Erkekler kısırlık konusunda hassas
Erkeklerin önemli bölümünün kısırlık tedavisine sıcak bakmadığı, bu nedenle tedavi edilen hastaların çoğunu kadınların oluşturduğu ifade edildi. Hatta pek çok babanın, toplumsal baskı göreceği endişesiyle, çocuğunun tüp bebek yöntemiyle olduğunu gizlemeye çalıştığı vurgulandı.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Jinekoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Üreme Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Çolakoğlu, erkek ya da kadında görülen kısırlığın birçok nedeninin olabileceğini, kısırlığın erkeklerde sperm sayısı ve hareketliliğinde yetersizlik, kadında ise cinsel organda genetik yapısal bozukluklar ya da bağışıklık sistemiyle ilgili olduğunu belirtti.
Kısırlığın tedavisinde son yıllarda, geliştirilen yeni teknikler sayesinde büyük aşama kaydedildiğini, çocuk sahibi olmanın kadın ve erkek için çok daha kolay hale geldiğini anlatan Çolakoğlu, “Ülkemizde erkek egemen bir toplumsal yapı olması nedeniyle, erkeklerin önemli bölümü, yanlış bilgilenme ya da bilgi eksikliği nedeniyle kısırlık tedavisine sıcak bakmıyor” dedi.
Kısırlık konusunda erkeklerin kadınlara oranla daha hassas ve alıngan olduğunu vurgulayan Çolakoğlu, şunları kaydetti: “Erkeklerin önemli bölümü kısırlık tedavisine sıcak bakmıyor. Bu nedenle tedavi ettiğimiz hastaların çoğunu kadınlar oluşturuyor. Bunda, kısırlığın erkeklere göre kadınlarda daha sık görülmesinin yanında erkeklerin tedaviden kaçmasının da önemli etkisi var. Kısırlığı gurur meselesi yapan erkekler, süreci çok kısa olmasına karşın, tedavi konusunda da zor ikna oluyor.”
Çolakoğlu, bugüne kadar karşılaştıkları vakalarda, erkeklerin ancak zorunlu kaldıklarında ya da çocuk özlemleri en üst seviyeye ulaştığında doktora başvurduğunu öne sürdü.
ÇOCUKLARININ TÜP BEBEK YÖNTEMİYLE OLDUĞU SAKLANIYOR
Tedavi aşamasında güçlükle ikna olan erkeklerin çekingenliklerinin tüp bebek yöntemi kullanılarak çocuk sahibi oldukları zaman da devam ettiğine işaret eden Çolakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tedavilerinin daha çok masraf yapma pahasına çok kısa sürede bitmesini isteyen erkekler, kısırlık sorunu yaşadıklarının duyulmasını önlemeye çalışıyorlar. Hatta pek çok baba, toplumsal baskı göreceği endişesiyle, çocuğunun tüp bebek yöntemiyle olduğunu gizlemeye çalışıyor. Aynı zamanda, toplumumuzda tüp bebek yönteminde bir başkasının spermi ya da yumurtasının kullanıldığı şüphesi yaşanıyor. Oysa, toplumdaki yaygın düşüncenin aksine tüp bebek yönteminde babanınspermi ve annenin yumurtası dışında kesinlikle bir başka kişinin spermi ya da yumurtası kullanılmamaktadır. Zaten böyle bir uygulama, kanunlara göre suç sayılmaktadır.”
Erkeklerin önemli bölümünün kısırlık tedavisine sıcak bakmadığı, bu nedenle tedavi edilen hastaların çoğunu kadınların oluşturduğu ifade edildi. Hatta pek çok babanın, toplumsal baskı göreceği endişesiyle, çocuğunun tüp bebek yöntemiyle olduğunu gizlemeye çalıştığı vurgulandı.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Jinekoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Üreme Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Çolakoğlu, erkek ya da kadında görülen kısırlığın birçok nedeninin olabileceğini, kısırlığın erkeklerde sperm sayısı ve hareketliliğinde yetersizlik, kadında ise cinsel organda genetik yapısal bozukluklar ya da bağışıklık sistemiyle ilgili olduğunu belirtti.
Kısırlığın tedavisinde son yıllarda, geliştirilen yeni teknikler sayesinde büyük aşama kaydedildiğini, çocuk sahibi olmanın kadın ve erkek için çok daha kolay hale geldiğini anlatan Çolakoğlu, “Ülkemizde erkek egemen bir toplumsal yapı olması nedeniyle, erkeklerin önemli bölümü, yanlış bilgilenme ya da bilgi eksikliği nedeniyle kısırlık tedavisine sıcak bakmıyor” dedi.
Kısırlık konusunda erkeklerin kadınlara oranla daha hassas ve alıngan olduğunu vurgulayan Çolakoğlu, şunları kaydetti: “Erkeklerin önemli bölümü kısırlık tedavisine sıcak bakmıyor. Bu nedenle tedavi ettiğimiz hastaların çoğunu kadınlar oluşturuyor. Bunda, kısırlığın erkeklere göre kadınlarda daha sık görülmesinin yanında erkeklerin tedaviden kaçmasının da önemli etkisi var. Kısırlığı gurur meselesi yapan erkekler, süreci çok kısa olmasına karşın, tedavi konusunda da zor ikna oluyor.”
Çolakoğlu, bugüne kadar karşılaştıkları vakalarda, erkeklerin ancak zorunlu kaldıklarında ya da çocuk özlemleri en üst seviyeye ulaştığında doktora başvurduğunu öne sürdü.
ÇOCUKLARININ TÜP BEBEK YÖNTEMİYLE OLDUĞU SAKLANIYOR
Tedavi aşamasında güçlükle ikna olan erkeklerin çekingenliklerinin tüp bebek yöntemi kullanılarak çocuk sahibi oldukları zaman da devam ettiğine işaret eden Çolakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tedavilerinin daha çok masraf yapma pahasına çok kısa sürede bitmesini isteyen erkekler, kısırlık sorunu yaşadıklarının duyulmasını önlemeye çalışıyorlar. Hatta pek çok baba, toplumsal baskı göreceği endişesiyle, çocuğunun tüp bebek yöntemiyle olduğunu gizlemeye çalışıyor. Aynı zamanda, toplumumuzda tüp bebek yönteminde bir başkasının spermi ya da yumurtasının kullanıldığı şüphesi yaşanıyor. Oysa, toplumdaki yaygın düşüncenin aksine tüp bebek yönteminde babanınspermi ve annenin yumurtası dışında kesinlikle bir başka kişinin spermi ya da yumurtası kullanılmamaktadır. Zaten böyle bir uygulama, kanunlara göre suç sayılmaktadır.”