Düğünlerimizde genel planlamamız gereken ayrıntıları biliyoruz. Ama aslında bizim toplumumuzda, böylesine güzel bir kültürün getirdiği adetlerimizi konuşmuyoruz. Düğünlerimizi asıl güzel yapan, başkalarından ayıran bizim adetlerimiz, geleneklerimiz. Son dönemde görsel açıdan güzel görünmesine sözümüz yok ama tamamen diğer ülkelerin ve dinlerin kültürlerini yerine getiriyoruz. Özellikle şu fotoğraf artık çoğunuza yabancı gelmiyordur eminim :
Ama aslında birkaç yıl önceye kadar yabancı gelen bir kareydi. Artık birçok düğün salonunda böyle bir düzeni görmek mümkün. Nikahlarımız bu şekilde yapılmazdı. Genellikle bir rahiple görmeye alışık olduğumuz bu sahne artık bizim de düğünlerimizde yer almaya başladı. İyi ya da kötülüğü tartışılır ama neticede kendi kültürümüzden ayrıntılara sahip çıkmak en doğru olan.
Bu yazımızda konuşacağımız kısım Gelin Alma. Düğünün en duygusal anıdır bu an. Gelinin artık babaevinden çıktığının temsili anıdır. Akşama başlayacak düğün için herkes hazırlanmıştır. Damat herşeyi tamamlamış, arabayı süslemiş, davul zurnayı hazır etmiştir. Damat tarafı yakınlarıyla konvoy yaparak gelini almaya gelir.
Artık gelini alma vakti gelmiştir. Gelin evinin önünde müzikler çalmaya ve gelini alacak ekip de orada oynamaya başlar. Bir nevi şov zamanıdır.
Gelin ise evinde yüzü duvakla örtülü vedalaşma sürecini yaşamaktadır. Artık gelinin babaevinden çıkmasının hem sevincini hem burukluğunu yaşayan aile bireyleri gözyaşlarına hakim olamaz. Çoook duygusal bir andır o an.
Baba kızına harçlık verir son kez. Ayakkabısının içine koyar parayı. Daha sonra gelin ve yakınlar ayakta, baba kırmızı kuşağı kızının beline dolar dualarve surelerle. 3 kere doladıktan sonra 3.sünde kuşağı bağlar. Daha sonra kız babasının elini öper, ve duasıyla uğurlanmaya hazırdır.
Gelin babasının koluna girer, varsa abileri, amcaları ile birlikte baba evinden çıkmaya başlarlar. Son bir kapıya kadar gelir gelin. Fakat orada gelin tarafı o son kapıyı açmaz. Naza çeker.
Damat tarafı ikna etmek için, hediye ve para teklif eder. Genellikle ilk teklif tatmin etmez. Daha da arttırılır. Bazen bu anlar farklı komik noktalara kadar gider.
İkna edildikten sonra kapı açılır ve gelin artık arabayla uğurlanır.
Gelin tarafı gelinin evi bereketli olsun diye buğday para ve şeker karışımını havaya saçar. Bu son dönemde artık buğdayların üzerine basılmaması için minik keselere konarak yapılır. Eskiden ekmek ufalanırmış. Bazı yabancı ülkelerde de buna benzer adetler var.
Yine gelinin annesi, damadın annesine hediye olsun diye gelin arabasına elbise için kesilmiş kumaşlar bağlar. Konvoy için gelen arabalara renkli mendiller bağlanır. Ve damat bohçası da burada teslim edilir. İçerisinde pilav tavuk sarma vb. yemekler, hediyeler olur.
Bazı yerlerde gelin süslenmiş ata bindirilir ve dolaştırılır. Bazen de davul zurna eşliğinde gelin ve damat son bir kez oynarlar.
Ve artık gelin uğurlanır düğün için. Gelin alma merasimi de burada biter.
Böyle anlar evlenmeyenler için dile kolay gelir ama o anın tesiri oldukça büyüktür. Yaşamadan gerçekten bilmek çok zor. Sevdiğiniz kişiyle rızanızla evlendiğiniz halde gözlerden yaş gelmemesi mümkün değildir.