Çocuklarda işitme kaybı
Ülkemizde doğumsal işitme kayıpları yüzde 0,1-0,3 oranında görülüyor. Özellikle de akraba evlilikleri, çocuklarda orta ve ileri derecede işitme kaybı bulunan çocukların doğma riskini artırıyor...
nternational Hospital'dan Uzman Odyolog Sevtap Babayiğit, işitme kaybı olan çocukların tespit edilmesi amacıyla devletin yenidoğanlara "işitme tarama testi"nin yapılmasını zorunlu tuttuğunu söylüyor. İşitme cihazları ve özel işitsel eğitim ile özürlü doğan çocukları özürsüz hale getirmeyi amaçladıklarını belirten Babayiğit, "Aileler çocukları işitme kaybı ile doğdu diye üzülmesinler. İşitme taramaları ve erken teşhis ile çok şeyler başarılabiliyor" diye konuştu.
İşitme taraması günümüzde özel, üniversite ve devlet hastanelerinde her yenidoğan bebeğe zorunlu olarak yapılıyor. Tıpkı görme kusurlarında olduğu gibi işitme kaybının da dereceleri olduğunu belirten Sevtap Babayiğit, "Nasıl gözde görme kusuru varsa, işitmede de kayıpları birtakım tetkikler uygulayarak derecelendiriyoruz" dedi.
Acıbadem Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Levent Erişen ise, doğumsal olan işitme kayıplarının büyük bir bölümünün iç kulak tipi yani duysal ve sinirsel tip işitme kaybı olduğundan, ameliyat koklear implant ameliyatı hariç veya ilaçla tedavilerinin mümkün olmadığını söyledi.
İşitme kaybı bebek üç aylıkken saptanmalı
İşitme kaybının bebeklerde yaşamın ilk üç ayı içinde tanınması gerektiğini ve bebek altı aylıkken tedaviye başlanmasını öneren Prof. Dr. Erişen, şöyle konuştu: "İşitme kayıplarında tedavi işitme cihazı uygulamasının dışında, özel eğitim ve rehabilitasyon ile sağlanmalıdır. Bazı çocuklarda koklear implant biyonik kulak da uygulanabilir. Ancak sadece işitme cihazı veya koklear implant tedavi için yeterli olmamakta, bunların uygulamasından sonra mutlaka rehabilitasyon da yapılması gerekmektedir."
Çocuğun işitme kaybı derecesine göre işitme cihazlarının fayda oranının değiştiğini belirten Prof. Dr. Erişen, işitme cihazı veya koklear implant uygulamasındaki amacın, çocuğun yüzde 100 duymasından çok, konuşma ve mental gelişimini sağlayacak kadar sesleri duyabilmesini sağlamak olduğuna değindi. Çünkü işitmeyen ve sesleri tanımayan çocuk konuşamazken, bu cihazlar dış ortamdan gelen sesleri yükselterek kulağa yönlendiriyor ve bu olumsuz gelişmeyi engelliyor. Böylece işitme kaybından dolayı çocuğun duyamayacağı şiddetteki sesler çocuğun duyabileceği seviyeye yükseltimiş oluyor.
Çocuk büyüdükçe cihazın değiştirilmesi gerekiyor
Çocuk büyüdükçe işitme cihazının değiştirilmesi gerekebiliyor. Ama bu sık sık gereksinim duyulan bir durum değil. Ancak bu cihazın bir defa takılıp, uzun süre kontrol yapılmayacağı anlamına gelmiyor. İşitme cihazı sık sık değiştirilmese de cihaz kullanan çocuğun, belli aralıklarla kontrol edilerek izlenmesi gerekiyor. Cihazın kulağa oturan kalıbının sıklıkla değiştirilmesi önem taşıyor. İşitme cihazının etkin olabilmesi için bu kalıbın kulağa uygun olması ve çocuk büyüdükçe kulağına uygun olarak, kulak kalıbının da mutlaka değiştirilmesi öneriliyor. Cihaz takıldıktan sonra ve çocuk sesleri duyabilir hale getirildikten sonra mutlaka özel eğitim programları uygulanmasını gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Erişen, şöyle konuştu: "Bu programlar ile, konuşma ve dil gelişimini sağlayacak rehabilitasyonun yapılması lazım. İşitme kaybı olan çocuklarda amaç, konuşma gelişiminden önce işitmenin sağlanması ve çocuğun işitme ve konuşma engelli olmasının önlenmesidir. Bunun için de cihaz takıldıktan sonra tedavinin bittiği sanılmamalı, sonrasında eğitim ve rehabilitasyon mutlaka uygulanmalıdır."
Hafif kayıp bile olumsuz etkiliyor
İşitme kaybı çok hafif, hafif, orta, ileri ve çok ileri derece olarak sınıflandırılıyor. İşitme kaybı, çocukların günlük hayatını olduğu kadar eğitim hayatını olumsuz etkiliyor. Çünkü çocuklarda çok hafif derecede bir kayıp bile öğrenmesini engelliyor. Akraba evliliği sonucunda oluşan işitme kaybının erken teşhisi açısından işitme taraması büyük önem taşıyor. Erken teşhisle işitme kaybında çok şey yapılabileceğini belirten Babayiğit şöyle konuştu: "Bu çocuklarda, uygun işitme aletine ve işitsel eğitime geçiliyor. Bir yıl sonra ve daha erken dönemde koklear implantasyon kulak içine yerleştirilen bir implant ile işitme sinirinin uyarılması uygulanıyor. Basit bir operasyonla implant yerleştiriliyor. Odyoloji uzmanı çocuğun duyduğu mekanik sesin, normal konuşma sesine dönüştürebilmesi amacıyla eğitilmesini sağlıyor. Eğitim zor ve uzun ama sonuçları yüz güldürücü oluyor."
İki kulağa da cihaz takılıyor
Bera testi ile işitme kaybının seviyesi tesbit ediliyor. Çünkü her dereceye özel işitme aleti var. Çok ileri derecede işitme kaybına hafif kayıp için üretilmiş bir alet yetersiz kalabiliyor. Uygun işitme cihazı verilemediğinde zarar da doğabiliyor. Sevtap Babayiğit, her iki kulağa da işitme cihazı takılması gerektiğini belirterek, "Beyin hem sağdan hem soldan olmak üzere iki kanaldan da sesi analiz ediyor. Özellikle çocuklarda çift cihazı öneriyoruz. Bir yaş öncesinde bile işitme cihazına geçebiliyoruz. Çünkü işitme kaybı olan bir çocuğa, ne kadar erken cihaz takılırsa her geçen gün bir kazanç oluyor" diye konuştu.
Yeni işitme cihazları yumuşak ve doğal tonu yakaladı
Yeni cihazların doğal ve yumuşak tonu yakaladığını anlatan Babayiğit, cihaz takıldıktan sonra çocuklara konuşma eğitimi verilmesi gerektiğini söyledi. Çocuklar uzman odyoloğun verdiği bu eğitim sayesinde, konuşmalarındaki bozukluklardan ve harf hatalarından kurtulmaları sağlanıyor. İşitme cihazlarının ömür boyu kullanılması gerekiyor. Kulak arkası tipi cihazların boyutları küçülerek daha sevimli ve hafif hale geldi. Ses kalitesinin iyileşmesi sayesinde de hastalara önemli bir işitme konforu sağlandı. Çocuklar büyüdüklerinde kulak içi işitme cihazları takılabiliyor. Banyo yaparken, denize girerken ve uyurken cihazın çıkarılması gerekiyor. Cep telefonu kullanılmasının işitmeyi bozmadığını belirten Babayiğit, işitmenin bozulmaması amacıyla cihazın bu ayarlamayı otomatik olarak gerçekleştirdiğini söyledi.
