlarda adil yargı gerekli cezayı verdiği zaman kamuoyu vicdanı rahatlıyor zaten. Bu gibi işlere teveccüh edebilecek kişiler de caydırıcılığı ağır olan cezaları alabileceklerini düşünürlerse zaten kaçınırlar. Bu kişiler madde kullanıyorsa, maddenin etkisi altındadırlar. Bu vesileyle madde ve alkole karşı daha büyük bir direnç, tepki, daha büyük bir kamuoyu baskısı eğer olabilirse en azından madde kullanımına karşı tedbirlerin alınması gündeme gelir.''
"Vahşet- dehşet- cinayet" haberleri yeni psikopatlar yaratıyor!
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Bölümü Klinik Şefi Uzman. Dr. Mecit Çalışkan, Ümraniye'de 3 gün önce Taner Koç'un silahla vurularak öldürülmesine ilişkin olarak, ''Bu tür olaylar sürekli medyaya yansımamalı. Çünkü kişilik bozuklukları olanlar, bu olayı kendilerine örnek alarak, aynı şeyi yapabilirler'' dedi.
Çalışkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ümraniye'de sabah namazına giderken öldürülen Taner Koç'u vuran kişilerin sergilediği davranış şeklinin, normal insanlara mahsus bir davranış şekli olmadığını söyledi.
Bu davranış şeklinin, alkolün veya uyuşturucu maddenin etkisiyle yapılmış bir davranış olduğunu ya da ağır bir kişilik bozukluğuna işaret ettiğini ifade eden Çalışkan, şöyle dedi:
''Toplumun bu gibi durumlarda tepkisinin olması doğaldır ve olmalıdır da. Yani bilhassa cezaların caydırıcılığı ve toplumun medyada veya görsel basındaki tepkilerinin bu gibi davranışları engelleyeceği konusunda hem fikirim. Bu tür davranışlar ne tasvip edilebilir, ne hoş görülebilir ve aynı zamanda gerekli tepkiyi de alabilmelidir. Hukuk kurallarına göre muhakkak cezasını çekecektir. Kamu vicdanını da rahtlatan bir durum olmalıdır.''
Bu tür olayların medyaya yansımasının toplumda sıkıntı yaratabileceğine de dikkate çeken Çalışkan, şunları kaydetti:
''Bu tür olaylar sürekli medyaya yansımamalı. Olayın bir de bu ters tarafı var. Çünkü kişilik bozuklukları olanlar, bu olayı kendilerine örnek alarak, aynı şeyi yapabilirler. İntihar vakaları medyada çok yer bulursa daha da çoğalmaya başlar. Metot açısından, uygulama açısından, sosyal psikiyatri açısından önemli bir şey, ama genelleşmemesi lazım. Bu münferit bir vakadır. Allah göstermesin, bunlar genel ve her gün gündeme gelen bir şey olursa bunun altından kalkmak çok zor olur.''
-''EYLEMİ KİMSE TASVİP ETMEZ''-
Böyle bir eylemi kimsenin tasvip edemeyeceğini dile getiren Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu eylemi, ancak caniler tasvip edebilir. İnsanlarda önemli olan adalete güven duygusudur. Bu gibi durumlarda adil yargı gerekli cezayı verdiği zaman kamuoyu vicdanı rahatlıyor zaten. Bu gibi işlere teveccüh edebilecek kişiler de caydırıcılığı ağır olan cezaları alabileceklerini düşünürlerse zaten kaçınırlar. Bu kişiler madde kullanıyorsa, maddenin etkisi altındadırlar. Bu vesileyle madde ve alkole karşı daha büyük bir direnç, tepki, daha büyük bir kamuoyu baskısı eğer olabilirse en azından madde kullanımına karşı tedbirlerin alınması gündeme gelir.''