Çocuklarına HIV'li kan verilen ailenin dramı
Mahkemenin Adli Tıp'tan çocukla ilgili rapor istediği Şanlıurfalı aile İstanbul'da eziyet çekiyor
Şanlıurfa'da 2 yıl önce çocuğuna HIV'li kan verilen Mehmet Ç, Şanlıurfa'daki mahkemenin Adli Tıp Kurumu'ndan, çocuğun durumuyla ilgili rapor istemesi nedeniyle İstanbul'a geldiklerini belirterek, ''Kalacağımız bir yer olmadığından iki gündür bodrum katındaki bir iş yerinde, çocuk için sağlıklı olmayan bin ortamda yaşıyoruz'' dedi.
Vefa'daki bir iş yerinin bodrum katında AA muhabirine, yaşadığı zorlukları anlatan Baba Mehmet Ç, iki gündür İstanbul'da kaldıklarını, Şanlıurfa'daki mahkemenin kendilerinden İstanbul Adli Tıp kurumundan bir rapor istediğini belirtti.
Mehmet Ç, bugün bütün gün çocuğuyla birlikte Adli Tıp Kurumunda beklediklerini, öğleden sonra çocuğun muayene edildiğini ifade ederek, ''Muayene sonunda bize bir kağıt verildi. Sadece 'muayenesi yapıldı' yazıyor. Ama asıl rapor Adli Tıp Kurumu'ndan Şanlıurfa'daki mahkemeye gönderilecek'' diye konuştu.
Çocuğun tedavisinin de oldukça masraflı olduğunu belirten Baba Mehmet Ç, Adli Tıp Kurumu'ndaki muayene için 240 TL ödediğini belirterek, ilk başta yeşil kartı olduğunu, daha sonra SGK'ya geçtiğini ifade etti.
Baba Mehmet Ç, çocuğuna hastalık bulaştığında HIV hakkında hiçbir bilgilerinin olmadığını, daha sonra bilgilendirildiklerini belirterek, ''Diğer çocuklarımıza da bulaşmasından endişeleniyoruz. Sonuçta aynı evde yaşıyoruz, nasıl koruyabiliriz bilmiyoruz. Ne yapalım, çocuğu atalım mı? Onu diğer kardeşlerinden ayıralım mı? Nerede bakayım, ne yapayım bilmiyorum. Kabını kacağını mı ayıralım? Onu da yapmıyoruz. Sadece kardeşlerine, 'onun ağzından bir şey almayın' diyorum. Zaman zaman onun sakızını alıyorlar '' şeklinde konuştu.
Çocuğun HIV'li olduğu bilgisinin yayılması üzerine oğlunun köyde dışlandığını, ailelerin çocuklarını uzak tutmaya çalıştıklarını anlatan Mehmet Ç, ''Bu çocuk yarın okula gidecek. Ne olacak bunun hali? Şimdi daha çocuk anlamıyor ama büyüyüp aklı erince o dışlanmışlığının farkına daha iyi varacak. Herkes çocuğuna, 'o hasta yaklaşmayın' diyor'' dedi.
Yetkililerin kendileriyle yeterince ilgilenmediğini, muayene için sık sık Ankara'ya gidip gelmek zorunda olduğunu belirten baba Mehmet Ç, ''Yol ve kalacak yer masraflarını karşılayacak gücüm yok. İstanbul'da kalacağımız bir yer olmadığından iki gündür bodrum katındaki bir iş yerinde çocuk için sağlıklı olmayan bir ortamda yaşıyoruz. Bu iş yerinde tuvalet bile yok. O nedenle çocuğu sokağa çıkarıyorum'' dedi.
Baba Mehmet Ç, çocuğunun belirgin bir sağlık şikayetinin olmadığını, aşırı zayıflama gibi bir sorun yaşamadığını, sadece iştahsız olduğunu ve zaman zaman karnının ağrıdığından şikayet ettiğini aktardı.
Baba Mehmet Ç, yaklaşık 3 yıldır zor günler geçirdiklerini, olaydan sonra çocuğuyla ilgilenmekten iş yapamadığını ifade ederek şöyle konuştu:
''İnşaatlarda çalışıyordum ama çocuğun sağlığıyla ilgilenmek, hastaneye getirip götürmek zorunda kalınca işe gidemez oldum. Bu nedenle Sağlık İl Müdürlüğünce mezramıza yakın bir köydeki sağlık ocağında, hizmetli olarak işe başlatıldım. Asgari ücretle çalışıyorum. Valilikçe de evimizin yakınındaki bir alanda bir ev yaptırıldı. Ancak, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla gazetecilerin dışında kimse bizi aramadı.'
