Bir arkadaşımla telefonda görüştüm biraz önce.Beyoğlu’nda balık yemiş,içmiş,eve dönüyormuş.Son günlerde biraz sıkıntılı,tam olarak anlatmıyor ama galiba depresyona girmiş...
Bu depresyon nasıl bir yerdir,girince çıkılır mı,sevmezsen bir daha gitmez misin,servisi kaliteli midir,hesabı yüklü mü gelir? O konuşurken birden aklımdan tuhaf tuhaf düşünceler geçti.Arkadaşıma ‘’eee,ne yapacaksın şimdi,çıktın mı lokantadan?’’ diye sorunca ‘’Evet,lokantadan çıktım,şimdi eve gidiyorum’’ dedi,’’Peki’’ dedim ‘’ Depresyondan çıktın mı?’’ , ‘’Evet evet,eve gidiyorum’’ dedi.
)
Keşke dedim,keşke bu kadar sade olsaydı hayat,bu kadar yalın,basit ve net.Depresyondan çıksaydık ve eve gitseydik...
Dönüp geçmişte yaşadıklarıma bir baktım.Allahım,nelerden dolayı depresyona girmişim.Sınavım kötü geçmiş depresyona girmişim,Sevgilimden ayrılmışım depresyona girmişim,üniversiteden mezun olduktan sonra iş aramış ve bir süre bulamamışım depresyona girmişim...Hiç bir şey yokken durduk yere depresyona girmişliğim de var.Bir ara bunu hayat tarzı olarak benimseyip,sözde bohem(!) yaşamaya bile başlamıştım,o halimi sevmiştim,elde rakı,ağızda sigara,şarkı da o dönem patlamış, ‘’Dipteyim sondayım depreeesyondayııım’’ değmeyin keyfime,bir havalara girmişim, ‘’Kimse beni anlamıyor,bu dünya zalim,kıymet bilen yok’’ falan,iyice bir alışmışım,sevmişim depresyonumu..Yani anlayacağınız; depresyondayım ama gururluyum.Sonra çıkınca anladım ki; ben acıklı şarkıları,beni ağlatan filmleri,mutsuz aşk hikayelerini sevmişim hep..Hüzne yakın bir yanım hep vardır kabul ama depresyonu da hayat biçimi haline getirmek olmaz ki..Baktım geçen günlere yazık ediyorum,bir silkelendim kendime geldim,o gün bugündür rahatım..Bir şey canımı çok yaktığında,fırsatım varsa hemen uyuyorum,uyanınca da geçiyor.Yani ben işin kolayını buldum: depresyona girmiyorum,yatağa giriyorum,yorganı kafama çekiyorum ve uyuyorum,sabah yola devam..Şartladım galiba kendimi,işe yarıyor...
Depresyondaysanız bu elbette iş hayatınızı da etkiliyor.Bir dalgınlık,bir dikkatsizlik ki sormayın.’’İki gün izin istiyorum,depresyondan çıkıp geleceğim’’ de diyemiyorsunuz..Endişe,kaygı,korku,stres,umutsuzlu k vs. Bunlar çalışma verimini düşürüyor,sürekli hatalar yapmaya başlıyorsunuz.Aklınız başka yerde,siz başka yerde,gölgeni dolaşıyor sanki ofiste.Depresyon ofisin ciddiyetiyle bağdaşır mı hiç? Bekleyen işler,bitirilecek raporlar,girilecek toplantılar,görüşülecek müşteriler...İşler sizin depresyondan çıkmanızı beklemez ki,üstünüze gelirler,içiniz sıkışır,depresyona girdiğinize gireceğinize pişman olursunuz,hiç girmeyin daha iyi...
