İkili öğretim yapan okullarda ilk ders zili 07.20’de çalıyor. Okula ulaşımı ve kahvaltıyı da hesaplarsak, bir öğrenci en geç saat 06.30’da ayakta.
Tek öğretim yapan okullarda çocuk 07.00’de kalkmak zorunda.
Erken kalkan öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalara göre öğrencilerin %20’si derste uyuya kaldığını itiraf ediyor. `’ı da gün içinde uykusu geldiğini söylüyor. Eğitimin kalitesinin ne kadar düştüğünü düşünün.
1 SAATİN BEDELİ
Çocukların uykularından bir saat kaybetmelerinin bedeli çok ağır oluyor.
Araştırmalara göre 21 yaşına kadar beyin gelişimine devam ediyor ve bu gelişimin büyük bir kısmı uyku sırasında oluyor. Yani, uykusuz kalan çocukların beyin gelişimlerinde büyük sorunlar yaşanıyor.
İsrailli bir araştırmacı ilginç bir deney yapıyor. İki tane grup seçiyor ve her grup için bir uyuma programı hazırlıyor. İlk grup her gün 8 saat uyuyor, diğer grup ise 7 saat.
Ne kadar uyduklarını da kola takılan bir alet ile ölçüyor. Güvenilir sonuç almak için alete göre programa uymayanları araştırmadan çıkarıyor.
Çok değil, sadece 3 gün 1’er saat az uyuyan grup, her iki gruba da verilen testte diğer gruba göre başarısız oluyor.
Diğer araştırmalar da bu bulguyu doğruluyor. Hatta, hafta içi uykusuz kalıp, açığı hafta sonu uyuyarak kapatan çocuklarda bile aynı olumsuz etki görülüyor.
Bu etki tüm yıl boyunca birikince problem katlanarak büyüyor.
UYKUSUZLUK VE MUTSUZLUK
Uykusuz kalmak mutsuzluğa da sebebiyet veriyor.
Olumlu ve olumsuz duygular, beynin farklı yerleri tarafından işleniyor. Uykusuzluk olumlu duyguların işlendiği bölgeyi, olumsuz duyguların işlendiği bölgeye göre daha çok etkiliyor. Bu durumda da uykusuz kalanlar daha çok olumsuz deneyimleri hatırlıyor.
Biyalogların bu bulgusunu psikologlar şöyle ispatlıyor. Uykusuz kalmış ve uykusunu almış kişilere kelime testi veriyorlar. Uykusuz kalmış kişiler çok daha az kelime ezberleyebiliyor (algıları zayıflaşıyor) ve ezberleyebildiklerinin % 81’i olumsuz kelimeler.
Beyin olumsuz duyguları daha çok işlediği için mutsuzluk da artıyor.
UYKUSUZLUK VE DİKKAT
Uykusuzluk çocuğun dikkatini toplamasına da engel oluyor. Dersi anlayamıyor.
Biyaloglara göre uykusuz kalan çocuk kandaki şekeri (glikoz) tam olarak kullanamıyor ve kullanamayınca da beyin düşünme ve algılama ile ilgili süreçleri çok iyi kontrol edemiyor.
UYKUSUZLUK VE ÖĞRENME
Ayrıca az uyuyan bir çocuğun beyni, gün içinde öğrenilen bilgileri özümsemekte de zorlanıyor. Çünkü bilginin özümsenmesi çoğunlukla, sadece uyku sırasında etkinleşen genler sayesinde oluyor.
Sonuç olarak okulların bu kadar erken başlaması çocukların öğrenmelerine, gelişimlerine büyük zarar veriyor.
Tabii buna anne baba ile geç saate kadar TV (özellikle diziler) izlemeler, telefon ve internette (facebook, MSN vs.) arkadaşlar ile saatlerce sohbet etmeler de eklenince sorun daha da büyüyor.
Tek öğretim yapan okullarda çocuk 07.00’de kalkmak zorunda.
Erken kalkan öğrenciler üzerinde yapılan araştırmalara göre öğrencilerin %20’si derste uyuya kaldığını itiraf ediyor. `’ı da gün içinde uykusu geldiğini söylüyor. Eğitimin kalitesinin ne kadar düştüğünü düşünün.
1 SAATİN BEDELİ
Çocukların uykularından bir saat kaybetmelerinin bedeli çok ağır oluyor.
Araştırmalara göre 21 yaşına kadar beyin gelişimine devam ediyor ve bu gelişimin büyük bir kısmı uyku sırasında oluyor. Yani, uykusuz kalan çocukların beyin gelişimlerinde büyük sorunlar yaşanıyor.
İsrailli bir araştırmacı ilginç bir deney yapıyor. İki tane grup seçiyor ve her grup için bir uyuma programı hazırlıyor. İlk grup her gün 8 saat uyuyor, diğer grup ise 7 saat.
Ne kadar uyduklarını da kola takılan bir alet ile ölçüyor. Güvenilir sonuç almak için alete göre programa uymayanları araştırmadan çıkarıyor.
Çok değil, sadece 3 gün 1’er saat az uyuyan grup, her iki gruba da verilen testte diğer gruba göre başarısız oluyor.
Diğer araştırmalar da bu bulguyu doğruluyor. Hatta, hafta içi uykusuz kalıp, açığı hafta sonu uyuyarak kapatan çocuklarda bile aynı olumsuz etki görülüyor.
Bu etki tüm yıl boyunca birikince problem katlanarak büyüyor.
UYKUSUZLUK VE MUTSUZLUK
Uykusuz kalmak mutsuzluğa da sebebiyet veriyor.
Olumlu ve olumsuz duygular, beynin farklı yerleri tarafından işleniyor. Uykusuzluk olumlu duyguların işlendiği bölgeyi, olumsuz duyguların işlendiği bölgeye göre daha çok etkiliyor. Bu durumda da uykusuz kalanlar daha çok olumsuz deneyimleri hatırlıyor.
Biyalogların bu bulgusunu psikologlar şöyle ispatlıyor. Uykusuz kalmış ve uykusunu almış kişilere kelime testi veriyorlar. Uykusuz kalmış kişiler çok daha az kelime ezberleyebiliyor (algıları zayıflaşıyor) ve ezberleyebildiklerinin % 81’i olumsuz kelimeler.
Beyin olumsuz duyguları daha çok işlediği için mutsuzluk da artıyor.
UYKUSUZLUK VE DİKKAT
Uykusuzluk çocuğun dikkatini toplamasına da engel oluyor. Dersi anlayamıyor.
Biyaloglara göre uykusuz kalan çocuk kandaki şekeri (glikoz) tam olarak kullanamıyor ve kullanamayınca da beyin düşünme ve algılama ile ilgili süreçleri çok iyi kontrol edemiyor.
UYKUSUZLUK VE ÖĞRENME
Ayrıca az uyuyan bir çocuğun beyni, gün içinde öğrenilen bilgileri özümsemekte de zorlanıyor. Çünkü bilginin özümsenmesi çoğunlukla, sadece uyku sırasında etkinleşen genler sayesinde oluyor.
Sonuç olarak okulların bu kadar erken başlaması çocukların öğrenmelerine, gelişimlerine büyük zarar veriyor.
Tabii buna anne baba ile geç saate kadar TV (özellikle diziler) izlemeler, telefon ve internette (facebook, MSN vs.) arkadaşlar ile saatlerce sohbet etmeler de eklenince sorun daha da büyüyor.