Çocukların hakkında en çok soru sorduğu kavramlar ve temalar nelerdir ? Çocuğun yaşının, soyut kavramları algılama tarzında rolü var mı ?
Çocuğun hangi kavramlar hakkında sorular soracağı, çevresinde hangi kavramları duyduğuna ve karşı karşıya kaldığı olaylara göre farklılık gösterir. Yaşanan bir kaybın ardından çocuğun ölümü merak etmesi ve sorgulaması ya da dinsel bir törende duyduğu Tanrı kavramını anlamlandırmaya çalışması doğaldır. Gelişim aşamalarına paralel olarak, çocukların ilk sorguldıkları şey cinsiyet farklılıklarıdır. Çocuklarda cinsiyet farklılıklarıyla, yani kız ve erkek çocukların vücutlarındaki farklılıklarla ilgili soruları 2. yaşta belirginleşirken; doğum ve cinsellikle ilgili soruları 3. ve 4. yaşlarda başlar. Bu yaşlarda çocuklar,"ben nereden geldim?","nasıl doğdum?"
gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışırlar. 7-8 yaşına kadar çocuk, cinsel ilişki konusunda ayrıntıları anlamaya hazır değildir. 7-8 yaşından itibaren ise, mümkün olduğunca basit ve somut ifadelerle,"babanın vücudundaki küçük bir tohumun,annenin içindeki minik bir yumurtayla birleşerek bir bebeğin gelişimini başlattığı"anlatılabilir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta; çocuğun oluşum yolunun ya da doğumunun idrar ve dışkı yolundan olmadığının ve sindirim sisteminden bağımsız olduğunun net bir biçimde iletilebilmesidir; bu konudaki yanlış anlaşılmalar, çocuklarda iğrenme, kaygı veya korku yaratabilir.
Çocukların merak ettiği ve keşfetmeye çalıştığı bir diğer kavram da Tanrı kavramıdır.Çocuklar genellikle 4 yaşından itibaren Tanrı hakkında fikir yürütmeye başlar.4-7 yaşlar arasındaki çocukların Tanrı imgelemi, kendi gelişim aşamalarına ve zihinsel kapasitelerine uygun olarak somutlaştırma ve insanlaştırma şeklindedir;yani tanrıyı, "gökyüzünde oturan yaşlı ve sakallı bir dede" olarak hayallerinde canlandırırlar.7-10 yaş arasındaki çocuklar ise,Tanrı'nın hala "gökte oturduğunu" düşünmekle birlikte yavaş yavaş ona insanüstü bazı özellikler ve bir yücelik de atfetmeye başlar.10-12 yaşlarından sonra da çocuklar gelişim süreçlerine paralel olarak daha soyut ve kompleks bir yaklaşım kazanırlar ve Tanrı'yı her an her yerde var olan soyut bir kavram olarak algılamaya başlarlar.
Tanrı inancını veya dinsel kavramları çocuğa aktarmak ya da aktarmamak anne ve babanın özel ve subjektif tercihine bağlıdır;bu bizim uzmanlık sınırlarımız içine giren bir konu olamaz.Ancak belki şu noktayı vurgulamak önemli olabilir;eğer çocuğa Tanrı kavramını öğretilmek tercih edilirse; Tanrı'yı; kızan, yargılayan veya cezalandıran bir varlık olarak değil; koruyan, destekleyen, hoşgören, seven ve ödüllendiren bir varlık olarak aktarabilmek önemlidir. Olumlu bir çerçevede tanımlanmış Tanrı kavramı ya da dinsel inanç; çocuğa güven, güç ve destek verebilecek nitelikte olabilir; aynı zamanda da ahlak, erdem, sevgi ve saygı gibi belirli sosyal değer ve normları kazanmasında yardımcı olabilir.
alıntı