İçinize kapanmayın sakın,bu sağlığınızı da etkiler.Dışarı çıkın,dostlarınızı bulun,ailenizin desteğini alın,ya da bir süre sessiz kalın,DURUN,her şey olanca hızıyla koşmaya devam etsede siz DURUN.Bazen durmak gerekir.Duygularınızı fark edin,acı çekiyorsanız,acınıza sahip çıkın,o sizin acınız.Bu cümleyi yazarken Fight Club’daki bir sahneyi hatırladım.Belki de bana bu cümleyi yazdıran filmin o sahnesi.Taylor,Jack’in elini asitle yakar,’’Bu kimyasal bir yanık,şimdiye kadar hissettiğin tüm yanık acılarından daha fazla canını yakacak’’ der.Jack’in canı çok yanmaktadır ve bağırır’’Söndür’’ diye,Durden Taylor der ki; ‘’Bu hayatının en önemli anı,bu acı gerçek,bu senin acın,onu hisset ve geçmesini bekle.’’ Acı büyük bir tecrübedir...
Bir dost meclisinin neşesi,hiçbir şey yapmıyorsak da denize bakmanın keyfi,şanslıysak ve aşıksak ve seviliyorsak sevdiğimiz kadar,sevdiğimizin varlığı,geçmişte kalmış olsa da güzel anılarımız ki hepsi bizimdir,hepsini biz yaşadık,rüzgarın esintisi,bir gülümseme tanıdık ya da yabancı,birine iyilik etmiş olmanın verdiği gururlu huzur,biri olmazsa bir diğeri,bunlardan hiç biri olmazsa sadece kendi varlığımıza duyduğumuz inanç ve hayat öldürmek için her şeyi yapsa da içimizde yaşattığımız o kahraman çocuğun umudu...Ne yapıp edip sıyrılmalı bu karamsar ruh halinden,hem de hemen...
Bildiğim şu: Durumu değiştiremiyorsak da duruma verdiğimiz tepkileri değiştirebiliriz...
Bunun tek yolu var: KabuL EdiN !!! Başarısız olabilirsiniz,kaybedebilirsiniz,yenilebilirsiniz,t erk edilebilirsiniz,yalnız kalabilirsiniz,anlaşılmayabilirsiniz, ‘’Bunu da mı yaşayacaktım’’ demeyin,Yaşayabilirsiniz..Kabul edin,olan olmuştur..Önce kabul edin,sonra hatalardan ders alın,sonra durumu algılayış şeklinizi değiştirin,verdiğiniz tepkileri değiştirin..Şaşırtın herkesi,bu sefer farklı davranın...
Depresyondaysanız da çıkın, çıkın da evinize gidin hava kararmadan...
Bu depresyon nasıl bir yerdir,girince çıkılır mı,sevmezsen bir daha gitmez misin,servisi kaliteli midir,hesabı yüklü mü gelir? O konuşurken birden aklımdan tuhaf tuhaf düşünceler geçti.Arkadaşıma ‘’eee,ne yapacaksın şimdi,çıktın mı lokantadan?’’ diye sorunca ‘’Evet,lokantadan çıktım,şimdi eve gidiyorum’’ dedi,’’Peki’’ dedim ‘’ Depresyondan çıktın mı?’’ , ‘’Evet evet,eve gidiyorum’’ dedi.
Keşke dedim,keşke bu kadar sade olsaydı hayat,bu kadar yalın,basit ve net.Depresyondan çıksaydık ve eve gitseydik...
Dönüp geçmişte yaşadıklarıma bir baktım.Allahım,nelerden dolayı depresyona girmişim.Sınavım kötü geçmiş depresyona girmişim,Sevgilimden ayrılmışım depresyona girmişim,üniversiteden mezun olduktan sonra iş aramış ve bir süre bulamamışım depresyona girmişim...Hiç bir şey yokken durduk yere depresyona girmişliğim de var.Bir ara bunu hayat tarzı olarak benimseyip,sözde bohem(!) yaşamaya bile başlamıştım,o halimi sevmiştim,elde rakı,ağızda sigara,şarkı da o dönem patlamış, ‘’Dipteyim sondayım depreeesyondayııım’’ değmeyin keyfime,bir havalara girmişim, ‘’Kimse beni anlamıyor,bu dünya zalim,kıymet bilen yok’’ falan,iyice bir alışmışım,sevmişim depresyonumu..Yani anlayacağınız; depresyondayım ama gururluyum.Sonra çıkınca anladım ki; ben acıklı şarkıları,beni ağlatan filmleri,mutsuz aşk hikayelerini sevmişim hep..Hüzne yakın bir yanım hep vardır kabul ama depresyonu da hayat biçimi haline getirmek olmaz ki..Baktım geçen günlere yazık ediyorum,bir silkelendim kendime geldim,o gün bugündür rahatım..Bir şey canımı çok yaktığında,fırsatım varsa hemen uyuyorum,uyanınca da geçiyor.Yani ben işin kolayını buldum: depresyona girmiyorum,yatağa giriyorum,yorganı kafama çekiyorum ve uyuyorum,sabah yola devam..Şartladım galiba kendimi,işe yarıyor...
