Çocuk GelİŞİmİnde Anaokulu EĞİtİmİnİn Önemİ
Eğitimin hedefi etkin birey, etkin vatandaş yetiştirmektir. Eğitim sürecinde çocuğun, kendi bireyselliği korunurken toplumla bir bütün hâlinde ve toplumun gelişmesine faydalı sorumlu vatandaş olması da gerçekleştirilmelidir. Bu ise ancak temel bilgi, beceri, alışkanlıkların kazanıldığı okul öncesi yıllarından başlayarak çocukların öğrenme yaşantılarının kalitelerini arttırma yönünde gösterilecek dikkatli çabalarla mümkün olabilir. Bu nedenle okul öncesi yaşlarından itibaren çocukların büyüme, gelişme ve öğrenme ortamlarını nitelikli hâle getirmek gerekmektedir. Okul öncesi eğitim programı, yenilikçi, yaratıcı, kendi problemlerini çözebilecek kadar güçlü, olayları yaratıcı bir şekilde değerlendirebilen, kendilerinin ve diğer kültürlerin değer yargılarını ve anlayışlarını yorumlayabilen ve bütün bu özelliklerini insanlık adına kullanabilen bireylerin yetişmesine temel oluşturmalıdır. Okul öncesi eğitimin toplumsal gereksinimlerin karşılanmasında çok önemli bir sorumluluğu olduğu bilinmektedir. Toplumsal değişimi ve gelişimi yaratacak bireylerin yetiştirilmesinde üstlendiği sorumluluğun ciddiyeti nedeniyle okul öncesi eğitimin kalite boyutunda yaygınlaştırılması konusunda aşağıda belirtilen hususlara dikkat çekilmelidir:
Çocukların nasıl daha kolay ve etkin öğrenebileceklerine ilişkin sorular, çocukların ve öğretmenlerin öğrenme ve öğretim sürecindeki rollerinde değişimlere / reformlara temel oluşturmuştur. Çocukların kendi öğrenme gereksinimlerinin farkında olması ve bu gereksinimlerine uygun düşen olanaklarla eğitilmesi gerçeği, gelişimsel eğitim programlarının oluşturulmasının hareket noktasını ve dayanaklarını oluşturmaktadır. Etkili ve başarılı programlar sadece öğretmenlerinin anlattıklarını ya da gösterdiklerini ezberleme ve tekrarlama yeteneklerini geliştirmeyi değil, problem çözme, eleştirel düşünme, akıl yürütme ve yaratıcılık yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olabilen yöntemlerin kullanıldığı programlardır. Etkili programlarda öğrenme, gelişime uygun uygulama ve yaklaşımlar kullanan, zengin ve anlamlı bir içeriğe sahip etkileşim sürecidir. Öğrenme, eğlenceli ve ilgi çekici bir uğraş olmak ve uygulamaya dayalı deneyimleri içermek durumundadır. Çocukların tecrübelerinden kaynaklanan öğrenimler desteklenmelidir. Çocukların planlama sürecine dahil olması öğrenme sorumluluğunu ve ilgisini arttıracaktır. Programın özel gereksinimlere adapte olabilmesi için, yeterince esnek olması da gerekmektedir. Program, çocuklara bir şeyler öğretirken ve onlarla iletişim kurarken öğretmenin karar vermesinde yardımcı olacak kadar spesifik olmalıdır. Program, çeşitlilik konusunda da esnek olmalıdır. Herkes için uygun olan evrensel bir programın varlığından bahsedilemez. Bu nedenle toplumlar kendilerine özgü programlarını, evrensel değerlere sahip çıkarak geliştirme zorundadırlar. Hatta bir ülkenin dört bir yanındaki tüm çocukların ve ailelerin gereksinimlerini karşılayabilecek tek bir program da başarılı olamaz. Çocukların deneyimlerinde, olgunlaşma hızlarında, ilgi alanlarında, gereksinimlerinde, öğrenme şekillerinde ve aile yapılarında büyük