Dayak eğitime yaramaz, çünkü:
—Dayak yiyen çocuk yaptığının karşılığını en kısa yoldan ödemiştir. Yaptığı olumsuz davranış üzerinde düşünmek, hatasını anlamak, onu tamir yollarinı aramak, veya sonuçlarını düzeltmek fırsatı verilmemiştir ona. Olay, olumsuz davranış dayakla noktalanır.
—Dayak yiyen çocukta anne/babaya kızgınlık, düşmanlık, nefret hisleri uyanır. Dolayısıyla, çocuk kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu düşünüp kendini suçlayacağına, karşı tarafı suçlar. Konu yer değiştirmiştir. Çocuğun düşündüğü odak konu kendi olumsuz davranışı, hatası, suçu değil, yediği dayak ve bundan dolayı yaşadığı duygulardır.
—Dayak yiyen çocukta saldırganlık duyguları gelişir. O da anne/babasını örnek alıp.sorunlarını en'kısa yoldan saldırganlık!a,zorbalıkia halletmeye yönelir, kardeşini-, komşu çocuğu/kediyi döver. Aynca, aile bireyine karşı koyamadığı için, saldırganlığını dolaylı olarak gösterir, aile bireyini kızdıracak, sinirlendirecek başka davranışlarda bulunur.
—Aslında dayak yiyen çocuk kendini güçsüz, aciz hisseder, karşılık veremediği için kendinden utanır. Kendine güveni sarsılır. (Çok sık dayak yiyen çocuklarda, bir büyük fazla yaklaştığı zaman eliyle yüzünü koruma refleksi gelişmiştir.)
Dolayısıyla, dayak çocuğa davranışı, etkileri ve sonuçlan üzerinde düşünmek, yani vicdan ve ahlak geliştirmek yerine saldırgan olmayı, işini kaba kuvvetle halletmeyi, öç almayı öğretir.
Dayak atmanın veya fiziksel ceza vermenin anne/baba üzerindeki etkileri ise:
—Dayak atan anne/baba o anki hırslarını, öfkelerini.çocuktan alır, en kısa yoldan kızgınlık duygularını güçsüz biri üzerine boşaltarak rahatlarlar. Ancak, bu şekilde hırsını gideren anne/baba çoğunlukla yaptığından pişman olur, utanır, suçluluk duygularına kapılır. Bu suçluluğunu gidermek için de bu kez aşırı sevgi gösterilerine veya aşırı hoşgörü tutumlarına girer. Çocuksa durumun dengesizliğini, tutarsızlığını yasar. Bu tür sürekli iki uç davranışlar çocuğu ruhsal yönden çok olumsuz etkiler.
—Buna karşılık, sürekli dayak ve fiziksel ceza (bodruma kapama, cezaya koyma, karanlık oda) ile eğitim veren anne/baba zamanla acımasız ve işkenceci bir ruh geliştirir. Bunun da gerek anne/baba, gerekse çocuk üzerindeki ruhsal etkileri çok ürkütücüdür.
Demek ki, çocuk eğitimi ve disiplininde dayağın yeri yoktur.
—Dayak yiyen çocuk yaptığının karşılığını en kısa yoldan ödemiştir. Yaptığı olumsuz davranış üzerinde düşünmek, hatasını anlamak, onu tamir yollarinı aramak, veya sonuçlarını düzeltmek fırsatı verilmemiştir ona. Olay, olumsuz davranış dayakla noktalanır.
—Dayak yiyen çocukta anne/babaya kızgınlık, düşmanlık, nefret hisleri uyanır. Dolayısıyla, çocuk kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu düşünüp kendini suçlayacağına, karşı tarafı suçlar. Konu yer değiştirmiştir. Çocuğun düşündüğü odak konu kendi olumsuz davranışı, hatası, suçu değil, yediği dayak ve bundan dolayı yaşadığı duygulardır.
—Dayak yiyen çocukta saldırganlık duyguları gelişir. O da anne/babasını örnek alıp.sorunlarını en'kısa yoldan saldırganlık!a,zorbalıkia halletmeye yönelir, kardeşini-, komşu çocuğu/kediyi döver. Aynca, aile bireyine karşı koyamadığı için, saldırganlığını dolaylı olarak gösterir, aile bireyini kızdıracak, sinirlendirecek başka davranışlarda bulunur.
—Aslında dayak yiyen çocuk kendini güçsüz, aciz hisseder, karşılık veremediği için kendinden utanır. Kendine güveni sarsılır. (Çok sık dayak yiyen çocuklarda, bir büyük fazla yaklaştığı zaman eliyle yüzünü koruma refleksi gelişmiştir.)
Dolayısıyla, dayak çocuğa davranışı, etkileri ve sonuçlan üzerinde düşünmek, yani vicdan ve ahlak geliştirmek yerine saldırgan olmayı, işini kaba kuvvetle halletmeyi, öç almayı öğretir.
Dayak atmanın veya fiziksel ceza vermenin anne/baba üzerindeki etkileri ise:
—Dayak atan anne/baba o anki hırslarını, öfkelerini.çocuktan alır, en kısa yoldan kızgınlık duygularını güçsüz biri üzerine boşaltarak rahatlarlar. Ancak, bu şekilde hırsını gideren anne/baba çoğunlukla yaptığından pişman olur, utanır, suçluluk duygularına kapılır. Bu suçluluğunu gidermek için de bu kez aşırı sevgi gösterilerine veya aşırı hoşgörü tutumlarına girer. Çocuksa durumun dengesizliğini, tutarsızlığını yasar. Bu tür sürekli iki uç davranışlar çocuğu ruhsal yönden çok olumsuz etkiler.
—Buna karşılık, sürekli dayak ve fiziksel ceza (bodruma kapama, cezaya koyma, karanlık oda) ile eğitim veren anne/baba zamanla acımasız ve işkenceci bir ruh geliştirir. Bunun da gerek anne/baba, gerekse çocuk üzerindeki ruhsal etkileri çok ürkütücüdür.
Demek ki, çocuk eğitimi ve disiplininde dayağın yeri yoktur.