Çocuk 3 yaşından önce okul öncesi eğitim kurumuna gönderilmemeli
Çalışan ebeveynlerin çocuklarını erken yaşta okula göndermesi beraberinde bazı sıkıntıları da getiriyor. Bursa Özel Bahar Hastanesi doktorlarından Uzman Psikolog Vildan Kavak, çocuk gelişiminde önemli olan okul öncesi eğitim için en erken yaşın 3-4 olduğu
Eğitimin doğumla başlayıp hayat boyu devam eden bir süreç olduğuna dikkat çeken Vildan Kavak, "Hayat boyu devam edecek öğrenmenin temelleri ilk altı yaşta atılır. Bu dönemde çocuklara iyi eğitim verilmesi ve olumlu çevre şartlarının sunulması çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimini desteklemede çok önemli rol oynar." dedi.
Gelişmekte olan Türkiye'de sanayileşmenin paralelinde, çalışan anne sayısının artışı, şehir yaşamının sıkışık düzeni ve oyun alanları azlığının okul öncesi eğitimin önemini daha da arttırdığına işaret eden Psikolog Kavak, "Ancak okul öncesi eğitim kurumlarını, çalışan annelerin çocuklarını bıraktıkları yer, ya da öğretim yapan bir okul olarak görmek yanlıştır. Okul öncesi eğitimin amacı çocuğun doğuştan getirdiği potansiyeli en üst düzeye çıkarmaktır." şeklinde konuştu.
Okul öncesi eğitiminin çocuğa en iyi örgütlenmiş oyun ortamını sağladığına dikkat çeken Kavak, şunları söyledi: "Çocuk, bu ortamda kendine bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim olanağı bulur. Toplu yaşam kurallarına uymayı öğrenir. İşbirliği yapma alışkanlığı kazanır. Yardımlaşma duygusunu geliştirir. Kendi hakkını korurken, başkalarının hakkını da gözetmeyi öğrenir. Anne babasından ayrı kalmaya alışır. Korunaklı bir ortamda özgür davranma olanağı bularak toplumsal kuralları öğrenir."
Okul öncesi eğitim kurumlarının özgür ve uyarıcı ortamının aynı zamanda çocuklarda zihin gelişimini hızlandırdığını anlatan Vildan Kavak, şöyle konuştu: "Bu kurumlarda renk, sayı ve kavramlar, çocuğun düşüncesine uygun bir biçimde somuta indirgenerek verilir. Anlatım güçleri artar, dil dağarcığı zenginleşir. Parmak boya ve resim faaliyeti, çeşitli dramatik oyunlar, çocuğun eğitim ve gelişimine olanak tanımakla kalmaz, aynı zamanda onun fiziksel enerjisinin boşalmasını ve sıkıntısını atmasını sağlar."
Vildan Kavak, okul öncesi eğitim kurumlarının oyunlar ile çocukların iç dünyasını yansıtma fırsatı sunduğunu, bunun da, çocuğun rahatlamasını sağlarken, öğretmene de çocuğun kişilik özellikleri ya da varsa sorunları hakkında ipucu verdiğini bildirdi. Bu bakımda okul öncesi kurumların ruhsal sorunların erken tanınıp, çözümlenmesi için en uygun gözlem yerleri olduğuna dikkat çeken Kavak, "Okul öncesi eğitim için hazır olma yaşı en uygun 3-4 yaştır. 3 yaşından önce çocuğun evden kopması da yaşıtlarıyla ilişki kurması da güçtür. Bu nedenle çok zorunlu olmadıkça 3 yaşından önce okul öncesi eğitim kurumuna vermemek uygun olur." diye konuştu.
İlkokula başlayacak her çocuğun bazı temel becerileri kazanmış olmasının şart olduğuna dikkat çeken Kavak, sözlerini şöyle tamamladı: "Okul öncesi eğitim bu becerilerin kazanılmasında önemli bir rol oynar. Kişiliğin temelinin atıldığı kritik bir dönem olarak adlandırılan okul öncesi yıllarda verilen eğitimin tüm eğitim kademelerini ve yaşamı etkilediği düşünüldüğünde bu dönemde verilen eğitimin önemi bir kat daha artmaktadır."