farklılıklar vardır. İyi planlanmış bir program, bu farklılıkları göz önünde bulundurarak bunları hedeflerine yansıtmayı başarabilen programlardır. Bu açıdan bakıldığında gereksinimlerin belirlenmesi ve programa yerleştirilmesinin çok önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekir. Programı, hem hazırlama ve planlama, hem de uygulama ve değerlendirme süreçlerinde çocuk gelişimi bilgisini gerektirir. Çocuk gelişimini bilmek ise çocuğu tanımak anlamına gelir. Eğitim programının çocuğun kendisinden doğması temel gerekliliktir. Çocukların öğrenmesinde seçilen yöntemlerin çok önemli olduğu aşikârdır. Ancak, bu yöntemlerin çocuğa uygunluğu daha da önemlidir. Çocukların kendi hızlarında ve kendi öğrenme gereksinimleri doğrultusunda ilerlemeleri sağlanmalıdır. Çocuklar kendilerine uygun düşen koşullarda her şeyi öğrenebilirler. Çocukların kendilerini ifade etmelerine yardım edecek bir sınıf ortamı düzenleyerek, çocukların gerçek katılımları sağlanmalıdır. Çocukların ilgilerinin farkına varmak ve ilgilerinin öğrenme için en uygun başlangıç olduğunu kabul etmek gerekir. Program, Ne yapacağım? Niçin yapacağım? Nasıl yapacağım? sorularının cevapları üzerine yapılandırılır. Çocukların da planlamaların içinde kararların bir parçası olmaları sağlanmalıdır. Çocukların ilgilerine göre istedikleri aktiviteleri seçmeleri, kişisel kararlarını dile getirmeleri için basit fakat çok anlamlı bir deneyimdir. Çocuklar önerilerde bulunabilirler. Çocuklar kendi kararlarının etkilerinin sonuçlarını görmekle ve bunları başkalarıyla paylaşmakla öz saygı ve inisiyatif geliştirirler.
alıntı
Eğitimin hedefi etkin birey, etkin vatandaş yetiştirmektir. Eğitim sürecinde çocuğun, kendi bireyselliği korunurken toplumla bir bütün hâlinde ve toplumun gelişmesine faydalı sorumlu vatandaş olması da gerçekleştirilmelidir. Bu ise ancak temel bilgi, beceri, alışkanlıkların kazanıldığı okul öncesi yıllarından başlayarak çocukların öğrenme yaşantılarının kalitelerini arttırma yönünde gösterilecek dikkatli çabalarla mümkün olabilir. Bu nedenle okul öncesi yaşlarından itibaren çocukların büyüme, gelişme ve öğrenme ortamlarını nitelikli hâle getirmek gerekmektedir. Okul öncesi eğitim programı, yenilikçi, yaratıcı, kendi problemlerini çözebilecek kadar güçlü, olayları yaratıcı bir şekilde değerlendirebilen, kendilerinin ve diğer kültürlerin değer yargılarını ve anlayışlarını yorumlayabilen ve bütün bu özelliklerini insanlık adına kullanabilen bireylerin yetişmesine temel oluşturmalıdır. Okul öncesi eğitimin toplumsal gereksinimlerin karşılanmasında çok önemli bir sorumluluğu olduğu bilinmektedir. Toplumsal değişimi ve gelişimi yaratacak bireylerin yetiştirilmesinde üstlendiği sorumluluğun ciddiyeti nedeniyle okul öncesi eğitimin kalite boyutunda yaygınlaştırılması konusunda aşağıda belirtilen hususlara dikkat çekilmelidir:
