Çok güzel bir hikaye

elis

Daimi Üye
Katılım
1 Mayıs 2010
Mesajlar
4.752
Tepki
4.883
Puan
113
Yaş
44
Konum
burdan:)
Cuma namazındaydık Sağ tarafımda yaşlı bir adam, onun sağında ise tek kişilik boş yer vardı
kısa ama çok güzel bir hikaye
Yaşlı adam, farza kalkarken arkaya döndü ve boşluğun gerisinde duran 13 14 yaşlarındaki gence:

Saf'ı doldur evlad, dedi Gel yanıma Çocuk, mahçup bir ifadeyle:

Mümkünse burada kılmak istiyorum, diye kekeledi Oraya başkası geçebilir

Yaşlı adam, çocuğun üzerinde bulunduğu uzun tüylü yeşil halıyı göstererek:

Ne o dedi Yoksa orası daha yumuşak diye mi gelmiyorsun? Ve öfkeyle devam etti: Anne kuzusu ne olacak

Namaz bittiğinde, yaşlı adamın Cuma'sını tebrik ettim Arkadaki genç de gelerek onun elini öptü

Adam, söylediklerine çoktan pişman olmuştu Delikanlının nurlu yanaklarını okşarken:

Sana "anne kuzusu" dediğim için kusura bakma yavrum dediBir anda ağzımdan kaçtı işte

Çocuğun gözleri dolu doluydu Başını yere eğerken: Söylediklerinizde haklısınız efendim, dedi

Üzerinde namaz kılmak için ısrar ettiğim halı, vefat ettiğinde annemin tabutuna örtülmüştü

Orada secdeye kapandığımda, sanki beni kucaklamış gibi oluyor da

bu hikaye bana olaylar karşısında ön yargıda bulunmamamız gerektiğini gösterdisizce



fedakar anne
Bebegimi görebilir miyim?" dedi yeni anne Kucagina yumusak bir bohça verildi ve mutlu anne, bebeginin minik yüzünü görmek için kundagini açti ve saskinliktan adeta nutku tutuldu!Anne ve bebegini seyreden doktor hizla arkasini döndü ve camdan bakmaya basladi Bebegin kulaklari yoktuMuayenelerde, bebegin duyma yetisinin etkilenmedigi, sadece görünüsü bozan bir kulak yoksunlugu oldugu anlasildiAradan yillar geçti, çocuk büyüdü ve okula basladiBir gün okul dönüsü eve ko sarak geldi ve kendisini annesinin kollarina attiHiçkiriyordu Bu onun yasadigi ilk büyük hayal kirikligiydi; Aglayarak "Büyük bir çocuk bana ucube dedi"Küçük çocuk bu kadersizligiyle büyüdü Arkadaslari tarafindan seviliyordu ve oldukça da basarili bir ögrenciydiSinif baskani bile olabilirdi; eger insanlarin arasina karismis olsaydi

Annesi, her zaman ona "Genç insanlarin arasina karismalisin" diyordu, ancak ayni zamanda yüreginde derin bir acima ve sefkat hissediyorduDelikanlinin babasi, aile doktoru ile oglunun sorunu ile ilgili görüstü; "Hiçbir sey yapilamaz mi?" diye sorduDoktor "Eger bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapilabilir" dedi

Böylece genç bir adam için kulaklarini feda edecek birisi aranmaya baslandiIki yil geçti bir gün babasi "Hastaneye gidiyorsun oglum, annen ve ben, sana kulaklarini verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sir" dedi

Operasyon çok basarili geçti Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatinda büyük basarilar elde etti Daha sonra evlendi ve diplomat olduYillar geçmisti, bir gün babasina gidip sordu:
"Bilmek zorundayim, bana bu kadar iyilik yapan kisi kim? Ben o insan için hiçbir sey yapamadim Bir sey yapabilecegimi de sanmiyorum" dedi

Babasi, "fakat anlasma kesin, su anda ögrenemezsin, henüz degil"

Bu derin sir yillar boyunca gizlendi Ancak bir gün açiga cikma zamani geldi Hayatinin en karanlik günlerinden birinde, annesinin cenazesi basinda babasiyla birlikte bekliyorduBabasi yavasça annesinin basina elini uzatti; Kizil kahverengi saçlarini eliyle geriye dogru itti; annesinin kulaklari yoktu

Annen hiçbir zaman saçini kestirmek zorunda kalmadigi için çok mutlu oldu" diye fisildadi babasi "ve hiç kimse, annenin daha az güzel oldugunu düsünmedi degil mi?"