Zaman
Çalışan ebeveynlerin çocuklarını erken yaşta okula göndermesi beraberinde bazı sıkıntıları da getiriyor. Bursa Özel Bahar Hastanesi doktorlarından Uzman Psikolog Vildan Kavak, çocuk gelişiminde önemli olan okul öncesi eğitim için en erken yaşın 3-4 olduğu
Eğitimin doğumla başlayıp hayat boyu devam eden bir süreç olduğuna dikkat çeken Vildan Kavak, "Hayat boyu devam edecek öğrenmenin temelleri ilk altı yaşta atılır. Bu dönemde çocuklara iyi eğitim verilmesi ve olumlu çevre şartlarının sunulması çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimini desteklemede çok önemli rol oynar." dedi.
Gelişmekte olan Türkiye'de sanayileşmenin paralelinde, çalışan anne sayısının artışı, şehir yaşamının sıkışık düzeni ve oyun alanları azlığının okul öncesi eğitimin önemini daha da arttırdığına işaret eden Psikolog Kavak, "Ancak okul öncesi eğitim kurumlarını, çalışan annelerin çocuklarını bıraktıkları yer, ya da öğretim yapan bir okul olarak görmek yanlıştır. Okul öncesi eğitimin amacı çocuğun doğuştan getirdiği potansiyeli en üst düzeye çıkarmaktır." şeklinde konuştu.
Okul öncesi eğitiminin çocuğa en iyi örgütlenmiş oyun ortamını sağladığına dikkat çeken Kavak, şunları söyledi: "Çocuk, bu ortamda kendine bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim olanağı bulur. Toplu yaşam kurallarına uymayı öğrenir. İşbirliği yapma alışkanlığı kazanır. Yardımlaşma duygusunu geliştirir. Kendi hakkını korurken, başkalarının hakkını da gözetmeyi öğrenir. Anne babasından ayrı kalmaya alışır. Korunaklı bir ortamda özgür davranma olanağı bularak toplumsal kuralları öğrenir."
Okul öncesi eğitim kurumlarının özgür ve uyarıcı ortamının aynı zamanda çocuklarda zihin gelişimini hızlandırdığını anlatan Vildan Kavak, şöyle konuştu: "Bu kurumlarda renk, sayı ve kavramlar, çocuğun düşüncesine uygun bir biçimde somuta indirgenerek verilir. Anlatım güçleri artar, dil dağarcığı zenginleşir. Parmak boya ve resim faaliyeti, çeşitli dramatik oyunlar, çocuğun eğitim ve gelişimine olanak tanımakla kalmaz, aynı zamanda onun fiziksel enerjisinin boşalmasını ve sıkıntısını atmasını sağlar."
Vildan Kavak, okul öncesi eğitim kurumlarının oyunlar ile çocukların iç dünyasını yansıtma fırsatı sunduğunu, bunun da, çocuğun rahatlamasını sağlarken, öğretmene de çocuğun kişilik özellikleri ya da varsa sorunları hakkında ipucu verdiğini bildirdi. Bu bakımda okul öncesi kurumların ruhsal sorunların erken tanınıp, çözümlenmesi için en uygun gözlem yerleri olduğuna dikkat çeken Kavak, "Okul öncesi eğitim için hazır olma yaşı en uygun 3-4 yaştır. 3 yaşından önce çocuğun evden kopması da yaşıtlarıyla ilişki kurması da güçtür. Bu nedenle çok zorunlu olmadıkça 3 yaşından önce okul öncesi eğitim kurumuna vermemek uygun olur." diye konuştu.
İlkokula başlayacak her çocuğun bazı temel becerileri kazanmış olmasının şart olduğuna dikkat çeken Kavak, sözlerini şöyle tamamladı: "Okul öncesi eğitim bu becerilerin kazanılmasında önemli bir rol oynar. Kişiliğin temelinin atıldığı kritik bir dönem olarak adlandırılan okul öncesi yıllarda verilen eğitimin tüm eğitim kademelerini ve yaşamı etkilediği düşünüldüğünde bu dönemde verilen eğitimin önemi bir kat daha artmaktadır."
Zaman