Ülkemizde doğumsal işitme kayıpları yüzde 0,1-0,3 oranında görülüyor. Özellikle de akraba evlilikleri, çocuklarda orta ve ileri derecede işitme kaybı bulunan çocukların doğma riskini artırıyor...
nternational Hospital'dan Uzman Odyolog Sevtap Babayiğit, işitme kaybı olan çocukların tespit edilmesi amacıyla devletin yenidoğanlara "işitme tarama testi"nin yapılmasını zorunlu tuttuğunu söylüyor. İşitme cihazları ve özel işitsel eğitim ile özürlü doğan çocukları özürsüz hale getirmeyi amaçladıklarını belirten Babayiğit, "Aileler çocukları işitme kaybı ile doğdu diye üzülmesinler. İşitme taramaları ve erken teşhis ile çok şeyler başarılabiliyor" diye konuştu.
İşitme taraması günümüzde özel, üniversite ve devlet hastanelerinde her yenidoğan bebeğe zorunlu olarak yapılıyor. Tıpkı görme kusurlarında olduğu gibi işitme kaybının da dereceleri olduğunu belirten Sevtap Babayiğit, "Nasıl gözde görme kusuru varsa, işitmede de kayıpları birtakım tetkikler uygulayarak derecelendiriyoruz" dedi.
Acıbadem Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Levent Erişen ise, doğumsal olan işitme kayıplarının büyük bir bölümünün iç kulak tipi yani duysal ve sinirsel tip işitme kaybı olduğundan, ameliyat koklear implant ameliyatı hariç veya ilaçla tedavilerinin mümkün olmadığını söyledi.
İşitme kaybı bebek üç aylıkken saptanmalı
İşitme kaybının bebeklerde yaşamın ilk üç ayı içinde tanınması gerektiğini ve bebek altı aylıkken tedaviye başlanmasını öneren Prof. Dr. Erişen, şöyle konuştu: "İşitme kayıplarında tedavi işitme cihazı uygulamasının dışında, özel eğitim ve rehabilitasyon ile sağlanmalıdır. Bazı çocuklarda koklear implant biyonik kulak da uygulanabilir. Ancak sadece işitme cihazı veya koklear implant tedavi için yeterli olmamakta, bunların uygulamasından sonra mutlaka rehabilitasyon da yapılması gerekmektedir."
Çocuğun işitme kaybı derecesine göre işitme cihazlarının fayda oranının değiştiğini belirten Prof. Dr. Erişen, işitme cihazı veya koklear implant uygulamasındaki amacın, çocuğun yüzde 100 duymasından çok, konuşma ve mental gelişimini sağlayacak kadar sesleri duyabilmesini sağlamak olduğuna değindi. Çünkü işitmeyen ve sesleri tanımayan çocuk konuşamazken, bu cihazlar dış ortamdan gelen sesleri yükselterek kulağa yönlendiriyor ve bu olumsuz gelişmeyi engelliyor. Böylece işitme kaybından dolayı çocuğun duyamayacağı şiddetteki sesler çocuğun duyabileceği seviyeye yükseltimiş oluyor.
Çocuk büyüdükçe cihazın değiştirilmesi gerekiyor
Çocuk büyüdükçe işitme cihazının değiştirilmesi gerekebiliyor. Ama bu sık sık gereksinim duyulan bir durum değil. Ancak bu cihazın bir defa takılıp, uzun süre kontrol yapılmayacağı anlamına gelmiyor. İşitme cihazı sık sık değiştirilmese de cihaz kullanan çocuğun, belli aralıklarla kontrol edilerek izlenmesi gerekiyor. Cihazın kulağa oturan kalıbının sıklıkla değiştirilmesi önem taşıyor. İşitme cihazının etkin olabilmesi için bu kalıbın kulağa uygun olması ve çocuk büyüdükçe kulağına uygun olarak, kulak kalıbının da mutlaka değiştirilmesi öneriliyor. Cihaz takıldıktan sonra ve çocuk sesleri duyabilir hale getirildikten sonra mutlaka özel eğitim programları uygulanmasını gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Erişen, şöyle konuştu: "Bu programlar ile, konuşma ve dil gelişimini sağlayacak rehabilitasyonun yapılması lazım. İşitme kaybı olan çocuklarda amaç, konuşma gelişiminden önce işitmenin sağlanması ve çocuğun işitme ve konuşma engelli olmasının önlenmesidir. Bunun için de cihaz takıldıktan sonra tedavinin bittiği sanılmamalı, sonrasında eğitim ve rehabilitasyon mutlaka uygulanmalıdır."