Gerçek güzellik fiziksel görünüse bagli degildir,ancak kalptedir!

Gerçek mutluluk, gördügün seyde degil, asil görünmeyen yerdedir

Gerçek sevgi, yapildigi bilinen seyde degil, yapildigi halde bilinmeyen seydedir
 
OP
elis

elis

Daimi Üye
Katılım
1 Mayıs 2010
Mesajlar
4.752
Tepki
4.883
Puan
113
Yaş
44
Konum
burdan:)
Bir vali veya kadı varmış Bağına gider ve köleden bir salkım üzüm ister köle getirir ama köle daha olgunlaşmamış bir salkım getirmiştir
ikinci üçüncü salkım derken hepsi eşki
vali neden ekşi olan salkım getiriyorsun?? bu kadar zaman bağda çalışıyorsun olgun olani bilmiyormusun?
köle:"efendim, benim görevim bağa bakmak yemek değil"
vali çok şaşırır ve bu boş biri değil der
bir kaç denemeden sonra köleyi çok beğenir ve Allaha dost biri olduğunun farkına varır
çok isteyeni olduğu halde çok sevdiği güzel kızını bu köleye vermesi için ailesine danışır ve köle ile evlendirilmesine karar verirlir
köle ile valini kızı evlenirler ama bir sorun yaşanıyor
Kızın annesi, kıza halin sorar:
"kızım nasılsın hayatından memnun musun?" kız şu cevabı verir:
"çok memnunum anne kocam gider çalışır kazanır, yemeği pişirir ve yedirir bana ama bir aydır bana hiç dokumadı/ayrı yatıyoruz" der
kadın bu haberi kocasına söyler kocası olan vali köleyi/damadını çağırır ve kızının onun helali olduğunu söyler
köle helal olduğunun farkındadır amma
"efendim, siz bir makam sahibisiniz size herkes tarafından hediyeler/hibe mallar geliyor bilmedende olsa eşime haram bir lokma yedirmiş olabilirsiniz, haram lokmanın etkisi gitsin diye 40 gün beklemeyi uygun gördüm"
vali köleye kızını verdiği için bir daha Allaha şükreder

köle ile valinin kızından kim doğdu biliyormusunuz?

Abdulllah bin Mubarek (raha)



BİR BARDAK SU
Anneye ikram edilen bir bardak su.... Bayezid-i Bestami küçükken soğuk bir kış gecesinde annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı
Gece yarısına doğru annesi uyandı Çok susamıştı Oğluna seslendi: “Oğlum bir bardak su verir misin?”
Hemen yatağından fırlayan küçük Bayezid su testisine baktı
Fakat içinde su yoktu Annesine:
“Anneciğim testide su yok ben hemen doldurup geleyim” dedi

Koşarak dışarı çıktı Her yer buz ile kaplıydı Zorlukla testiyi doldurup geri döndü
Fakat geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu Annesini uyandırmaya kıyamadı
Elinde su dolu bardak ile annesinin baş ucunda beklemeye başladı

Hava çok soğuk olduğu için bir müddet sonra soğuktan titremeye başladı
Elleri de buzdan testiye yapışmıştı Buna rağmen bardağı bırakıp yatmadı
Annesinin uyandığında: “Hani su!” diyerek üzüleceğinden korkuyordu
Annesini üzmemek için her türlü sıkıntıya katlanmaya razı idi

Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi
Nihayet annesi: “Su! Su!” diye mırıldanmaya başladı
Hemen: “Buyur anneciğim suyun hazır!” dedi
Annesi daha ilk sözünde suyun hazır olmasını anlayamadı
Oğluna sordu: “Oğlum ne çabuk getirdin?”
Bayezid şöyle dedi:
“Anneciğim daha önce uyandığında su istemiştin O zaman su olmadığı için testiyi doldurmaya gittim
Geldiğimde senin daldığını gördüm Uyanmanı bekledim”
Oğlunun bu kadar sadakatli olduğuna çok sevinen annesi sevinçten ağladı
Allah-u Zülcelal kendisine böyle bir oğul ihsan ettiği için şükretti:
“Ya Rabbi! Ben oğlumdan razıyım sen de razı ol” dedi

Annesinin duası sebebiyle Bayezid-i Bestami Evliyalıkta yüksek derecelere kavuştu
Allahu Zülcelal’in dostlarından oldu Hatta kendisine:
“Bu derecelere nasıl kavuştunuz?” diye sorduklarında
Bayezid-i Bestami: “Annemin rızasını almakla!” demiştir
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst