Kişi yedisinde neyse, yetmişinde de odur, derler.
Bu sözün altındaki temel inanç, insanın değişemeyeceğidir.
Geçen yazılarımda kişinin başkası tarafından değiştirilemeyeceğini,
değişimi kendisinin istemesi gerektiğini belirttim.
Bu ifadenin altında, kişinin isterse değişebileceği inancı yatmaktadır.
Kişi yedisinde neyse, yetmişinde de odur sözü,
her türlü değişim olasılığına açık bir karşı tavrı sergiliyor.
Aşağıdaki öykü değişimle ilgili önemli gözlemler yapma olanağı veriyor.
Hapishanede Olmayı Tercih Ederdim
Kocası Mojave gölünde tatbikata gönderilince,
yalnız bırakmamak için Thelma Thompson da onunla birlikte gidiyor.
Çölün sıcaklığı ona cehennem gibi geliyor. Sıcak rüzgar her şeyi kumla dolduruyor. Etrafındaki insanların çoğu İngilizce bilmeyen yerliler
ve Meksikalılardan olduğundan kimseyle arkadaşlık kuramıyor.
Birkaç hafta sonra sıkıntıdan patlayacak hale gelen oturup babasına bir mektup yazıyor. “Burada olmaktansa hapishanede olmayı tercih ederdim,” diyen mektubu,
“baba gel beni buradan kurtar!” diye bitiriyor.
Şimdi siz kendinizi Thelma’nın babası yerine koyun;
böyle bir mektuba nasıl yanıt verirdiniz?
Benim bildiğim birçok baba, “ah benim zavallı kızım, hemen geliyorum,
seni o cehennemden kurtaracağım!” der.
Kimi babalar da, “otur oturduğun yerde, kapa çeneni, senin yerin kocanın yanı!” der.
Thelma’nın babası, kızına iki satırlık bir mektup yazarak,
içinde bulunduğu duruma nasıl bakacağı konusunda bir seçimi olduğunu hatırlatmış. Mektup şöyle diyormuş:
Sevgili kızım Thelma,
İki adam hapishane penceresinden baktı;
biri çamuru, diğeri yıldızları gördü.
Seni seven baban.”
Bu mektubu alan Thelma, bir seçimi olduğunun farkına varmış
ve şikayet etmeyen olumlu, kabul edici bir tavır içinde duruma bakmaya karar vermiş.
Yerlilerin dilini öğrenmeye çabalayarak onlarla yakın dostluklar geliştirmeye başlamış. Onların kilim ve çömlek yapmada ne kadar hünerli olduğunu görerek kendisi de çömlek ve kilim yapmayı öğrenmiş.
Göldeki deniz kabuklarını incelemeye başlamış ve şimdiye kadar hiç görmediği türler keşfederek bir koleksiyon oluşturmaya başlamış.
Çevredeki kaktüslerin çeşitliliğini incelemiş ve onların farklı bir güzellik sergilediğini görmeye başlamış.
Gölde güneşin batışının muhteşemliğini ve çevredeki çöl köpeklerinin ayrı bir tür olduğunu keşfetmiş; çöl köpekleriyle nasıl ilişki kurulacağını öğrenmeye başlamış.
Thelma bir süre sonra yaşamının eskisinden daha anlamlı ve zengin olmaya başladığını görmüş
Bu sözün altındaki temel inanç, insanın değişemeyeceğidir.
Geçen yazılarımda kişinin başkası tarafından değiştirilemeyeceğini,
değişimi kendisinin istemesi gerektiğini belirttim.
Bu ifadenin altında, kişinin isterse değişebileceği inancı yatmaktadır.
Kişi yedisinde neyse, yetmişinde de odur sözü,
her türlü değişim olasılığına açık bir karşı tavrı sergiliyor.
Aşağıdaki öykü değişimle ilgili önemli gözlemler yapma olanağı veriyor.
Hapishanede Olmayı Tercih Ederdim
Kocası Mojave gölünde tatbikata gönderilince,
yalnız bırakmamak için Thelma Thompson da onunla birlikte gidiyor.
Çölün sıcaklığı ona cehennem gibi geliyor. Sıcak rüzgar her şeyi kumla dolduruyor. Etrafındaki insanların çoğu İngilizce bilmeyen yerliler
ve Meksikalılardan olduğundan kimseyle arkadaşlık kuramıyor.
Birkaç hafta sonra sıkıntıdan patlayacak hale gelen oturup babasına bir mektup yazıyor. “Burada olmaktansa hapishanede olmayı tercih ederdim,” diyen mektubu,
“baba gel beni buradan kurtar!” diye bitiriyor.
Şimdi siz kendinizi Thelma’nın babası yerine koyun;
böyle bir mektuba nasıl yanıt verirdiniz?
Benim bildiğim birçok baba, “ah benim zavallı kızım, hemen geliyorum,
seni o cehennemden kurtaracağım!” der.
Kimi babalar da, “otur oturduğun yerde, kapa çeneni, senin yerin kocanın yanı!” der.
Thelma’nın babası, kızına iki satırlık bir mektup yazarak,
içinde bulunduğu duruma nasıl bakacağı konusunda bir seçimi olduğunu hatırlatmış. Mektup şöyle diyormuş:
Sevgili kızım Thelma,
İki adam hapishane penceresinden baktı;
biri çamuru, diğeri yıldızları gördü.
Seni seven baban.”
Bu mektubu alan Thelma, bir seçimi olduğunun farkına varmış
ve şikayet etmeyen olumlu, kabul edici bir tavır içinde duruma bakmaya karar vermiş.
Yerlilerin dilini öğrenmeye çabalayarak onlarla yakın dostluklar geliştirmeye başlamış. Onların kilim ve çömlek yapmada ne kadar hünerli olduğunu görerek kendisi de çömlek ve kilim yapmayı öğrenmiş.
Göldeki deniz kabuklarını incelemeye başlamış ve şimdiye kadar hiç görmediği türler keşfederek bir koleksiyon oluşturmaya başlamış.
Çevredeki kaktüslerin çeşitliliğini incelemiş ve onların farklı bir güzellik sergilediğini görmeye başlamış.
Gölde güneşin batışının muhteşemliğini ve çevredeki çöl köpeklerinin ayrı bir tür olduğunu keşfetmiş; çöl köpekleriyle nasıl ilişki kurulacağını öğrenmeye başlamış.
Thelma bir süre sonra yaşamının eskisinden daha anlamlı ve zengin olmaya başladığını görmüş