Kristen Stewart
Daimi Üye
Ekseriyetle erken yaşlarda rastlanan iştahsızlık ve annelerin alınması gereken besinleri çocuğun burnundan
olmadı püre haline getirmek suretiyle damardan vücuda zerk etmesi durumunu ayrıntılarıyla incelemiştik.
Vakt-i zamanında fersah fersah kaçtığımız yemekleri
geçen yıllar sürecinde gelişen damak zevkimizle nasıl ayarsızca yediğimizden ve bunun sonucunda artan yağlarımızı eritme çabalarımızdan bahsedeceğiz.
Yemek yemek keyfe dönüştüğünde bahaneler su gibi gelmeye başlar. En belirgini ve kurtarıcı olanı tok karnına alınması gereken ilaçlardır. Bir diğer sıkça görülen bahane de yoğun ev işlerinin üstesinden gelebilmek için kuvvetli yemek yenmesine duyulan ihtiyaçtır ki
“Can boğazdan gelir” atasözü burada hakkıyla kullanılır. İster ilaç içmek bahanesini
isterseniz işlerinizi kuvvetle yapabilmek bahanesini kullanın çok yemenin sonucunu değiştiremezsiniz. Afiyetle midenize gönderdiğiniz her lokma size genişleyen bir bünye olarak geri dönecektir.
İlk etapta alınan kilolar gözü tırmalamayacağı için kişide “kemiğim iri” savunması göze çarpar. Geçen zamanla birlikte
irileşen kemiklerin bir sonraki aşaması olan “balık eti” vakasıyla karşılaşılır. Balık etli olma durumu aynı zamanda Türk Tipi’ne denk düşer ki bu da kiloların en tercih edilen tabir şeklidir. Fakat kontrol altına alınmayan kilolar
genişleyen göbeğin “can simidi” olarak tabirinden sonra can sıkmaya başlar. Bu ise ipin ucunun kaçtığı noktadır.
SU İÇSEM YARIYOR
Gramlar birleşerek kilolar mertebesine ulaşmış
bünyede kendine sağlam bir yer edindikten sonra erimesi zor bir hal almıştır. Bu bölgedeki kilolar kedi gibidir. Kedinizi evden ne kadar uzak bir noktaya götürürseniz götürün mutlaka geri dönecektir. Kilolar da öyledir; verirsiniz
geri alırsınız; verisiniz
geri alırsınız ve hayat bu şekilde akıp gider. Bu durumdaki birinden en çok duyacağınız söz ise “su içsem yarıyor” olacaktır.
TENCEREDE DURACAĞINA MİDEMDE DURSUN
“Tencerede duracağına midemde dursun” sloganı obezliğin atasözüdür. Buzdolabında mevcut yemekleri yemeden uyku tutmaması halinde ise “Homini gırtlak
püfidi kandil
tumba yatak” sözü devreye girer. Yemek uğruna canından bile geçmiş insanların da bir sözü vardır. “Atın ölümü arpadan olsun” diyen birini görürseniz bilin ki o kişi artık müdahalenin şart olduğu konuma gelmiştir.
Rejim
diyet ya da zayıflama programı… Artık ne derseniz deyin bu kelimelerin anlamı tencere içinde olan dünya zevklerinden mahrum olmak demektir. Prensip olarak rejimler pazartesileri başlar
genellikle de fazla uzun sürmez. Uzman yardımı alınmıyorsa uzun saatler boyunca yemek yememek şeklinde uygulanır. Bu durum insan nefsine tamamen aykırıdır
zira aç kaldığınız dönemlerde önce kendinizi yersiniz ardında dayanamayarak evdeki ve çevredeki tüm yemekleri yersiniz. Başarısız bir final kaçınılmazdır.
TÜRK İNSANI İKRAMI SEVER
Fakat Türk insanı ikramı sever
misafirine mutlaka yiyecek bir şeyler ikram eder ya da dışarıda yemeğe götürür. Misafiri çekinmesin diye her iki durumda da öncülük ve eşlik eder. Ayrıca ülkemizde birçok şehir kendi yiyecekleriyle ünlüdür. Mesela zayıflamak uğruna bir pastırmayı ya da mantıyı hayatımızdan çıkarmak demek Kayseri’yi manevi olarak haritadan silmek demektir. İskenderin yenilmediği bir Bursa
mıhlamasız bir Trabzon
anasız kızsız bir Adana
pidesiz bir Samsun düşünebilir misiniz
onlarsız oralara gitmek ister misiniz? Şu durumda yapılması gereken “Diyette Türk Tarzı”nı oluşturmaktır.
Sevgili hanımlar sabahları sucuklu yumurtayı kepekli ekmek ile yiyerek
öğlen canınızın çektiği bir testi kebabının ardından limonlu şekersiz yeşil çay içerek
akşamları mantının yanında kalorisiz kolaları tercih ederek vicdanınızın rahatladığı
aklınızın hiçbir şeyde kalmadığı bir tarz geliştirebilirsiniz. Ara öğünlerde de misafirlikteyseniz pastalarınızı yerken şekersiz çay içiniz. Bu diyetle yemeklerden sonra pişmanlık duymayacağınız kesindir. Hatta her diyette olduğu gibi kendinize bir gün de ödül vererek mahrum kaldığınız lezzetlerle vuslat anı yaşayabilirsiniz.
Görüldüğü üzere ölümden başka hayatta her şeyin çaresi vardır. Yeter ki gönüller şen olsun. Ama yine de
ne kadar çekici gelirse gelsin bu yazının bir mizah yazısı olduğunu unutmayınız ve bu diyeti uygulamaya kalkmayınız. Diyetisyenlerle mutlu sona ulaşacağınızı ümit eder
saygı ve sevgilerimi sunarım.
Vakt-i zamanında fersah fersah kaçtığımız yemekleri
Yemek yemek keyfe dönüştüğünde bahaneler su gibi gelmeye başlar. En belirgini ve kurtarıcı olanı tok karnına alınması gereken ilaçlardır. Bir diğer sıkça görülen bahane de yoğun ev işlerinin üstesinden gelebilmek için kuvvetli yemek yenmesine duyulan ihtiyaçtır ki
İlk etapta alınan kilolar gözü tırmalamayacağı için kişide “kemiğim iri” savunması göze çarpar. Geçen zamanla birlikte
SU İÇSEM YARIYOR
Gramlar birleşerek kilolar mertebesine ulaşmış
TENCEREDE DURACAĞINA MİDEMDE DURSUN
“Tencerede duracağına midemde dursun” sloganı obezliğin atasözüdür. Buzdolabında mevcut yemekleri yemeden uyku tutmaması halinde ise “Homini gırtlak
Rejim
TÜRK İNSANI İKRAMI SEVER
Fakat Türk insanı ikramı sever
Sevgili hanımlar sabahları sucuklu yumurtayı kepekli ekmek ile yiyerek
Görüldüğü üzere ölümden başka hayatta her şeyin çaresi vardır. Yeter ki gönüller şen olsun. Ama yine de