gamzeli-53
Üye
Ben bu öyküyü ne zaman okusam çok ama çok etkileniyorum. Eminim okuduktan sonra sizde benimle aynı düşünceyi paylaşacaksınız..
CD Dükkanı
Daha henüz 18 yaşındaydı, ama hayatının sonundaydı. Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. Kahır içinde eve kapamıştı kendini. Sokağa çıkamıyordu. Annesi, birde kendisi, o kadardı bütün hayatı. Bir gün canı fena helde sıkıldı, dayanamadı, attı kendini sokağa.
Bir yığın vitrinin önünden geçti. Tam bir CD satan dükkanı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu. Geri döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir genç kızdı tezgahtar. Hani ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp kalmıştı işte. İçeri girdi.
Kız gülümseyerek konuştu ona. "Size nasıl yardım edebilirim?" diye. Nasıl bir gülümsemeydi o. Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi kızı. Kekeledi, geveledi, sonra "Evet" diyebildi. Rastgele bir plağı işaret ederek. " Evet şu CD'yi bana sarar mısınız?" Kız CD'yi aldı, içeri gitti. Az sonra paket edilmiş geri geldi. Aldı paketi, çıktı dükkandan, evine döndü, açmadan dolabına attı.
Ertesi sabah gene gitti aynı dükkana. Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı aldı eve getirdi, attı paketi dolaba, gene açmadan. Günler hep alınıp sarılan CD'lerle geçti. Kıza açılmayı bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda. Annesi "Git konuş oğlum, ne var bunda" dedi. Ertesi sabah bütün cesaretini topladı. Erkenden dükkana gitti. Bir CD seçti. Kız gülerek aldı plağı. Arkaya gitti, paketlemeye. Kız içerdeyken bir kağıda "Sizinle bir gece çıkabilir miyiz" diye yazdı, altına telefon numarasını ekledi, notu kasanın yanına koydu gizlice. Sonra paketini alıp kaçtı gene dükkandan.
İki gün sonra evin telefonu çaldı. Anne açtı telefonu. CD Dükkanındaki tezgahtar kızdı arayan. Delikanlıyı istedi. Notunu yeni bulmuş da. Anne ağlıyordu. "Duymadınız mı" dedi. " Dün kaybettik oğlumu.."
Cenazeden bir kaç gün sonra, anne oğlunun odasına girebildi sonunda. Ortalığa çekidüzen vermeliydi. Dolabı açtı. Ortaya atılmış bir yığın açılmamış paket paket gördü. Paketleri aldı, oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesi açtı. İçinde bir CD vardı, bir de minik not. "Merhaba.. Sizi öyle tatlı buldum ki. Daha yakından tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı. Sevgilerle..!" Anne bir paket daha açtı. Ondanda bir CD ve bir not vardı. "Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi beni bu gece davet edin, artık. Sevgilerle.." Unutmayın. Düşündüğünüz şeyi mutlaka söyleyin. Birini seviyorsanız, söyleyin ona. İçinizdekini söylemekten korkmayın. Birisi hakkında ne hissediyorsanız söyleyin ona. Ve
hemen söyleyin. Hemen. Çünkü, doğru zamanı bekler ve "İşte şimdi tam zamanı" derseniz, bir bakarsınız çok geç olmuş. Gününüze sahip olunki, pişmanlıklar yaşamayasınız. Hepsinden
önemlisi, dostlarınıza, sevdiklerinize, ailenize hep yakın olun. Çünkü bugünkü insan olmanızı onlar sağladı, sizi onlar şekillendirdiler. "Seni seviyorum" demekten sakın, ama sakın
çekinmeyin, utanmayın, Korkmayın! Yaşamayı yaşanmayı değer yapan şey sevgidir...
:rose:ALINTI:rose:
CD Dükkanı
Daha henüz 18 yaşındaydı, ama hayatının sonundaydı. Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. Kahır içinde eve kapamıştı kendini. Sokağa çıkamıyordu. Annesi, birde kendisi, o kadardı bütün hayatı. Bir gün canı fena helde sıkıldı, dayanamadı, attı kendini sokağa.
Bir yığın vitrinin önünden geçti. Tam bir CD satan dükkanı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu. Geri döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir genç kızdı tezgahtar. Hani ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp kalmıştı işte. İçeri girdi.
Kız gülümseyerek konuştu ona. "Size nasıl yardım edebilirim?" diye. Nasıl bir gülümsemeydi o. Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi kızı. Kekeledi, geveledi, sonra "Evet" diyebildi. Rastgele bir plağı işaret ederek. " Evet şu CD'yi bana sarar mısınız?" Kız CD'yi aldı, içeri gitti. Az sonra paket edilmiş geri geldi. Aldı paketi, çıktı dükkandan, evine döndü, açmadan dolabına attı.
Ertesi sabah gene gitti aynı dükkana. Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı aldı eve getirdi, attı paketi dolaba, gene açmadan. Günler hep alınıp sarılan CD'lerle geçti. Kıza açılmayı bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda. Annesi "Git konuş oğlum, ne var bunda" dedi. Ertesi sabah bütün cesaretini topladı. Erkenden dükkana gitti. Bir CD seçti. Kız gülerek aldı plağı. Arkaya gitti, paketlemeye. Kız içerdeyken bir kağıda "Sizinle bir gece çıkabilir miyiz" diye yazdı, altına telefon numarasını ekledi, notu kasanın yanına koydu gizlice. Sonra paketini alıp kaçtı gene dükkandan.
İki gün sonra evin telefonu çaldı. Anne açtı telefonu. CD Dükkanındaki tezgahtar kızdı arayan. Delikanlıyı istedi. Notunu yeni bulmuş da. Anne ağlıyordu. "Duymadınız mı" dedi. " Dün kaybettik oğlumu.."
Cenazeden bir kaç gün sonra, anne oğlunun odasına girebildi sonunda. Ortalığa çekidüzen vermeliydi. Dolabı açtı. Ortaya atılmış bir yığın açılmamış paket paket gördü. Paketleri aldı, oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesi açtı. İçinde bir CD vardı, bir de minik not. "Merhaba.. Sizi öyle tatlı buldum ki. Daha yakından tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı. Sevgilerle..!" Anne bir paket daha açtı. Ondanda bir CD ve bir not vardı. "Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi beni bu gece davet edin, artık. Sevgilerle.." Unutmayın. Düşündüğünüz şeyi mutlaka söyleyin. Birini seviyorsanız, söyleyin ona. İçinizdekini söylemekten korkmayın. Birisi hakkında ne hissediyorsanız söyleyin ona. Ve
hemen söyleyin. Hemen. Çünkü, doğru zamanı bekler ve "İşte şimdi tam zamanı" derseniz, bir bakarsınız çok geç olmuş. Gününüze sahip olunki, pişmanlıklar yaşamayasınız. Hepsinden
önemlisi, dostlarınıza, sevdiklerinize, ailenize hep yakın olun. Çünkü bugünkü insan olmanızı onlar sağladı, sizi onlar şekillendirdiler. "Seni seviyorum" demekten sakın, ama sakın
çekinmeyin, utanmayın, Korkmayın! Yaşamayı yaşanmayı değer yapan şey sevgidir...
:rose:ALINTI:rose: