Sana sevgimi anlattıkça uzak durdun benden. Ben Aşk dedikçe, sen Dur dedin. Oysa ben gerçekten seviyordum seni. Bu yüzden içimdeki aşk fırtınasını durdurmam mümkün değildi. Söylemeden duramazdım ki sevgi sözcüklerini .
ANLAMADIN
Hayata dair ne varsa paylaşmak istedim seninle. Güleceksek birlikte, ağlayacaksak birlikte olmalıydı. Önümüze aşkımızın ışığını alıp bizim için aydınlattığı yolda hiçbir engele takılmadan inatla, cesurca, kokusuzca yürümeliydik. Ancak böyle yaşanırdı bir aşk çünkü.
YAŞAMADIN
Herkesin ayrı bir dünyası vardı biliyordum. Ama aşk ayrı dünyaları bir potada toplayıp yeni bir dünya yaratmak değil miydi? Yaratılan o dünyada kimsenin benliğini kaybetmeden ortak tutkuları, duyguları yaşamak değil miydi aşk? Her türlü çatışmaya rağmen, bir küçücük gülümseyiş, bir sıcacık bakışla unutmak değil miydi bütün kızgınlıkları?
UNUTMADIN
Ben seni kaybetme duygusunu taşırdım içimde. İncineceksin diye dokunmaya korkardım. Yokluğunu düşünmenin verdiği iç huzursuzluğuyla uykusuz geceler geçirirdim.sabaha kadar kırpmazdım gözlerimi de, sabah seni gördüğümde sanki saatlerdir uyuyormuşum gibi enerjiyle dolardım. Kıpır kıpır olurdu içim. Tarifi imkansız bir heyecan, bir yürek çarpıntısıyla sarılırdım sana.
SARILMADIN
Bir tohumdun sen yüreğime ektiğim. Kanımın deli akışıyla sulardım seni. Sevdamın ateşiyle ısıtırdım ayazda. Büyüyecek, bir filiz olacak, rengarenk çiçekler açacaktın.
AÇMADIN
Tenlerimizin buluşması bir ayine benzerdi benim için. Sonsuzlukta kayboluştu. Bedenlerimizin aşkın içinde erimesiydi. Yaşadığıma, hele seninle yaşadığıma şükredişti. Her seferinde yeniden doğuştu. DOĞMADIN
Şimdi yorgun yüreğim Bunca çabaya rağmen o mutluluk gülüşünü yüzünde göremediğim için yorgun. Cesaretsizliğinle, umursamazlığınla, aşka burun kıvırmanla yorgun. Bu yüzden daha fazla kaldıramayacak seni. Daha fazla yaşayamayacak bu umutsuz aşkı. Yüreğim seni bu aşkın en zayıf halkası seçti Güle güle
Alıntı