1972 yılında başladığı profesyonel yaşamını yıllardır aynı kalitede devam ettiren isimlerden biri olan İpekçi, yurtiçinde ve yurtdışında özellikle Anadolu’yu temel alan tasarımlarıyla dikkat çekiyor.
Cemil İpekçi Türkiye’de “modacı” denince akla ilk gelen isimlerden biri... 1972 yılında başladığı profesyonel yaşamını yıllardır aynı kalitede devam ettiren isimlerden biri olan İpekçi, yurtiçinde ve yurtdışında özellikle Anadolu’yu temel alan tasarımlarıyla dikkat çekmiştir.
İpekçi, kendi “moda” anlayışını; “Çağdaş dünya yanlızca modada değil, sanatın bütün kollarında kişiyi körleştiren bir dünya, zamanla yarışılan az zamanda çok iş peşinde koşulan ve renklere, çizgilere ticari kaygılarla bakılan, gitgide işlevsel olmaya zorlanan bu dünya tarihiyle güzel ve anlamlı. Hele Anadolu!...
O kadar çok uygarlıkla çarpışmış ve onlarla enginleşmiş ki, öyle dipsiz ve ulaşılmaz bir kuyu ki ondan vazgeçmek delilik!... Örtünmeyi, resimden, şiirden, bir Bizans penceresinden, eski İstanbul evlerindeki perfojelerden farklı görmüyorum. Sanat esinlerle, anılarla yüklüdür. Eğer podyumlarda otantik bir rüzgar estiriyorsam, onun yönünü, yerini ve gücünü doğru saptamak gerektiğine inanıyorum.
Doğu bir masal kadar güzeldir ve benim yapmaya çalıştığım, bu masalı dinletebilmek için onu çağdaş sözcüklere dökmektir... Benim sözcüklerim kumaştır, renktir, çizgidir... Giysilerimle kendimi ifade ediş şeklim, geçmişten günümüze kurmaya çalıştığım gerçek temelli ve zarif bir köprüdür” şeklinde ifade eder.
Her şeyden önce gerçek bir İstanbul aşığı olan Cemil İpekçi bakın kendi İstanbul’unu nasıl anlatıyor...
1. İstanbul denince aklıma ilk olarak erguvan ağacı gelir.
2. Bence İstanbul’un en önemli özelliği gizemidir.
3. İstanbul’un en sevdiğim semti Cihangir’dir.
4. İstanbul’un simgesi Galata Köprüsü’dür.
5. İstanbul’a gelindiğinde mutlaka yapılması gereken ilk üç şey: Ada vapurunda çay eşliğinde simit yemek, balık pazarında yer alan meyhanelerden birinde rakı içmek ve mısır çarşına gitmek...
6. İstanbul’a geldiğinizde Galata’yı görmeden gitmeyin.
7. Yurtdışındaki arkadaşlarıma armağan etmek için yazmayı tercih ederim.
8. İstanbul’un rengi bence erguvan rengidir.
9. İstanbul’u bir insan olarak tasvir etmem gerekse şuh bir kadın olduğunu söylerdim.
10. Boğaziçi denince aklıma ayrılık gelir.
11. En güzel İstanbul manzarası Setüstü’nden izlenebilir.
12. İstanbul’dan uzak kalınca en çok özlediklediğim şeyler palamut balığı ve Beyoğlu’dur.
13. Beyoğlu denince aklıma ilk gelen Balıkpazarı olur.
14. Sultanahmet denince aklıma ilk gelen Sultanahmet Meydanı olur.
15. Yaz aylarında İstanbul’un en sevdiğim yönü, dolaşılabilmesidir.
16. Kış aylarında İstanbul’un en sevdiğim yönü, şehrin tenha olmasıdır.
17. Hafta sonu kaçamağı için İstanbul yakınlarında tercih ettiğim yer Şile’dir.
18. İstanbul’da alışveriş için Kapalıçarşı ve Tahtakale’yi tercih ederim.
19. İstanbul’da en sevdiğim restoran Nevizade’de yer alan İmroz’dur.
20. En sevdiğim mutfak Türk mutfağıdır.
21. En sevdiğim yemek etli yaprak sarmadır.
22. İstanbul’da gece dışarı çıktığımda Ortaköy kahvelerini tercih ederim.
Cemil İpekçi Türkiye’de “modacı” denince akla ilk gelen isimlerden biri... 1972 yılında başladığı profesyonel yaşamını yıllardır aynı kalitede devam ettiren isimlerden biri olan İpekçi, yurtiçinde ve yurtdışında özellikle Anadolu’yu temel alan tasarımlarıyla dikkat çekmiştir.
İpekçi, kendi “moda” anlayışını; “Çağdaş dünya yanlızca modada değil, sanatın bütün kollarında kişiyi körleştiren bir dünya, zamanla yarışılan az zamanda çok iş peşinde koşulan ve renklere, çizgilere ticari kaygılarla bakılan, gitgide işlevsel olmaya zorlanan bu dünya tarihiyle güzel ve anlamlı. Hele Anadolu!...
O kadar çok uygarlıkla çarpışmış ve onlarla enginleşmiş ki, öyle dipsiz ve ulaşılmaz bir kuyu ki ondan vazgeçmek delilik!... Örtünmeyi, resimden, şiirden, bir Bizans penceresinden, eski İstanbul evlerindeki perfojelerden farklı görmüyorum. Sanat esinlerle, anılarla yüklüdür. Eğer podyumlarda otantik bir rüzgar estiriyorsam, onun yönünü, yerini ve gücünü doğru saptamak gerektiğine inanıyorum.
Doğu bir masal kadar güzeldir ve benim yapmaya çalıştığım, bu masalı dinletebilmek için onu çağdaş sözcüklere dökmektir... Benim sözcüklerim kumaştır, renktir, çizgidir... Giysilerimle kendimi ifade ediş şeklim, geçmişten günümüze kurmaya çalıştığım gerçek temelli ve zarif bir köprüdür” şeklinde ifade eder.
Her şeyden önce gerçek bir İstanbul aşığı olan Cemil İpekçi bakın kendi İstanbul’unu nasıl anlatıyor...
1. İstanbul denince aklıma ilk olarak erguvan ağacı gelir.
2. Bence İstanbul’un en önemli özelliği gizemidir.
3. İstanbul’un en sevdiğim semti Cihangir’dir.
4. İstanbul’un simgesi Galata Köprüsü’dür.
5. İstanbul’a gelindiğinde mutlaka yapılması gereken ilk üç şey: Ada vapurunda çay eşliğinde simit yemek, balık pazarında yer alan meyhanelerden birinde rakı içmek ve mısır çarşına gitmek...
6. İstanbul’a geldiğinizde Galata’yı görmeden gitmeyin.
7. Yurtdışındaki arkadaşlarıma armağan etmek için yazmayı tercih ederim.
8. İstanbul’un rengi bence erguvan rengidir.
9. İstanbul’u bir insan olarak tasvir etmem gerekse şuh bir kadın olduğunu söylerdim.
10. Boğaziçi denince aklıma ayrılık gelir.
11. En güzel İstanbul manzarası Setüstü’nden izlenebilir.
12. İstanbul’dan uzak kalınca en çok özlediklediğim şeyler palamut balığı ve Beyoğlu’dur.
13. Beyoğlu denince aklıma ilk gelen Balıkpazarı olur.
14. Sultanahmet denince aklıma ilk gelen Sultanahmet Meydanı olur.
15. Yaz aylarında İstanbul’un en sevdiğim yönü, dolaşılabilmesidir.
16. Kış aylarında İstanbul’un en sevdiğim yönü, şehrin tenha olmasıdır.
17. Hafta sonu kaçamağı için İstanbul yakınlarında tercih ettiğim yer Şile’dir.
18. İstanbul’da alışveriş için Kapalıçarşı ve Tahtakale’yi tercih ederim.
19. İstanbul’da en sevdiğim restoran Nevizade’de yer alan İmroz’dur.
20. En sevdiğim mutfak Türk mutfağıdır.
21. En sevdiğim yemek etli yaprak sarmadır.
22. İstanbul’da gece dışarı çıktığımda Ortaköy kahvelerini tercih ederim.
