Cariyenin aşkı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

rüzgar gülü

Daimi Üye
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
10.973
Tepki
10.147
Puan
113
Yaş
43
Konum
istanbul
1274781636_BakuNights.Net_cariyenin-olduren-aski-hq-vm.jpg

Cariyenin aşkı ..
İşte büyük bir aşkın efsanesi daha arkadaşlar
Melekler Mekanı - Cariyenin aşkı ..

Bu büyük aşk hikayesinin efsanesi Yavuz Sultan Selim Han zamanında geçiyor bakalım hikayesi nasılmış.

Yavuz Sultan Selim Han Mısır ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir.

Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki Yavuz Selim Han sabah çıkınca cariye geliyor akşama kadar çadırı temizleyip
yemekleri hazırlayıp gidiyor akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor.

Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur. Lâkin umutsuz bir aşk. Zira bir tarafta
koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin diğer tarafta basit bir cariye..

Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir. Lâkin aradaki uçurum cariyeyi iyice çıkmaza sokar ve kararsız hale getirir. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı diğer yandan aradaki devâsâ farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından yazıyla ilân-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak Halife hazretlerinin yatağına bırakır.
Notta sadece üç kelime yazılıdır:


Derdi olan neylesin?



Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kağıt parçası bulan
Yavuz Sultan Selim Han kağıdı okuyunca bu notu yazanın çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar:



Derdi neyse söylesin.



Kâğıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Bir müddet sonra Cariye
temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kâğıdı arar. Kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kaparcasına kâğıdı alıp okuduğunda
heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye kâğıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:



Korkuyorsa neylesin?



Akşam olur. Halife çadıra döner. Kâğıdı okur ve cevabı yazar:



Hiç korkmasın söylesin.


Sabah
bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek. Ne olacaksa olsun artık. Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip Halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim
Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye
Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur.
Yavuz Selim Han
''Buyurunuz sizi dinliyorum'' deyince cariye tüm cesaretini toplamaya
çalışırken titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur.
Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur.
Kalbi yerinden fırlarcasına atarken titrek ve mahcup bir sesle:
''Efendim'' der. ''Cariyeniz Size...'' ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp
kalır.....

Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını
silerek etrafındakilere şöyle der:


Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira âşık mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst