Dürüst ve sevgi dolu bir iletişim...

sementha

Daimi Üye
Katılım
15 Temmuz 2008
Mesajlar
2.349
Tepki
3.398
Puan
113
Konum
istanbul
Anne babalarımızın zamanında sevgi dolu iletişimin manası çoğunlukla olumsuz duygulardan kaçınmak, sorun çıkarmamak, tartışmamak demekti. Kimbilir belki de olumsuz duygular onlar için utanılacak, saklanması gereken duygulardı. Ömürleri, bunca bastırmaya rağmen su yüzüne çıkmaya çalışan duygularını susturmakla geçti. Kimisi bunu başardı, çünkü onlar aynı zamanda çok sabırlı ve güçlü insanlardı. Kimileri ise ilerleyen yaşlarının en mutlu geçmesi gereken zamanlarında, öfke, tahammülsüzlük, çatışma ve büyüyen sorunlar yaşadılar. Oysa duygularını bastırmadan yapıcı bir iletişim kurmayı denemiş olsalardı, onlar için olduğu kadar bizim içinde sağlıklı bir iletişimin yolu açılmış olur muydu? Evet, çünkü biz de büyüklerimizden gördüğümüz usul dairesinde bir yaşam sürüyoruz. Zaman zaman davranışlarımıza onları referans gösteriyor, hatalarımız için de yine onları suçlayarak, işin içinden çıkmaya çalışıyoruz.

Her konuda uzmanlaşmayı marifet sayan bizler, duygularımız konusunda neden aynı hassasiyeti gösteremiyoruz acaba? Anne babalarımızın yaptığı hataları aynıyla tekrarlamamız şartmış gibi, bizlerde aynı hataları yapıyoruz. Bu kaçınılmaz bir durum, çünkü başka bir iletişim yolu bilmiyoruz. Çoğumuz çocukluk ve ilk gençlik yıllarımızı başarısız iletişim becerilerini izlemek ve öğrenmekle geçirmişizdir. Anne babalarımız duygularını dürüstçe ve muhatabının duygularını incitmeden ifade edebilmiş olsalardı, bizlerin durumu da böyle olmayacaktı elbette. İster istemez içinde yaşadığımız ailenin iletişim yöntemlerini alışkanlık haline getiriyoruz. Duyguların bastırıldığı bu yöntemlerin pek de işimize yaramadığı gerçeğini bizzat yaşayarak, kendi evliliğimizde uygulayarak fark etmişizdir çoğumuz. Öyle görmüş olabiliriz fakat bu yöntemlere mahkum değiliz. Evliliğimiz için yeni ve işe yarar yöntemler arama sorumluluğumuz olduğunu unutmayalım lütfen. İhmal edilme, duygularını ifade edememe, sessiz kalıp beklemek, duygusal tepkiler verdiğin de ayıplanmak, bunlar size hiç yabancı gelmiyorsa, rica ediyoruz aynı şeyleri siz de eşinize ve çocuklarınıza yaşatmayın. Belki nerede hata yaptığımızı bir türlü anlayamamanın şaşkınlığı ve çaresizliğini yaşıyor olabiliriz düşüncesiyle sizlere bir dizi hata cetveli sunmak istiyoruz.

-Öfkeli, kızgın olduğumuzda intikam alma duygusuyla iletişime geçmek.
-Yapmamız gereken bir müddet, en azından öfke silinip yerine sükunet gelinceye kadar beklemek ve sonra konuşmaya, problemi çözmeye çalışmak.
-Eşimizden istekte bulunmak, isteklerimizi anlatmak yerine onun anlamasını beklemek. Eşler birbirleri için en yakın insanlar olsa bile, içimizden geçenleri anlayamazlar. Biz bile zaman zaman kendimizi anlayamaz ve ne istediğimizi bilemezken, eşimizin biz söylemeden, eskilerin dediği gibi kaşımızın gözümüzün hareketinden, derdimizin ne olduğunu anlamaları mümkün değildir.
-Eşimizin duygusal tepkilerini küçümsemek, aşağılamak, bu şekilde davrandığı için suçlamak. Özellikle hanımların yaşları kirpik ucunda bekler. Beylerinde öfkeleri dil ucunda. Ne öfke ne de göz yaşı, ne utangaçlık, heyecanlanmak, korkmak aşağılanacak duygulardır. Her biri her insanda var olan, gayr-i ihtiyari, bahşedilmiş insani duygulardır.
-Sadece kendi ihtiyaçlarımızı düşünüp eşimizin ihtiyaçlarını sormamak, onun söylemesini beklemek. En azından nezakettir, birlikte olduğumuz kişilerin ihtiyaçları ile ilgilenmek.
-Evin erkeğinin haksız da olsa son sözü söylemesi, kadının hep susan ve idare eden konumunda olması, zararlıdır. Hem de çok, hem güçlü bir kişiliğe de yakışmaz. Yanlızca “Kocakarı ile Gazneli Mahmud” hikayesini hatırlayın yeter. Hatırlayamayanlar için bir gün biz hatırlatırız. -Yapılan hatalarda eşlerin birbirlerini kırıcı sözlerle veya duygusal mahrumiyetle cezalandırması( küsmek, konuşmamak, surat asmak…)
-Yapılan hataları bağışlamamak ve sürekli hatırlatmak, geçmişi her fırsatta dile getirmek. Bu davranışlar çoğumuza yabancı değildir. Eğer hatalarımızın farkındaysak düzeltmek için de gayret edebiliriz. Asıl sorun farkında olmamak ve yenilikleri kabul edememektir. Mutlu olmak istiyorsanız, eşinizi mutlu edin. Mutluluğunuzun önünde ki olumsuz iletişim engellerini kaldırın, lütfen. İşte size değişimi başlatmak için bir ip ucu: Dürüst olun ve duygularınızı uygun bir dille ifade edin, Anlayışlı olun ve eşinizin size ilettiği duygularını önemseyin.
alıntı
 

sadiye

Admin
Admin
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
60.967
Tepki
56.318
Puan
113
Yaş
43
Konum
Almanya
-Yapılan hatalarda eşlerin birbirlerini kırıcı sözlerle veya duygusal mahrumiyetle cezalandırması( küsmek, konuşmamak, surat asmak…) :ilknur:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst