Bu yazımı çocuklarını olağanüstü fedakârlıklarla büyütmeye çabalayan, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, kendisinden çok yavrusunun iyiliğini düşünen tüm anne ve babalar için yazıyorum. Bir evladın ne kadar zor yetiştirildiğini hepimiz biliyoruz. Ona adeta gözünüzün içi gibi bakıyorsunuz. Her istediğini yapmaya, onu bu dünyada sürekli mutlu etmeye çabalıyorsunuz. En güzel okullarda okusun, en güzel mevkilere gelsin istiyorsunuz. Bunun için deliler gibi çalışıyor, okul parası biriktiriyorsunuz. Onun yüzündeki bir gülücük sizin için her şeye bedel oluyor. Peki ya bu yüz dünyada gülüp sonsuz ahiret hayatında solacaksa, ya bu gözler dünyada gülerken ahirette sonsuza kadar hüzünle ve pişmanlıkla dolacaksa
Çocuğunuzun dünya hayatını bu kadar düşünürken ahiret hayatını neden hiç düşünmüyorsunuz? Oysa o çocuk burada birkaç on yıl kaldıktan sonra yaşlanıp ölecek ve sonsuz ahiret hayatına kavuşacak. Ve siz onu dünyada Allah sevgisiyle, Kuran ahlakıyla yetiştirmediğiniz için Allahın huzuruna bomboş bir hayat sürmüş bir şekilde gelecek. Ve inanın orada en iyi koleji bitirmesinin, çok iyi bir kariyer yapmasının, çok iyi bir evlilik yapıp güzel çocuklar yetiştirmesinin hiç ama hiç anlamı olmayacak. Çocuğunuz orada aslında gerçek hayatının şimdi başlayacağını ve tüm hayatını Allahtan habersiz bir şekilde geçirdiği için sonsuz bir azapla karşılaşacağını anlayacak. Allah hayatı boyunca kendisini unutmasına karşılık onunla hiç konuşmayacak, onunla muhatap bile olmayacak.
Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim ayetlerimizi 'yok sayarak tanımadıkları' gibi, Biz de bugün onları unutacağız. (Araf Suresi, 51)
Dünyada bin bir fedakârlıklarla büyüttüğünüz çocuğunuz cehenneme giren milyarlarca insandan yalnız biri olacak, Allahtan habersiz bir hayat sürdüğü için Allah katında hiç değeri olmayacak. O da orada sonsuza kadar acı içinde, ıstırap ve pişmanlık içinde yaşayacak. Tek bir dostu, tek bir yardımcısı olmayacak. Dünyada bir gülümsemesi için her şeyinizi verdiğiniz evladınızın yüzü bir daha hiç gülmeyecek. Kendisi bu kadar pişmanlık içindeyken cennettekilerin mutluluğunu, huzurunu, neşe içindeki yaşamlarını seyredecek ve ölüp bu ıstırabın bitmesini şiddetle isteyecek.
Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. (Nebe' Suresi, 40)
Belki de bu söylediklerim size çok sert gelebilir ama bunların hepsi gerçek. Siz çocuğunuza hayatı boyunca Allahtan bahsetmiyorsunuz. Çocuk kendini yaratandan tamamen habersiz bir şekilde yaşamaya devam ediyor. Onu Kurandan habersiz yetiştiriyorsunuz, çocuk tek bir ayeti bile bilmeden ölüp gidiyor. Kader nedir, tevekkül nedir, Allah sevgisi nedir bilmiyor. Hayatı boyunca ibadet eden tek bir insan bile görmüyor. Allaha karşı sorumluluklarından tamamen habersiz oluyor. Siz onu dinsiz, Allah sevgisinden uzak, materyalist yetiştirirken çocuğunuzu paraya boğup mutlu etmeye çalışıyorsunuz. Oysa onun ruhunun ancak imanla, Allah sevgisiyle, hidayetle mutlu olacağını göremiyorsunuz. Ancak nefsini eğitirse, hayatını Allah yolunda geçirirse, ömrü boyunca güzel amellerde bulunup ahirete hazırlık yaparsa kurtuluşa ereceğini fark edemiyorsunuz.
Siz bunların hiçbirini yapmazken, Kurandan habersiz bir hayat sürerken, onu dünyevi zevklerle mutlu etmeye çabalarken o cehenneme doğru sürüklenen milyarlarca insandan yalnız biri olmaya hazırlanıyor. Yıllar geçiyor, o yine Allahtan habersiz bir şekilde sonsuz azaba doğru adım adım yaklaşıyor. Çocuğunuz ölüp Alalhın huzuruna gittiğinde ne olacak biliyor musunuz? İşte o zaman şiddetle dünyaya geri dönmek ve hayatını Allah için yaşamak isteyecek, siz de buna şahit olacaksınız ama hiçbir şey yapamayacaksınız, çünkü iş işten geçmiş olacak.
Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz'in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." (En'am Suresi, 27)
Şimdi çok sevdiğiniz çocuğunuzun gözlerine bir bakın, eğer bu gözlerin sonsuza kadar neşe içinde gülmesini, sonsuza kadar mutlu olmasını istiyorsanız çocuğunuzu cennet için yetiştirin. Ona Allah sevgisini öğretin, Kuranla yetiştirin, hayatını Allah yolunda harcayıp şeref dolu bir yaşam sürmesini sağlayın. Onu sürekli sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı için hazırlayın. Gerçek hayatının ahiret olduğunu bilmesini sağlayın. Kalbinde oluşan Allah sevgisiyle, tevekkülle, sabırla, kadere teslimiyetle hem bu dünyada hem ahirette çok ama çok mutlu olacağını bilin. Çocuğunuzu emek emek cennet ehlinden olması için yetiştirin. Emin olun o çocuk böyle davrandığınız için cennette yaşarken sonsuza kadar bu tavrınızdan razı olacaktır. Aksi taktirde çocuğunuzun sadece dünyasını kurtarmak hiçbir işe yaramayacak çocuğunuz hem bu dünyada hem ahirette en mutsuz, en bedbaht insanlar arasında olacaktır
İşte bunların karşılığı, Rablerinden bağışlanma ve içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlerdir. (Böyle) Yapıp-edenlere ne güzel bir karşılık (ecir var). (Ali İmran Suresi, 136)