Depresyondaysanız bu elbette iş hayatınızı da etkiliyor.Bir dalgınlık,bir dikkatsizlik ki sormayın.’’İki gün izin istiyorum,depresyondan çıkıp geleceğim’’ de diyemiyorsunuz..Endişe,kaygı,korku,stres,umutsuzlu k vs. Bunlar çalışma verimini düşürüyor,sürekli hatalar yapmaya başlıyorsunuz.Aklınız başka yerde,siz başka yerde,gölgeni dolaşıyor sanki ofiste.Depresyon ofisin ciddiyetiyle bağdaşır mı hiç? Bekleyen işler,bitirilecek raporlar,girilecek toplantılar,görüşülecek müşteriler...İşler sizin depresyondan çıkmanızı beklemez ki,üstünüze gelirler,içiniz sıkışır,depresyona girdiğinize gireceğinize pişman olursunuz,hiç girmeyin daha iyi...
İçinize kapanmayın sakın,bu sağlığınızı da etkiler.Dışarı çıkın,dostlarınızı bulun,ailenizin desteğini alın,ya da bir süre sessiz kalın,DURUN,her şey olanca hızıyla koşmaya devam etsede siz DURUN.Bazen durmak gerekir.Duygularınızı fark edin,acı çekiyorsanız,acınıza sahip çıkın,o sizin acınız.Bu cümleyi yazarken Fight Club’daki bir sahneyi hatırladım.Belki de bana bu cümleyi yazdıran filmin o sahnesi.Taylor,Jack’in elini asitle yakar,’’Bu kimyasal bir yanık,şimdiye kadar hissettiğin tüm yanık acılarından daha fazla canını yakacak’’ der.Jack’in canı çok yanmaktadır ve bağırır’’Söndür’’ diye,Durden Taylor der ki; ‘’Bu hayatının en önemli anı,bu acı gerçek,bu senin acın,onu hisset ve geçmesini bekle.’’ Acı büyük bir tecrübedir...
Bir dost meclisinin neşesi,hiçbir şey yapmıyorsak da denize bakmanın keyfi,şanslıysak ve aşıksak ve seviliyorsak sevdiğimiz kadar,sevdiğimizin varlığı,geçmişte kalmış olsa da güzel anılarımız ki hepsi bizimdir,hepsini biz yaşadık,rüzgarın esintisi,bir gülümseme tanıdık ya da yabancı,birine iyilik etmiş olmanın verdiği gururlu huzur,biri olmazsa bir diğeri,bunlardan hiç biri olmazsa sadece kendi varlığımıza duyduğumuz inanç ve hayat öldürmek için her şeyi yapsa da içimizde yaşattığımız o kahraman çocuğun umudu...Ne yapıp edip sıyrılmalı bu karamsar ruh halinden,hem de hemen...
Bildiğim şu: Durumu değiştiremiyorsak da duruma verdiğimiz tepkileri değiştirebiliriz...
Bunun tek yolu var: KabuL EdiN !!! Başarısız olabilirsiniz,kaybedebilirsiniz,yenilebilirsiniz,t erk edilebilirsiniz,yalnız kalabilirsiniz,anlaşılmayabilirsiniz, ‘’Bunu da mı yaşayacaktım’’ demeyin,Yaşayabilirsiniz..Kabul edin,olan olmuştur..Önce kabul edin,sonra hatalardan ders alın,sonra durumu algılayış şeklinizi değiştirin,verdiğiniz tepkileri değiştirin..Şaşırtın herkesi,bu sefer farklı davranın...
Depresyondaysanız da çıkın, çıkın da evinize gidin hava kararmadan...