Mahkemenin Adli Tıp'tan çocukla ilgili rapor istediği Şanlıurfalı aile İstanbul'da eziyet çekiyor
Şanlıurfa'da 2 yıl önce çocuğuna HIV'li kan verilen Mehmet Ç, Şanlıurfa'daki mahkemenin Adli Tıp Kurumu'ndan, çocuğun durumuyla ilgili rapor istemesi nedeniyle İstanbul'a geldiklerini belirterek, ''Kalacağımız bir yer olmadığından iki gündür bodrum katındaki bir iş yerinde, çocuk için sağlıklı olmayan bin ortamda yaşıyoruz'' dedi.
Vefa'daki bir iş yerinin bodrum katında AA muhabirine, yaşadığı zorlukları anlatan Baba Mehmet Ç, iki gündür İstanbul'da kaldıklarını, Şanlıurfa'daki mahkemenin kendilerinden İstanbul Adli Tıp kurumundan bir rapor istediğini belirtti.
Mehmet Ç, bugün bütün gün çocuğuyla birlikte Adli Tıp Kurumunda beklediklerini, öğleden sonra çocuğun muayene edildiğini ifade ederek, ''Muayene sonunda bize bir kağıt verildi. Sadece 'muayenesi yapıldı' yazıyor. Ama asıl rapor Adli Tıp Kurumu'ndan Şanlıurfa'daki mahkemeye gönderilecek'' diye konuştu.
Çocuğun tedavisinin de oldukça masraflı olduğunu belirten Baba Mehmet Ç, Adli Tıp Kurumu'ndaki muayene için 240 TL ödediğini belirterek, ilk başta yeşil kartı olduğunu, daha sonra SGK'ya geçtiğini ifade etti.
Baba Mehmet Ç, çocuğuna hastalık bulaştığında HIV hakkında hiçbir bilgilerinin olmadığını, daha sonra bilgilendirildiklerini belirterek, ''Diğer çocuklarımıza da bulaşmasından endişeleniyoruz. Sonuçta aynı evde yaşıyoruz, nasıl koruyabiliriz bilmiyoruz. Ne yapalım, çocuğu atalım mı? Onu diğer kardeşlerinden ayıralım mı? Nerede bakayım, ne yapayım bilmiyorum. Kabını kacağını mı ayıralım? Onu da yapmıyoruz. Sadece kardeşlerine, 'onun ağzından bir şey almayın' diyorum. Zaman zaman onun sakızını alıyorlar '' şeklinde konuştu.
Çocuğun HIV'li olduğu bilgisinin yayılması üzerine oğlunun köyde dışlandığını, ailelerin çocuklarını uzak tutmaya çalıştıklarını anlatan Mehmet Ç, ''Bu çocuk yarın okula gidecek. Ne olacak bunun hali? Şimdi daha çocuk anlamıyor ama büyüyüp aklı erince o dışlanmışlığının farkına daha iyi varacak. Herkes çocuğuna, 'o hasta yaklaşmayın' diyor'' dedi.
Yetkililerin kendileriyle yeterince ilgilenmediğini, muayene için sık sık Ankara'ya gidip gelmek zorunda olduğunu belirten baba Mehmet Ç, ''Yol ve kalacak yer masraflarını karşılayacak gücüm yok. İstanbul'da kalacağımız bir yer olmadığından iki gündür bodrum katındaki bir iş yerinde çocuk için sağlıklı olmayan bir ortamda yaşıyoruz. Bu iş yerinde tuvalet bile yok. O nedenle çocuğu sokağa çıkarıyorum'' dedi.
Baba Mehmet Ç, çocuğunun belirgin bir sağlık şikayetinin olmadığını, aşırı zayıflama gibi bir sorun yaşamadığını, sadece iştahsız olduğunu ve zaman zaman karnının ağrıdığından şikayet ettiğini aktardı.
Baba Mehmet Ç, yaklaşık 3 yıldır zor günler geçirdiklerini, olaydan sonra çocuğuyla ilgilenmekten iş yapamadığını ifade ederek şöyle konuştu:
''İnşaatlarda çalışıyordum ama çocuğun sağlığıyla ilgilenmek, hastaneye getirip götürmek zorunda kalınca işe gidemez oldum. Bu nedenle Sağlık İl Müdürlüğünce mezramıza yakın bir köydeki sağlık ocağında, hizmetli olarak işe başlatıldım. Asgari ücretle çalışıyorum. Valilikçe de evimizin yakınındaki bir alanda bir ev yaptırıldı. Ancak, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla gazetecilerin dışında kimse bizi aramadı.'