Çocukların nasıl daha kolay ve etkin öğrenebileceklerine ilişkin sorular, çocukların ve öğretmenlerin öğrenme ve öğretim sürecindeki rollerinde değişimlere / reformlara temel oluşturmuştur. Çocukların kendi öğrenme gereksinimlerinin farkında olması ve bu gereksinimlerine uygun düşen olanaklarla eğitilmesi gerçeği, gelişimsel eğitim programlarının oluşturulmasının hareket noktasını ve dayanaklarını oluşturmaktadır. Etkili ve başarılı programlar sadece öğretmenlerinin anlattıklarını ya da gösterdiklerini ezberleme ve tekrarlama yeteneklerini geliştirmeyi değil, problem çözme, eleştirel düşünme, akıl yürütme ve yaratıcılık yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olabilen yöntemlerin kullanıldığı programlardır. Etkili programlarda öğrenme, gelişime uygun uygulama ve yaklaşımlar kullanan, zengin ve anlamlı bir içeriğe sahip etkileşim sürecidir. Öğrenme, eğlenceli ve ilgi çekici bir uğraş olmak ve uygulamaya dayalı deneyimleri içermek durumundadır. Çocukların tecrübelerinden kaynaklanan öğrenimler desteklenmelidir. Çocukların planlama sürecine dahil olması öğrenme sorumluluğunu ve ilgisini arttıracaktır. Programın özel gereksinimlere adapte olabilmesi için, yeterince esnek olması da gerekmektedir. Program, çocuklara bir şeyler öğretirken ve onlarla iletişim kurarken öğretmenin karar vermesinde yardımcı olacak kadar spesifik olmalıdır. Program, çeşitlilik konusunda da esnek olmalıdır. Herkes için uygun olan evrensel bir programın varlığından bahsedilemez. Bu nedenle toplumlar kendilerine özgü programlarını, evrensel değerlere sahip çıkarak geliştirme zorundadırlar. Hatta bir ülkenin dört bir yanındaki tüm çocukların ve ailelerin gereksinimlerini karşılayabilecek tek bir program da başarılı olamaz. Çocukların deneyimlerinde, olgunlaşma hızlarında, ilgi alanlarında, gereksinimlerinde, öğrenme şekillerinde ve aile yapılarında büyük farklılıklar vardır. İyi planlanmış bir program, bu farklılıkları göz önünde bulundurarak bunları hedeflerine yansıtmayı başarabilen programlardır. Bu açıdan bakıldığında gereksinimlerin belirlenmesi ve programa yerleştirilmesinin çok önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekir. Programı, hem hazırlama ve planlama, hem de uygulama ve değerlendirme süreçlerinde çocuk gelişimi bilgisini gerektirir. Çocuk gelişimini bilmek ise çocuğu tanımak anlamına gelir. Eğitim programının çocuğun kendisinden doğması temel gerekliliktir. Çocukların öğrenmesinde seçilen yöntemlerin çok önemli olduğu aşikârdır. Ancak, bu yöntemlerin çocuğa uygunluğu daha da önemlidir. Çocukların kendi hızlarında ve kendi öğrenme gereksinimleri doğrultusunda ilerlemeleri sağlanmalıdır. Çocuklar kendilerine uygun düşen koşullarda her şeyi öğrenebilirler. Çocukların kendilerini ifade etmelerine yardım edecek bir sınıf ortamı düzenleyerek, çocukların gerçek katılımları sağlanmalıdır. Çocukların ilgilerinin farkına varmak ve ilgilerinin öğrenme için en uygun başlangıç olduğunu kabul etmek gerekir. Program, Ne yapacağım? Niçin yapacağım? Nasıl yapacağım? sorularının cevapları üzerine yapılandırılır. Çocukların da planlamaların içinde kararların bir parçası olmaları sağlanmalıdır. Çocukların ilgilerine göre istedikleri aktiviteleri seçmeleri, kişisel kararlarını dile getirmeleri için basit fakat çok anlamlı bir deneyimdir. Çocuklar önerilerde bulunabilirler. Çocuklar kendi kararlarının etkilerinin sonuçlarını görmekle ve bunları başkalarıyla paylaşmakla öz saygı ve inisiyatif geliştirirler.
alıntı