Hafif kayıp bile olumsuz etkiliyor
İşitme kaybı çok hafif, hafif, orta, ileri ve çok ileri derece olarak sınıflandırılıyor. İşitme kaybı, çocukların günlük hayatını olduğu kadar eğitim hayatını olumsuz etkiliyor. Çünkü çocuklarda çok hafif derecede bir kayıp bile öğrenmesini engelliyor. Akraba evliliği sonucunda oluşan işitme kaybının erken teşhisi açısından işitme taraması büyük önem taşıyor. Erken teşhisle işitme kaybında çok şey yapılabileceğini belirten Babayiğit şöyle konuştu: "Bu çocuklarda, uygun işitme aletine ve işitsel eğitime geçiliyor. Bir yıl sonra ve daha erken dönemde koklear implantasyon kulak içine yerleştirilen bir implant ile işitme sinirinin uyarılması uygulanıyor. Basit bir operasyonla implant yerleştiriliyor. Odyoloji uzmanı çocuğun duyduğu mekanik sesin, normal konuşma sesine dönüştürebilmesi amacıyla eğitilmesini sağlıyor. Eğitim zor ve uzun ama sonuçları yüz güldürücü oluyor."
İki kulağa da cihaz takılıyor
Bera testi ile işitme kaybının seviyesi tesbit ediliyor. Çünkü her dereceye özel işitme aleti var. Çok ileri derecede işitme kaybına hafif kayıp için üretilmiş bir alet yetersiz kalabiliyor. Uygun işitme cihazı verilemediğinde zarar da doğabiliyor. Sevtap Babayiğit, her iki kulağa da işitme cihazı takılması gerektiğini belirterek, "Beyin hem sağdan hem soldan olmak üzere iki kanaldan da sesi analiz ediyor. Özellikle çocuklarda çift cihazı öneriyoruz. Bir yaş öncesinde bile işitme cihazına geçebiliyoruz. Çünkü işitme kaybı olan bir çocuğa, ne kadar erken cihaz takılırsa her geçen gün bir kazanç oluyor" diye konuştu.
Yeni işitme cihazları yumuşak ve doğal tonu yakaladı
Yeni cihazların doğal ve yumuşak tonu yakaladığını anlatan Babayiğit, cihaz takıldıktan sonra çocuklara konuşma eğitimi verilmesi gerektiğini söyledi. Çocuklar uzman odyoloğun verdiği bu eğitim sayesinde, konuşmalarındaki bozukluklardan ve harf hatalarından kurtulmaları sağlanıyor. İşitme cihazlarının ömür boyu kullanılması gerekiyor. Kulak arkası tipi cihazların boyutları küçülerek daha sevimli ve hafif hale geldi. Ses kalitesinin iyileşmesi sayesinde de hastalara önemli bir işitme konforu sağlandı. Çocuklar büyüdüklerinde kulak içi işitme cihazları takılabiliyor. Banyo yaparken, denize girerken ve uyurken cihazın çıkarılması gerekiyor. Cep telefonu kullanılmasının işitmeyi bozmadığını belirten Babayiğit, işitmenin bozulmaması amacıyla cihazın bu ayarlamayı otomatik olarak gerçekleştirdiğini söyledi.